Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Politika, Strateji ve Ulusal Güvenlik Planlaması

Politika, belirli bir konu ya da aktör ile ilgili genel tutumumuzdur. Politika bize hedefimizi yani “ne” istediğimizi söyler. Strateji ise politikanın belirlediği hedefe nasıl ulaşacağımızı yani “nasıl” sorusunun cevabını belirler. Strateji, bugünden geleceği kavrayabilme becerisidir. Geçmişten edinilen bilinçle, günün değişim dinamiğini kavrayarak geleceğe sahip çıkabilme çabasıdır. Strateji ile devlet kavramları arasında aslında vazgeçilmez bir bağ vardır. Bu bağ öncelikle gelecek adınadır. Geleceğin zenginlik ve adalet zemininde işlemesi için, ülke kaynaklarını tüm potansiyelleriyle seferber edebilmek için, hukukun demokrasiyi koruyucu niteliğini yerleşik kılmak için stratejik akıl, devlet yönetiminin vazgeçilmezidir. Unutulmamalıdır ki, günü yaşayıp geleceği tasarlamayan toplumlar, ne yaşadığını, niçin yaşadığını ve nasıl yaşadığını bilemeyen toplumlardır. Böylesi bir toplumun geleceği yoktur. Çünkü onların geleceğe başkalarının avuçlarındadır. Bunu aşmanın yolu stratejik aklı yerleşik kılmak, geleceğe uzanan yolu kendi iradenle kat etmektir. Stratejik akıl, bilginin bilince dönüşmesidir. Değerlerin ve birikimin işlenmesidir. Geleceğe güvenle bakabilmenin iradesidir. Tüm bunlar bir devletin yönetme becerisinde saklı olması gerekenlerdir. Milletiyle bütünleşmiş bir devlet aygıtının, önceliği güçlü olmaktır. Bu güç; zenginliği, adaleti ve demokrasiyi koşulsuz yerleşik kılabilme yeteneğidir. Bu yeteneği yaratabilmenin yolu stratejik aklı süreklileştirmektir. Stratejik akıldan yoksunluk; ufuksuzluğa, sağa sola savrulmaya, iradesizliğe tutsak olmaktır. Bu tür bir tutsaklık ise tükenişin seyridir.
Tarih boyunca ülkelerin sivil ve asker yöneticileri, belirsizlikleri azaltacak ve karar almada önemli avantajlar sağlayacak bilgilerden yararlanmak suretiyle, tehlikeler konusunda önceden uyarılmaya ve hazırlıklı olmaya önem vermişlerdir. Devlet adamı sadece günlük olaylarla, sorunlarla uğraşmaz, ileride ortaya çıkabilecek gelişmeleri, sorunları tahmin ederek çeşitli olasılıklara göre çözüm önerileri de hazırlar. Ülkeler, devam eden ve muhtemel krizleri ve yeni oluşumları yakından takip ederek, ulusal güvenliğe ve çıkarlara gelecek tehdit ve riskleri önceden değerlendirmek, gerekli önlemleri önceden almak ve ulusal güç unsurlarının imkânları dâhilinde inisiyatifli bir politika izlemek zorundadır. Devlet adamının asli görevi, ülkesini bekleyen tehditleri ve fırsatları öngörerek, uluslararası ilişkilerin kırılma noktalarında gerektiğinde güç kullanmakta tereddüt etmemek ve bu amaçla, ulusal gücü geliştirmek ve hazır tutmaktır. Örneğin, son 40 yılda Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde birer Kürt devletçiği ortaya çıkmasını önleyemeyen devlet kadroları bu görevlerini yerine getirememişlerdir. Televizyonlar ve gazetelerimizde her gün pek çok kişi her gün güvenlik konularında ahkâm kesmesine rağmen, politika ve strateji geliştirme, güvenlik planlaması konularında bilimsel bir altyapıları yoktur. Hatta Dışişleri Bakanlığı mensupları bile bu konulardan uzaktır. Dolayısıyla bu tür konular oldukça tehlikeli bir şekilde dezenformasyon alanı haline gelmiştir. Bu makalede, devlet adamının ulusal güvenlik politikasının belirlenmesi ve strateji oluşturmadaki rolü üzerinde durulacak, bu kapsamda büyük strateji örnekleri irdelenecektir.

