Hüseyin İrfan Fırat
Hüseyin İrfan Fırat - Fazla çalışma yönetmeliğinde değişiklik yapılması ne anlama

Fazla çalışma yönetmeliğinde değişiklik yapılması ne anlama

Ülkemizde çalışma hayatına getirilen kurallar işçilerin aleyhinde değiştirilmeye devam ediyor. 2003 yılında 4857 sayılı yasayla başlayan bu esneklik uygulamalarına Yıllık ücretli izin hakkını daha küçük parçalara bölmenin ve belirli sektörlerde gece çalışmalarında fazla mesai yasağının kaldırılmasının ardından işçiden alınan fazla mesai onayına ilişkin bir yenisi eklendi.

Fazla mesai konusu işçilerin çalışma hayatında en çok suiistimale uğradıkları konuların başında gelir. Bunun önemli nedenlerinden biri işverenlerin eksik iş gücü ile çalışıp işçileri uzun sürelerde çalışmaya zorlamalarıdır. Oysa kanun koyucu işçiyi korumaya yönelik olarak fazla mesai konusuna çeşitli sınırlamalar getirmiştir. Diğer taraftan çalışma hayatının denetiminden sorumlu olan ilgili bakanlıkta çalışma süreleri ile yönetmelik yayınlayarak fazla mesai konusunu kontrol altına almaya çalışır.

Bu konunun Bakanlık denetiminde olmasının ve bazı kurallar getirilmesinin elbette ki sebebi işçilerin çalışma hayatında fazla mesai konusu ile ilgili yaşadıkları sorunlardan kaynaklanmaktadır.

Yukarıda da söz ettiğimiz gibi 4857 sayılı yasa öncesi uygulamada olan 1475 sayılı iş yasası işveren tarafının çok katı buldukları ve esnetilmesi gerekli bir yasa olarak değerlendiriliyordu. Dolayısı ile 2003 yılında hayata geçirilen 4857 sayılı yasa işverenlerin bu esneklik taleplerine ( yetersiz bulsalar da) yanıt verdi.

ÖNCE BAKANLIK DENETİMİ KALDIRILDI
İşçilerine fazla mesai yaptırmak isteyen işverenler 1475 sayılı yasa döneminde her yıl Çalışma bakanlığına yazılı başvuruda bulunup müsaade almak zorundaydılar. Bunun amacı şüphesiz ki bakanlık müfettişlerinin gereğinde o işletmeyi inceleyip işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından fazla mesai yapılmasına uygun bir işletme olup olmadığını ve müsaadeyi buna göre vermeleri idi. 4857 sayılı yasa ile bu müsaade kaldırıldı. Böylece işverenler bakanlık denetimine ya da onayına gerek olmaksızın işçilere sadece her yıl yazılı muvafakatlerini (onay) almak suretiyle fazla mesai yaptırabilir hale geldiler.

HER YIL İŞÇİDEN ONAY ALMAYACAKLAR
Şimdi yönetmelikte yapılan bu son değişiklikle işverenlerin artık işçilerden her yıl fazla mesai onayı almasına da gerek kalmayacak. İşçinin işe girerken fazla mesai için işverene iş sözleşmesinde onay vermiş olması yeterli olacak. Yönetmeliğin değiştirilen 3. Maddesi aynen aşağıdaki gibidir;

 "MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay iş sözleşmesinin yapılması esnasında ya da bu ihtiyaç ortaya çıktığında alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapmak istemeyen işçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilir."

Görülebileceği işveren iş sözleşmesinde ve/veya fazla mesainin öncesinde onay alabilecek ve işçi de verdiği onayı 30 gün önceden işverene haber vermek suretiyle geri alabilecek. Şimdi bu onayı geri alma konusu çok demokratik gibi görünse de çalışma hayatının gerçekleriyle hiç te uyuşmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Her şeyden önce kronik işsizlik olgusunun yaşandığı ülkemizde bırakın iş sözleşmesi aşamasını daha iş görüşmesi esnasında bir işçiye fazla mesai yapıp yapamayacağı sorulur. Hatta iş başvuru formlarının çoğunda bu soru yer alır. Bu soruya olumsuz yanıt veren işçinin işe alınması pekte mümkün değildir.

Çalışma hayatında sadece bu konuda değil daha pek çok konuda işçiden peşin alınan onaylar ( görev yeri değişikliği, denkleştirme uygulaması onayı vb.) işçinin işe kabul edilmek için zorunlu verdiği onaylardır, bu gerçeği hepimiz biliriz. Dolayısı ile bu onayı veren işçinin ileride onayını geri alabilmesi de pratikte pek geçerli görülmüyor. Bu arada fazla mesai yapmaktan imtina eden işçinin daha sonra direk o gerekçeyle değilse de farklı nedenlerle işten çıkarıldığı gerçeğini de unutmayalım.

   

Toplam 968 defa okunmuştur.

Hüseyin İrfan Fırat diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.