Mesut Özil olayı
Geçen hafta Türk kökenli Milli Futbolcu Mesut Özil'in Alman Milli Takımı'na ırkçılık suçlaması yaparak bırakması Almanya'da gündemin birinci konusuydu.
Mesut'un bu çekilme kararını alması beklenen bir şeydi.
Alman Milli Takımı'nın 2 hafta önce biten Rusya'daki Dünya Kupasında ilk turlarda elenmesi üzerine CB Erdoğan ile çekilen fotoğraflar Mesut'a ve İlkay Göndoğan'a olan tepkileri arttırdı.
İsterseniz bu konuyu Almanya'da bir yerel idarenin Göç ve Uyum Dairesi'nde çalışan, gençliğinde futbol oynamış, ahlende amatör liglerde başarıyla yer almış bir Türk takımı'nda yöneticilik yapmış, konuya çok yakın olan bir arkadaşınız olarak burda kim haklı kim haksız bir mercek altına alalım.
Mesut'un çekilme açıklamasından sonra onu eleştirenler de oldu haklı bulup sahip çıkanlar da.
Aslında tüm bu saldırılarda bence gerçek hedef Özil değil Erdoğan'dı. Çünkü Erdoğan, Almanya ile yaşanan o büyük diplomatik kjrizde haklı ya da haksız Almanlara yönelik söylemedik laf bırakmamış, çok ağır suçlamalarda bulunmuştu.
Almanlar bunu belki bir gün affedeceklerdir ama asla unutmayacaklardır.
Irkçılık konusunda Mesut kısmen haklı evet Almanya'da bazen gizli bazen de açıktan görebileceğiniz, yaşayabileceğiniz ırkçılık vardır.
Bu ayrımcılığı bazı göçmen gençler meslek kursu, iş ararke , dairelerde, sokakta her yerde yaşayabiliyorlar.
Ama bu ırkçılar Almanya'da inanın küçük bir azınlık. Almanların büyük bir çoğunluğu Almanya'ya sosyal uyum sağlamış, kurallara uyan, işine, gücüne giden Almanca konuşan göçmen insanlara bir şey demiyorlar.
Almanya elbette bir cennet değil yanlışlarını gördüğümüzde burayı da eleştiriyoruz.
Almanya'da bir göçmenin başarılı olması, bir yerlere gelebilmesi için eğitimli, iyi Almanca konuşması, aktif, mobil, kişisel yırtıcılığı, sosyal ilişkileri ve Alman'dan daha iyi olması lazım.
Ama tüm bunlara rağmen Almanya'yı ırkçılıkla suçlarken insanın elini vicdanına koyması gerekiyor.
Bu ülkenin göçmen gençlere sunduğu imkanlar, sosyal haklar, hizmetler asla küçümsenemez. Bir kere özgürsün fikrini açıklayabiliyorsun, yanlışı, haksızlığı sorguluyabiliyorsun. O anda bile insan muamelesi görüyorsun.
Mesut'ta çok iyi bir futbolcu olmasa onu büyük kulüplere transfer etmez, milli takımlarına almazlardı yani.
Evet doğru ırkçılar tarafından sosyal medyada Mesut Özil’e kökeninden dolayı saldırıldığında Alman Futbol Federasyonu ( DFB) , Antrenörü Löw ve takım arkadaşları Mesut Özil'e sahip çıkmalıydı. Ama onlar bunu yapmadılar, sessiz kaldılar.
Bu da tipik kapitalist, tüketim toplumu sistemin ve onun insanının davranışıdır. İşe yaradığın, verimli olduğun müddetçe iyisin, 'kralsın' ama tam tersiyse sen bir hiçsin.
Irkçı sataşmalara karşı Mesut'a sahip çıkılmalıydı. Orda haklı.
Mesut'ta diğer yüzbinlerce Türkiyeli genç gibi burada doğan, büyüyen, sosyalizasyonu burada gerçekleşen iki kimlikli bir sporcudur. Bu nedenle her iki ülkeyi de sevebilir bunlar normaldir.
Ailesinden aldığı eğitim, sosyal çevresi onu Türk kültüründen tam koparmamış gibi görünüyor.
Bu sık sık fotoğraf çektirme yan yana gelme olayı ünü, şöhreti ve belki de ondan yararlanma nedeniyle mutlaka Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresi onu ve İlkay'ı 'rahat bırakmamış' olabilirler. Bilemeyiz.. Tekrar çok kültürlü, kimlikli olmaya dönecek olursak ...
Avrupa'da göç alan ülkelerin milli takımlarının kadrolarına bakın ki bu sadece futbolda değil atletizmde, boksta, basket ve voleybolda, güreşte son derece çok kültürlü.
Daha bir kaç gün önce son dünya kupasını kazanan Fransa'nın Mill Takım kadrosuna bakın yarıdan çoğu, hatta en iyi topçuları Afro-Fransız değilmi?
Mesut'un Irkçılık suçlamasıyla şimdi bu uluslararası sorun olan Irkçılık olayı evrensel boyuta dönüştü.
Mesut Özil ne yazık ki Türkiye’deki seçimler öncesinde, Tayyip Erdoğan ile fotoğraf çektirerek, siyasi propagandaya alet olmuştur. Ayrıca bu taraflı olma ve Alman milli takımını bırakma kararı birçok muhalif hayranınıda üzmüştür bunuda bu arada unutmayalım. Bunun bedelini şimdi acı şekilde ödüyor.
Keşke Mesut, Almanları ırkçılıkla suçlarken Türkiye'de Batıdaki deplasmalarında ıslıklanan, taraftarı dövülen Amedspor (Diyarbakırspor ) ve "Kürtçülük propagandasıyla" suçlanarak hapse atılmak istenen kendisi gibi Almanya'da büyümüş, futbolu öğrenmiş Alman takımı Hamburg St. Paulidede top koşturmuş oyuncu Deniz Naki'ye sahip ve yapılanlara da karşı çıksaydı.
Mesut'u Mesut yapan Almanya'dır. Mesut Almanya'da imtiyazlı bir futbolcuydu çok seviliyordu.
Mesut'un Milli Takımı bu şekilde bırakması çok üzücü.
Bu istifa Türkiye'nin yine turnuvayı yapmaya aday olan Almanya'ya karşı 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığını güçlendirir mi hiç bilemeyiz.
Orada çünkü UEFA'nın turnuvayı düzenleyecek ülkede var olmasını istediği; insan hakları, fikir özgürlüğü, medyanın serbest çalışması gibi başka kriterleri, ölçütleri , şartları devreye girecek.
Dileğimiz Mesut Özil'in ırkçılık suçlamalarının Almanya'da sorumlular, politikacılar, uzmanlar tarafından seviyeli, bilimsel ve içerik olarak özgürce tartışılması, konuya kalıcı çözümler bulunmasıdır.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.