Ulusal Politika, Ulusal Strateji

Kavramsal açıklamalara politika kavramını önceliğe alarak bir literatür taraması ile başlamakta fayda bulunmaktadır. 
Politika, devletin güç ve kaynaklarını ulusal çıkar doğrultusunda hazırlama ve kullanma sanatıdır. Politika, uygulama alanına strateji ile girer. Yani uygulamanın başladığı yerde politika biter. 
Strateji; maksada ulaşmak için gücün hazırlanması, tanzimi ve kullanılması sanatıdır. Yönetim terminolojisinde bugün politika, strateji, konsept, doktrin, tak¬tik, teknik, model ve program kavramları iç içe olmuşlardır. 
Bunlardan doktrin; kalıplaşmış fikirler, model; kalıplaşmış uygulamalar ve program ise belirlenmiş iş sırası anlamlarını taşır. 
Konsept, geleceğe yönelik faaliyetlerle ilgili, ‘sistemleştirilmiş düşüncedir’. En belirgin niteliği kesin olmamasıdır. Teknoloji ve tehditteki gelişmeler, konseptin değişkenliği üzerinde önemli rol oynar. Zaman geçtikçe ve ilgili şartlar hakkındaki bilgiler netleştikçe konseptler ‘doktrin’ haline gelir. 
Genel anlamda doktrin (öğreti), ulusal hedeflerin ele geçirilmesinde, askeri kuvvetlerin veya unsurlarının faaliyetlerine yön veren temel prensiplerdir. Doktrin, konseptlerden farklı olarak, bugünün harekâtı için prensip, taktik, teknik ve usuller sağlar. 
Politika süreci; politikanın belirlenmesi, onay, uygulama ve geri besleme olmak üzere dört safhadan oluşmaktadır. Politika, politik hareket tarzı üretilmesi, üretilen hareket tarzları arasında seçim yapılması ve seçilen hareket tarzının uygulanmasının takibi ile ilgilenir, uygulamayı stratejiye bırakır. Stratejiye göre ise bir üst hareket tarzıdır. Ulusal politika, bu yönüyle ulusal hedeflere yönelik genel kararları kapsar. 
Ulusal politika, ulusal hedeflerin elde edilmesi için uygulanacak genel hareket tarzlarıdır. Bu amaçla yürütülecek bütün faaliyetler için düzenleyici ve sınırlayıcı bir rehber vazifesi görür. Bu yönüyle ulusal politika, ulusal gücün ulusal çıkarlar doğrultusunda hazırlanması ve kullanılması sanatıdır. Ulusal politika, bu yönüyle ulusal hedeflere yönelik genel kararları kapsar. Bütün stratejik planlama faaliyetlerinin başlangıcı ulusal politikadır. 
Ulusal politika olarak ortaya çıkan kararın uygulanması için uzun süreli bir plan yapmak gerekir, yapılan bu planın adı ulusal stratejidir. Ulusal strateji, ulusal hedeflere ulaşmak için kullanılacak ulusal gücün nasıl ve ne ölçüde kullanılacağını belirler. Ulusal strateji; ulusal çıkarları sağlamak maksadıyla hazırlanan ulusal politika, plan ve programların bütünüdür. Barışta ve savaşta ulusal hedeflerin elde edilmesi için milletin politik, ekonomik ve psi¬kolojik gücünün silahlı kuvvetlerle birlikte geliştirilmesi ve kul¬lanılması sanatı ve ilmidir. 
