Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Çanlar sadece İran değil, Türk Dünyası için de çalıyor...

İranlı general Kasım Süleymani’nin öldürülmesi her şeyden önce bir cinayet ve bizzat başka bir devletin başkanı tarafından onaylanması daha da büyük bir felaket ve suç. İşlenen cinayet, benim önceki kitaplarımda bahsettiğim Hedefli Öldürme Sistemi’nin (Targeting Killing) bir parçası. Bu görev muhtemelen her Salı günü yapılan ve başkan, komutanlar ve ilgili operasyon birimlerinin katıldığı toplantıda alındı ve bir general bu işe tayin edildi. Bu toplantıda alınan kararlar ile üç tür cinayet mekanizması devreye giriyor;

- Hedefli öldürme; uydudan takip edilen bir hedef, buraya yakın bir ABD üssünden kalkan drone (insansız hava aracı) ile vuruluyor; operasyon Pentagon’da bir harekât odasından idare ediliyor.

- Özel Kuvvet/Askeri Şirket görevlendirme; ABD’nin çıkarlarına göre hareket etmeyen (örneğin ihaleyi vermeyen) birileri o ülkeye gönderilen ekip tarafından yok ediliyor ya da etkisi hale getiriliyor (en çok Afrika’da kullanılıyor).

- CIA suikastları; ABD’nin hedefi olarak belirlenen münferit kişiler, örneğin bir araba kazasına kurban giderek, iz bırakmadan ortadan kaldırılıyor.

Bu makalede, Kasım Süleymani’nin katledilmesinin arkasında yatan nedenlerden çok, büyük resim için jeopolitik güç savaşlarında nerede olduğumuzu açıklayacağız. Aslında konu, İran ve Ortadoğu’dan çok tüm Asya için çanların çaldığı bir dönemi kapsıyor. O yüzden, bu coğrafyanın merkezinde olan Türkistan ve Türk Dünyası’nı dolayısı ile bizi daha çok ilgilendiriyor. Türk medyasında gezen; ‘Avrasyacılık’, ‘Ön Asya Birliği’, ‘Çin ve Rusya ile dost olduğumuz’ gibi boş masalları bir kenara bırakmanın ve uyanmanın zamanıdır. Umarım katkımız olur.

Kasım Süleyman ve İran, büyük planın neresinde?

ABD, Orta Doğu ve Türkiye konusunda ikiye bölünmüş durumda;

- Büyük İsrail’in peşindeki küreselci Siyonistler; (Mesihci) planı hızlandırmak için İran senaryosu ve Kürt devletçikleri kurma peşinde idi ama Trump, ikinci kesimden çekilmek zorunda kaldı.

- Çin’i asıl tehdit olarak görenler; bunlar bir an önce Orta Doğu’dan çıkmak ve asıl tehdide yönelmek istiyorlar. İran, Çin ve Rusya tehdidine karşı Türkiye ile ilişkileri iyi tutmak istiyorlar. Birinci grupta olanların ABD’yi asıl hedefinden uzaklaştırdığına inanıyorlar.

ABD’nin İran savaş senaryosunu daha önce bir makalemde detaylı bir şekilde anlatmıştım. 2018 için planlanan bu savaş, ekonomi ve teknoloji sorunları nedeni ile 2020’ye ertelendi. Ancak, ABD, uzun zamandır İran içinde ayaklanma provaları yaparak, uluslararası gündemi sıcak tutmaya çalışıyordu.

İran ise ABD senaryosunun farkında olarak savunmayı İran dışına taşıyacak, ülke dışında da düşmanını vuracak bir yöntem geliştirdi. ABD’ye ancak karadan vurulabilirdi ve bunun için Kasım Süleymani beş ülkede 200 bin genç savaşçı eğitiyordu. Bu ülkeler sırası ile Irak, Suriye, Yemen, Pakistan ve Afganistan’dır. Böylece ABD’nin dikkati İran dışına kayacak ve odaklanma sorunu yaşayacaktı.

İran, son olaydan sonra mutlaka bir karşılık vermek isteyecek, en uygun hedef ve zamanı kollayacaktır. Bu hedef muhtemelen daha üst düzey olacaktır. ABD, son suikast ile kendi vatandaşlarını korumak değil, daha da tehlikeye atmış oldu. İran’ın durduracak tek bir aktör var; İngiltere.

