82 Kerkük değil Alanya
Günün haberi akşam saatlerinde AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz’den geldi.
81 olan İl sayısı 100’e çıkacakmış.
Hani bir ara gaza gelip söylenen “82 Kerkük, 83 Musul, 84 Şam…” sözü aklıma geldi.
Bu farklıydı.
Muhtemelen “82 Alanya“ diyebileceğimiz büyük ilçeleri il yapma projesi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin teklifi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın da uygun bulmasıyla 81 olan il sayısına 19 il daha eklenip sayı 100’e çıkarılacakmış.
40 yaş üstü olanlar ders kitaplarından iyi hatırlar:
3 tarafı denizlerle çevrili Türkiye yedi coğrafi bölge ve 67 vilayetten oluşuyordu.
ANAP’ın artık çöküşe geçtiği 1989 yılıyla birlikte il yapma furyası başladı. Aksaray, Kırıkkale, Bayburt ve Karaman il yapıldı.
1991 seçimlerine gidilirken DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel çok sayıda ilçeye “Sizi il yapacağım” sözü verdi.
“Bu sözlerimin altını çizin” diyerek vaatte bulunan Demirel’in sözünü tutamadığı zaman şikayete gelen seçmenlere, “O zaman üstünü çizin” diye espri yaptığı bile anlatılırdı.
Demirel’den sonra koltuğuna oturan Tansu Çiller, “Sizi il yapayım mı?” sözünü dilinden hiç düşürmezdi ve çok sayıda yere söz verdi bir kısmını da gerçekten il yaptı.
Yani bu “il yapma” meselesi ANAP-DYP yani merkez sağ siyasetin sevdiği ve sıkça başvurduğu bir seçim vaadi oldu.
ANAP ve 1990’lara damga vuran koalisyon hükümetleri döneminde toplam 14 ilçe il yapıldı.
Son il büyük depremin yaşandığı 1989 yılı sonrası Düzce oldu ve 81 numaralı plakayı aldı.
AK Parti’nin iktidara gelişinden sonra il yapılan ilçe olmadı. AK Parti, geçmişte uygulanan bu yönteme sıcak bakmadı ve popülizm olarak gördü .
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni raftan indirip referanduma sunduran MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hükümet politikaları üzerindeki etkisini AK Parti’nin yıllarca sıcak bakmadığı “il yapma” olayındaki tavır değişikliğinde de görüyoruz.
+++ ++++ ++++
Şimdi sizlere içerisinde romantizm, derin aşk barındıran bir “İl yapma” hikayesi, daha doğrusu girişimi anlatacağım.
Kahramanımız bu kez merkez sağdan değil soldan bir siyasetçi. Rahmetli Bülent Ecevit.
ANAP, DSP ve MHP koalisyonunun artık son zamanları. Henüz seçim kararı alınmamış.
Tarihler 2002 yılını gösteriyor.
Olayı kamuoyuna ilk duyuran gazeteci olarak tanıklığım üzerinden anlatayım.
Temmuz ayının son günleriydi ve Kanal A TV’de “Görüş Farkı” isimli program yapıyordum. O akşam konuğum ANAP Genel Başkan Yardımcısı, eski bakan Cengiz Altınkaya idi.
Cengiz Bey, biraz erken gelmişti stüdyoya. Sakin bir insan olmasına karşın sinirli ve şaşkındı. ANAP’ın Başkanlık Divanı toplantısından geliyordu ve orada genel başkanları Mesut Yılmaz’dan duydukları karşısında hayrete düşmüştü.
- “Şu işe bak ya…” dedi.
- “Hayırdır?” dediğimde
- “Ecevit, sırf Rahşan Hanım oralı diye Şebinkarahisar’ı il yapmak istiyormuş…” dedi ve olayın gelişimini anlattı.
Meğer o gün Avrupa Birliği yasaları üzerine Meclis çalışmaları devam ederken Başbakan Mesut Yılmaz ile Yardımcısı Bülent Ecevit arasında kısa bir görüşme olmuş. Ecevit’in talebi üzerine ikili Başkanlık odasına geçmiş ve orada Ecevit Rahşan Hanım’ın da istediğini söyleyerek, “Şebinkarahisar’ı il yapalım” demiş. Başbakan pat diye söylenen bu teklife şaşırsa da hemen “hayır” dememiş.
İşi yokuşa sürmüş. "110 milletvekili önerge verirse görüşülür” demiş.
Ecevit’in ısrarı üzerine tasarı Bakanlar Kurulu’nun gündemine bile gelecekti daha sonra ve 138 yerin il ve ilçe olmasını öngören tasarıya eklenerek İçişleri Komisyonu’na gönderilecekti.
Şebinkarahisar nüfusu 50 bini bile bulmayan bir ilçeydi ve çok daha büyük ilçeler var iken il yapılacak olması tepki doğuracaktı. Nitekim dönemin İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, “Sırf Rahşan Hanım istedi diye il olmayı hak eden daha büyük İlçeler varken Şebinkarahisar’ın il yapılmak istenmesine gönlüm elvermiyor” diyerek karşı çıkacaktı.
Gerçekten tuhaf bir talepti, karşılanması zordu ama isteyen Ecevit olunca yapılabilecek fazla bir şey de yoktu. O günlerde herkesin dilinden dökülen, “Ey aşk nelere kadirsin!” sözleri olacaktı. Herkes biliyordu ki Şebinkarahisar’ın il yapılma isteği tamamen Ecevit’in Rahşan Hanım’a duyduğu sevgi ve saygının yansımasıydı. Ecevit gibi ilkeli bilinen bir siyasetçi aşkı uğruna böyle rasyonel olmayan bir talepte bulunmuştu.
Öneri tuhaftı ama haber şahaneydi. Hemen hızlıca yazıp baskıya yetiştirdiğim haber ertesi gün sayfada ufak şekilde yer alsa da çıkardığı gürültü büyüktü. Bir anda ülkenin bir numaralı gündemi oldu. Birkaç gün tartışıldı ama zaten seçim atmosferine giren ülkede fazla karşılık bulmadı. Meclis’in tozlu raflarında bekleyen tasarılar arasına girdi.
Bu tartışma en çok Şebinkarahisarlılara yaramıştı. Bu küçük İlçe bir anda Türkiye’nin gündemine gelmiş, tanınmış adeta yeniden keşfedilmişti. Şebinkarahisarlılar başta “Hayırlı evlat” dedikleri Rahşan Hanım’a sonra da “Enişte” dedikleri Bülent Ecevit’e müteşekkirlerdi. Nitekim Or-An sitesindeki evlerinin önüne gelip “Enişte buradayız işte” diye pankart açıp destek sloganları atmışlardı.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.