Politikacının görevi, ülkenin temel çıkarlarını etkileyen belirli bir uluslararası ilişkiler ortamında veya krizde fayda ve zarar analizi yapabilmek, çıkarların önem derecesini tespit etmektir. Daha sonra her temel çıkar için diğer ülkelerin çıkar derecesini tahmin etmelidir. Buradan hareketle çıkar önem derecelerini karşılaştırarak, kendi ulusal çıkarının hangi vasıta ile –görüşmeler yolu ile mi?, silahlı çatışmaya girilmesi mi?, çözüleceğini hesaplamalıdır. Bu yüzden ulusal güvenlik politikasına, ulusal hedefler ile ulusal güç arasında bir ilişki gözü ile bakılmalıdır. 
Ulusal politika ve strateji ilgili her güvenlik aktörü seviyesinde üst politika ve stratejiye uygun olarak yeniden hazırlanır. Örneğin devletin üst güvenlik ve strateji belgesi kapsamında, onu destekleyecek şekilde Sağlık Bakanlığı’nın ya da Enerji Bakanlığı’nın da kendi politika ve stratejilerini geliştirmesi beklenir.
Ulusal politikanın gerçekçi olmasının birinci şartı uluslararası sistemin gerçeklerine uygun olması, ikincisi de yeterli güce sahip olmaktır. Dünya siyasi tarihinde pek çok siyasi projenin gerçekçi olmadığı için başarısızlığa uğradığını veya belli bir süre sonra hayatiyetini kaybettiğini ya da katılan ülkelerin projeden ayrıldıklarını ve hatta birbirine hasım haline geldiklerini gösteren pek çok örnek bulunmaktadır. 
Ulusal stratejinin siyasi, ekonomik, psikolojik, askeri, bilimsel vb. gücün her alanında birbiri ile uyumlu bölümleri vardır. Stratejinin bir alt seviyesi olan operatif; strateji destekleyecek güç unsurlarının temini ve konuşlandırılması ile ilgilidir. Taktik ise operasyonel güçlerin saha da uyguladıkları yöntemleri içerir.
Genel anlamı ile strateji, mevcut ve elde edilebilir kaynaklar ile istenen sonuçlar arasında en uygun yöntemi bulmaktır. Strateji oluşturma süreci; ülke liderliğinin ulusal politikaya uygun olarak ulusal hedefleri (sonuçları) elde etmesi maksadıyla, ulusun mevcut gücünü (kaynaklar, vasıtalar) kullanarak, stratejik ortamın koşullarını ve coğrafi yerleri nasıl (konsept, yöntem) kontrol edeceğini beFlirler. Böylece ulusal olan politika, strateji, güç, çıkarlar ve hedefler arasında doğrudan ilişki kurulmuş olur. 
Stratejik başarı aşağıdaki koşullara bağlıdır;

