Sisli bir hayal gibi…
Gecenin ileri bir saati.. soğuk bir hava.
Yağmur damlalarının perdelediği camdan dışarı bakıyorum…
Uzaklarda... sen. Nihavent bir şarkı... “Sisli bir hayal gibi içimde hatıralar.”
Tanımaya çalışıyorum.
Kim bu kadın.
Gerçekte yaşadı mı, değilse öykülerimde oluşturduğum kadınlardan biri mi bu... hangisi?
Yıldırımlar... şimşekler dağların üstünde patlıyor. Tanrı Zeus’un korkutucu gücü yok. Unutuldu Zeus. Thales, uygarlığı Mısır’dan aldı, Anadolu’ya getirdi. Antik Çağın filozofları. Anaksimenes, Anaksimandros adım adım ilerlettiler bilimi. Sonunda Aristoteles, yıldırımları, şimşekleri Zeus’tan aldı ve doğaya verdi. Antik dönemde bilimin eşliğinde yepyeni bir kültür doğdu.
Kadim insanlar, insan-doğa-kader üstüne düşünürken 2500 yıllık bir kültürün temellerini atarlar. Tiyatroda Aiskhylos, (MÖ 525-456) Sophokles, (MÖ490-406)Euripides, (MÖ480-400) Bu yazarlar, 2500 yıllık kültürünün tiyatro kolunu oluştururlar.
Tiyatro, döne dolaşa Türkiye’ye de gelir. Geç gelir. Gecikmenin nedeni kadının toplumsal yaşamdan kopukluğudur.
Cumhuriyet’le birlikte Atatürk’ün aydınlanma hareketi kadını toplumsal hayata sokar, tiyatro canlanır.
Türk tiyatro tarihi yazıyor, değilim. Ancak Muhsin Ertuğrul, İstanbul Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatrosu, Genco Erkal-Dostlar Tiyatrosu, AST (Ankara Sanat Tiyatrosu).. Kenterler…
Tiyatro kültürümüze renk kattılar.
Gelişen Türk tiyatrosunu faşist vurucu 12 Eylül’de görüyoruz. Türk Tiyatrosu, faşist vuruşun etkisiyle çalkantılı yaşamını sürdürürken, şimdi başka bir sorunla baş etmek zorunda.
Bu durumu Genco Erkal şöyle anlatıyor;
“Pek çok alanda olduğu gibi tiyatro da salgından dolayı felç oldu. Birçok şey yakında daha normal bir gidişe dönebilir ama tiyatronun uzun bir süre işlerlik kazanamayacağını düşünüyorum. Aklı başında kimse kapalı yerlerde burun buruna birlikte olmak istemeyecek dolayısıyla uzun bir süreliğine konser, sinema, tiyatro gibi faaliyetlerin durduğunu göreceğiz.” *
Salgının getirdiği durum bu.
Gecenin bu saatinde anılar, sisli bir hayal gibi. Damlacıkların perdelediği camda bir sahne. Nerden artakaldı bilemiyorum, romandan ya da tiyatrodan…
-Geç kaldın…
-Neden beklemedin…
*Işıl Çalışkan, Genco Erkal
Birgün gazetesi(03.05.2020)
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.