Hüseyin Çelik, Pandora’nın Kutusu’nu açıyor
Ömer ŞAHİN / Ankara
Uzun yıllar AK Parti’nin sözcülüğünü yapan Hüseyin Çelik, Adalet Partisi / DYP kökenli bir siyasetçi.
Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nin gençlik kollarında başladığı siyaset yolculuğunda DYP milletvekili olarak Meclis’e adım atmış daha sonra AK Parti Kurucuları arasında yer almıştı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağı nedeniyle Abdullah Gül’ün Başbakanlığında kurulan ilk AK Parti Hükümeti’nin Kültür Bakanıydı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı görevine getirildi.
AK Parti’nin henüz “tek adam” partisine dönüşmediği ve “parti devleti” görünümünün yaşanmadığı yıllardı…
Asker ve yargı ile kavgalı olunan o yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı koltuğu iğneli fıçıdan farksızdı.
Zaten hangi parti iktidar olursa olsun en çabuk değişen Milli Eğitim Bakanları oluyordu.
Hüseyin Çelik bu çalkantılı dönemde 6 yılı aşkın bakanlık görevinde bulundu. Cumhuriyet tarihinin en uzun süre Milli Eğitim Bakanlığı yapan ikinci siyasetçi..
Bakanlığın ardından yine uzun süre Genel Başkan Yardımcısı göreviyle AK Parti sözcülüğünü üstlendi.
2015 yılına kadar 16 yıl kesintisiz milletvekilliği yapan Hüseyin Çelik bu tarihte aktif siyasete nokta koydu.
AK Parti’den istifa etmedi ama faaliyetlerine de katılmıyor.
Eskiden her gün ekranlar ve gazete sayfalarında görmeye alışık olduğumuz bir isimdi Hüseyin Çelik.
Şu sıralar nadiren medyada görünse de boş durmuyor…
“Doçent” olarak girdiği Meclis’te akademik çalışmaya ara vermişti. Meclis’ten ayrılınca kaldığı yerden devam etti. Şimdi “Profesör” unvanını aldı ve Atılım Üniversitesi’nde ders veriyor.
Bu arada yıllar önce doktora tezi olan “Ali Suavi ve Dönemi” isimli kitabını güncelledi.
Kendi adını taşıyan web sayfasında ise önce milli eğitim politikalarına daha sonra da Sultan 2.Abdulhamit’e ilişkin eleştiri dozajı yüksek yazılar kaleme aldı. (http://www.huseyincelik.net/)
Aynı düşüncelerini katıldığı bazı TV programlarında da dile getirdi.
Mevcut hükümetin siyasi idol olarak gördüğü 2.Abdulhamit’e çok ağır eleştiri getiren yazıları ve konuşmaları dikkat çekiciydi.
TRT 1’de yayınlanan “Payitaht” isimli dizide anlatılanların gerçeklerle bağdaşmadığını belgelerle ortaya koyan tam 11 adet köşe yazısı yazdı.
Çelik’in eleştirilerine AK Parti ve ona destek olan kalemlerden yanıt gelmemesi de gözden kaçmadı.
Hüseyin Çelik bir süredir üzerinde çalıştığı kitabıyla yine çok konuşulacağa benziyor.
Bakanlık yaptığı o fırtınalı dönemde yaşanılanları kaleme alan Çelik’in kitabının adı;
Milli Eğitim’de üç-Beş Nöbeti.
Askerlik yapanlar bilir. 3-5 nöbeti uykuya direncin az olduğu en zor nöbettir.
Görev yapılan dönemin zorluğuna gönderme yapmak için bu isim verilmiş.
Hüseyin Çelik ile yaptığım görüşmede kitap henüz yazım aşamasındaydı. Sanırım kısa süre içerisinde raflardaki yerini alacak.
500 sayfayı aşan hacimli bir kitap…O dönemde gerçekleşen ya da gerçekleşemeyen tüm önemli olaylara, krizlere ve yaşananların perde arkasına yer veriliyor kitapta.
YÖK krizi, imam hatipler, katsayı tartışması, kuran kursları, rektörlerle çatışmalar, askerlerle ilişkiler, kadrolaşma iddiaları, bedava kitap dağıtımı, Ruhban Okulu, Aleviler, Süryaniler, Kürtler, Çerkesler gibi tartışmalı konular ayrı başlıklarla ele alınıyor.
“Milli Meseleler” başlıklı bölümde ise; Öğrenci Andı, Öztürkçe, Milli Bayramların Kutlanma Biçimi, Atatürk, Atatürkçülük gibi yıllardır tartışması süren başlıklar mevcut.
AK Parti Hükümetleri döneminde yaşanmış siyasi krizlerin arka planını da okuyacağız. Hüseyin Çelik, askerlerle yaşanan gerilimler, dönemin Genel Kurmay Başkanları Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt ile yaptığı görüşmeleri, Cumhuriyet Mitingleri’ni, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı, 367 krizi ve E-muhtıra ile devam eden süreci , o dönemde yaşananları ilk ağızdan anlatıyor.
Geçmişte söylediği sözler bugün bile tartışılan Hüseyin Çelik’in yakın tarihe ışık tutacak kitabı çok ses getireceğe benziyor.
Twitter: https://twitter.com/omer_sahinn
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.