    - Güç bileşkesinin, amaca ve zamana göre uygun kullanımı,
    - Enformasyon kapasitesi ve entelektüel birikim,
    - Teknik, ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklere uygun taktikler geliştirilmesi,
    - Açık ve bilinen yöntemlerin yanı sıra, açık olmayan ve tanımında güçlükler bulunan yaratıcı mücadele yöntemlerinin (örneğin terör, propaganda, kitle iletişim araçlarını manipüle etme) kullanılması.

Ulusal Güvenlik Planlaması

Ulusal güvenlik, ülkenin birlik ve bütünlüğünü, refahını, yaşam huzurunu bozmaya yönelik iç ve dış tehdit unsurlarını öngörmek, oluşmasını engellemek ve oluşması durumunda da minimum kayıpla bertaraf etme anlamı taşımaktadır. Ulusal güvenlik; ulusal gücün geliştirilmesini ve ulusal çıkarları gerçekleştirecek bi¬çimde kullanılmasını, uluslararası koşullara uyarak belirli hareket tarzla¬rının saptanmasını ve uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Ulusal güvenlik politikasının tespitinde; ulusal, bölgesel ve uluslara¬rası konjonktürdeki değişimler ve gelişmeler dikkate alınırken, önceden belirlenmiş olan ulusal çıkar ve ulusal hedef veya hedefle¬rin de göz önünde bulundurulması gerekir. Ancak bölgesel ve özellikle uluslararası ilişkilerdeki çağdaş değişiklikler ve gelişmeler de gözden uzak tutulmamalıdır. Bu nedenle özünde, ülkenin ulusal çıkarını etkilemeyen, fakat değişikliklere ve gelişmelere açık ve ona göre şekillendirilmiş bir ulusal güvenlik politikasının belirlenme¬si, akılcı bir yöntemle yapılmalıdır. 
    Tehdidin niteliği, ulusal güvenliği sağlamak için elde bulundurulacak askeri gücün yapısı ve büyüklüğüne tesir eden en önemli hususudur. Son yıllarda birçok ülkede ortaya çıkan terör, bölücülük, sabotaj, casusluk ve organize suçlar gibi faaliyetler hem devletin bekası hem de topluma zarar veren tehditler haline geldiğinden ulusal güvenlik yapılanması ve bunlarla mücadele edecek güç unsurlarının geniş kapsamlı ve iç içe olması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. 
Ulusal güvenlik planlama süreci çerçevesinde ulusal hedeflerin tespiti ve sağlanması için uygulanan yöntem temel olarak bir dizi faaliyeti gerektirmektedir. Öncelikle devletin var oluş nedenine ve bulunulan güvenlik ortamının koşullarına uygun olarak ulusal çıkar ve ulusal hedefler tespit edilir. Müteakiben ulusal hedeflere ulaşmak, korumak veya devam ettirmek için gerekli ulusal politika belirlenir. Daha sonra ulusal strateji ortaya konur ve bu strateji hükümet düzeyinde topyekûn stratejiye dönüştürülür. Topyekûn strateji ise genel uygulama yöntemlerini, ara hedefleri ve önceliklerini, güç oluşturma ve kullanma konularını kapsayan askeri, siyasi, ekonomik, eğitim vb. stratejileri içeren ilgili Bakanlıklar, askerler ve kurumlar seviyesinde genel stratejiler haline çevrilir. Genel strateji ise ilgili Bakanlık, Komutanlıklar ve diğer kurumlar tarafından eylem, operasyon veya harekât stratejilerine dönüştürülür. Son aşamada hedefe ulaşmak veya ulaşılan hedefleri korumak amacıyla fiili uygulamalar yapılır. Bu uygulamalar çeşitli güç vasıtalarının kullanılmasını gerektiren yöntemler -çeşitli askeri girişimler veya diplomatik faaliyetler şeklinde olur.  

          Şekil 1: Strateji Belirleme Modeli

11stra.png 
Kaynak: Boone Bartholomees, Jr. (Edt.), U.S. Army War College Guide to National Security Issues, Strategic Studies Institute Book, Volume II: National Security Policy and Strategy, Appendix I. 

Ulusal güvenlik politikasının tespitini müteakip, ulusal güç unsurlarının sağladığı imkânlar dâhilinde uygun politika vasıtaları seçilir. Politika vasıtalarının derecesi belirlenen emarelere göre tayin edilmelidir. Bu vasıtalar arasında; diplomatik baskılar, bilimsel ve kültür alışverişinin kesilmesi, finansal ve ekonomik tedbirler, örtülü (yıkıcı) faaliyetler, konuyu uluslararası kurumlara taşıma (BM Güvenlik Konseyi müzakereleri), ticaret ambargosu, askeri güç gösterisi, abluka, sınırlı askeri güç kullanımı ve topyekûn savaş sıralanabilir. Politika planlayıcıları ve karar vericiler; etkileme, baskı ve kuvvet ile ilgili önlemleri, belirli dış politika veya ulusal güvenlik konusunda bilinen ulusal çıkarların derecesi ile orantılı olarak kullanmalıdırlar. Ekonomik ve askeri baskının kullanılmasında aşırı reaksiyon, bir krizi niyet edilenden daha kötüye götürebilir ve arzu edilmeyen bir harbe neden olabilir. Diğer taraftan, kışkırtma ve dış baskıda düşük reaksiyon göstermek de karşı tarafı; çıkarlarınızın yüksek olmadığı veya onları savunmak için fazla ısrarınızın bulunmadığı sonucuna götürebilir. 