İran, yakın zaman önce el altından İngiltere ile anlaştı ve kendisine yönelik senaryoyu ertelemiş gözüküyordu. Bu anlaşmanın temelinde İran’ın İngiltere’de dondurulmuş 450 milyar Avro civarındaki fonlarından vazgeçmesi var. Böylece İran, İngiltere’nin koruması altına girdiğini düşünüyor.

Yahudi jandarması ABD ise, Trump’ın göreve geldiği günden beri Arapların paralarına el koymakla meşgul. Salman’ın elindeki tek kaynak olan ARAMCO’nun da devri ile ülkenin bölünme süreci başlayacak. Salman ise gerçekleri örtmek için modern Suudi Arabistan ütopyasına oynuyor.

ABD’nin iş planında İran içinde ayaklanmaların gittikçe sıklaştırılarak, seçilen zamanda düğmeye basılması var. Çin için büyük savaşa hazırlanan ordu ise ayrı bir ordu ve yeni teknolojiler nedeni ile en erken 2025’de hazır hale gelecek. Sonrası eğitim ve tatbikatların için de belirli bir hazırlık dönemi gerektiriyor. 2035 civarında yapılacak Çin ile savaşta kullanılacak yeni ABD ordusunun kullanacağı teknolojiler ve konseptler ile ilgili detayları bir sonraki makalemde bulabilirsiniz.

İran, halen Orta Asya’ya Tacikistan üzerinden etki etmeye çalışıyor. Afganistan’da Tacikleri kullanıyor. Şii Hazara Türklerini sistematik olarak Anadolu’ya göndererek kendine Doğu Anadolu’da kuşak (etki alanı) kurmaya çalışıyor. 1949 sonrası İran’a gelen Afgan mültecileri de Türkiye’ye yönlendiriyor.

Türk Dünyası için asıl tehdit Çin’dir..

Çin, Rusya ve İran sanıldığı gibi dost ya da müttefik değiller. Şangay İşbirliği Örgütü, iki ülkenin Doğu Türkistan ve Çeçenistan gibi yerlerdeki bağımsız hareketlerini terörle mücadele adı altında şeytanlaştırmasına yarıyor. Rusya’nın İran’a attığı kazıkları, nükleer silah konusunda engellemelerini ve Suriye’deki rekabetini daha önce yazmıştık. Rusya ve İran, en azından Suriye’yi kendi kontrolüne almak için rekabet halindeler. Çin’e gelince; Kuşak Projesi olmadan ‘Batıya Doğru’ politikası onu küresel güç haline getiremez. Bu proje, onu eninde sonunda Rusya ile bir çatışmaya götürecek. Kazakistan’da olduğu gibi Türk Dünyası içinde de rekabet halindeler. Çin’in;

- Pakistan ile Hindistan’a karşı iyi ilişkileri var.

- Afganistan’daki Taliban üzerinde etkili.

- Rusya’da Sibirya güneyini İran’a kadar (evlilik yolu ile) Çinlileştiriyor.

Türkiye ve Türk Dünyası için büyük güç tehdidi üç ayrı odaktan gelmektedir;

- Kısa vadede; ABD,

- Orta vadede Rusya ve

- Daha uzun gelecekte ise Çin.

Bunların içinde en tehlikeli olan Çin tehdididir. Şimdi diyeceksiniz ki, “Hadi ABD ve Rusya’yı anladık da, Çin nereden çıktı?”. Açıklayalım; Çin tehdidi; şimdilik yumuşak gücü ile geliyor, ‘kuşak yol’dan kaçmak istiyor ama kaçamıyorlar, Çin nüfuzuna girmek istemiyorlar. Bölge Çin etki sahası olmaya aday. Çin tehdidi; Doğu Türkistan’dan sonra Batıya doğru öncelikle Türk Dünyası’nın en zayıf halkası olan Kırgızistan’ı tehdit ediyor. Batı Türkistan’da en zayıf halka Kırgızistan’dır.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu buradan okuyabilirsiniz..

Toplam 3803 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.