Uluslararası ilişkilerdeki yeni oluşumların değerlendirilmesi ve ulusal güvenlik politikasının belirlenmesinde; evrensel değerlerin ve kriterlerin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Çağdaş devlet anlayışının bütünüyle hâkim olacağı bir ulusal güvenlik politi¬kası ile ülke; uluslararası ilişkilerde saygın ve güvenilir bir yere sahip olurken ulusal varlığının, bütünlüğünün ve uluslararası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dâhil bütün çıkarlarının iç ve dış tehditlere karşı da korunmasının dengesi sağlamış olmalıdır. Yönetim sistemi nasıl olursa olsun, her ülkenin kendi çıkarlarına göre tespit ettiği bu politikanın; uygulanmasını biçimleyen usul ve metotlarını ortaya koyan, ulusal güvenlik hedeflerinin gerçekleşmesini sağlayacak olan bir stratejinin de belir¬lenmesi gerekir. Ulusal güvenlik stratejisi denilen bu stratejinin uygulanmasında, içinde bulunulan şartlar dikkate alınarak ve onlara uydurularak gerektikçe değişiklikler yapılması, başarının temel şartlarından biridir.

Devlet Adamı ve Ulusal Güvenlik

Ulusal güvenlik politikasının üç temel unsuru bulunmaktadır; 

  1. Ulusal güvenliğin sağlanması, 
  2. Ulusal hedeflere ulaşılması ve bu iki unsur için; 
  3. İç, dış ve savunma hareket tarzlarına ait esasların (politika esasları) tespit edilmesidir. 

Siyasi gücün icra organını temsil eden Hükümet önce;

    - Ulusal hedeflerini tayin eder,
    - Buna uygun olarak, ulusal politikasını belirler ve
    - Ulusal hedefin elde edilişinde, ulusal güç unsurlarını kullanır.  

Ulusal güvenlik politikasının tespitini müteakip, ulusal güç unsurlarının sağladığı imkânlar dâhilinde uygun politika vasıtaları seçilir. Ulusal güvenlik politikalarının oluşturulması dört açıdan normal politika sürecinden farklılık gösterir. Öncelikle politikanın gerektirdiği faaliyetler belirli bir ölçüde gizlilik gerektirir. Kriz ve krize yakın durumlarda bu politik süreç biraz daha hız kazanmak zorundadır. Birçok durumda güvenlik politikalarının uygulanması dış faktörlerin, diğer devletlerin katılımını gerektirdiğinden mevcut yasal zorluklar daha da artabilir. Son olarak kullanılan vasıtaların askeri güç, dışişleri bakanlığı elemanları ve istihbarat sistemleri olması politik sürece ayrı bir hassasiyet katmaktadır.
Devlete yönelik iç ve dış tehditler ile risklerin sağlıklı bir şekilde tespit edilebilmesi için bir tehdit değerlendirmesi yapılmasına ihtiyaç vardır. Tehdit değerlendirmelerinin asıl işlevi; belirlenecek tehdit/risklere karşı alınacak tedbirleri içeren ulusal güvenlik politikasının tespitine yön vermesidir. Her ülke, kendi tehdit/ risk algılamalarına göre bir ulusal güvenlik politikası belirlemek durumundadır. Bu nedenle ülkeler, kendi tehdit/risk algılamaları çerçevesinde ulusal güvenlik politikalarını tespit etmeye yönelik ulusal güvenlik sistemleri oluşturmuşlardır. 

Ulusal çıkar, “bir ülkenin kendi güvenlik ve refahı için gerekli olan hususlar” olarak tanımlanmaktadır. Ulusal çıkar, genel hatları ile devletin güvenliğini, ulusal bütünlüğünün devamını ve ulusun refahını kapsar. Ulusal çıkarlardan yola çıkılarak ulusal hedefler ve ulusal politika geliştirilir. Genellikle değişmeyen dört temel ulusal çıkar önem derecesi şu şekildedir; 

  1. “Beka” önem derecesi (Genellikle ülkenin toprak bütünlüğü ve ulusal birliği bu kategori içindedir ve bu konularda ülke savaşı göze almıştır.) 
  2. “Hayati” önem derecesi (Daha çok ileri düzeydeki savunma, bölgesel güvenlik ve ekonomik çıkarları kapsamakta ve savaş kesin olmamakla beraber savaş riski taşıyan çıkarları göstermektedir. Savaşı ileri bir tarihte muhtemel kılan güvenliğe yönelik tehditlerde bu kapsamdaki çıkarlara işaret edebilir.) 
  3. “Çok Önemli” önem derecesi (Genellikle güç kullanımını gerektirmeyen ancak, hesaplanmış politikalar ve eylemler ile elde edilmeye çalışılan siyasi ve ekonomik düzeydeki çıkarları kapsamaktadır.) 
  4. “Önemli” önem derecesi (Genellikle tarihi ve kültürel değerler niteliğindeki ulusal çıkarların yer aldığı, insani ve kültürel politikaların uygulandığı, uzun vadeli çıkarlar olarak değerlendirilmektedir.)

Ulusal hedef ise elde edilmesi halinde ulusal çıkarların gerçekleştirilmesini sağlayan sonuçlardır. Ulusal hedef, tamamen ulusal niteliktedir ve ulusun belli bir kesiminin veya belli bir iktidarın değil bütün ulusun ve hükümetlerin benimsediği hedeftir. Ulusal hedefler kaynak bakımından genelde iki gruba ayrılırlar. Birincisi, ulusun tarihinde yer alıp onunla beraber geleceğe yönelen hedeflerdir. İkinci grupta olanlar ise bulunulan durumdaki ulusal çıkarlardır. 

           Şekil 2: Ulusal Güçten Ulusal Çıkarlara

sta2.png

Siyasi gücün icra organını temsil eden iktidar önce ulusal çıkar ve hedeflerini tayin eder, sonra buna uygun olarak ulusal politikasını belirler ve nihayet ulusal hedefin elde edilişinde ulusal güç unsurlarını kullanır. 
Ulusal çıkarın önemi, ulusal hedeflerin tayinindeki rollerden kaynaklanır. Herhangi bir ulusal çıkarın elde edilmesi maksadıyla ulusal güç unsurlarının ne derece kullanılması gerektiğinin değerlendirilmesine ‘ulusal çıkar önem derecesi’ denir. Ulusal çıkarlar önem ve öncelik derecesine göre (Tablo 1); Beka, Hayati çıkarlar, Çok Önemli ve Önemli olarak derecelendirilmektedir.  Beka derecesinde önemli ulusal çıkar, tehdide karşı savaşı göze almayı gerektirir. Hayati ulusal çıkarlar ise hükümetin acil planlamasını ve askeri gücün sınırlı kullanımı dâhil olmak üzere ulusal güç unsurlarının kullanılmasını gerekli kılar. Çok önemli ulusal çıkar ise askeri tedbirlerden çok siyasi ve ekonomik tedbirler almayı gerektirir. Önemli kategorideki ulusal çıkarlar için psiko-sosyal tedbirlerin ötesinde ciddi siyasi ve ekonomik tedbirler uygulanmaz. 

           Tablo 1: Ulusal Çıkar Matrisi

3stra.png

Ulusal çıkar, “bir ülkenin kendi güvenlik ve refahı için gerekli olan hususlar” olarak tanımlanmaktadır. Ulusal çıkar, genel hatları ile devletin güvenliğini, ulusal bütünlüğünün devamını ve ulusun refahını kapsar. Ulusal çıkarlar, ulusal duruma ve uluslararası ilişkilere bağlı olarak değişmezler; kapsamları değişik ve geniştir, devamlıdırlar ve sayıları azdır. Ulusal hedef ve ulusal politikanın ortaya konmasında bir hareket noktası ve bir çerçeve vazifesi görürler.  Kısaca, ulusal çıkarlardan yola çıkılarak ulusal hedefler ve ulusal politika geliştirilir. Ulusal hedefin seçilmiş olmasını; belirlenen gayeye ulaşacak bir ulusal stratejinin seçimi ve uygulamaya yönelik bir eylem planın yürürlüğe girmesi takip eder.
Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;
https://www.academia.edu/102114837/Politika_Strateji_ve_Ulusal_Güvenlik_Planlaması

Toplam 2625 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.