Yeliz Koray
Yeliz Koray - Aynı dağın Gülüsünüz siz

Aynı dağın Gülüsünüz siz

Uğur Mumcu, suikast ile aramızdan ayrılmadan önce Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar dediğinde, Fethullah Gülen hepimizin hocasıdır. Muhterem ve herkesin saygı duyduğu hoca efendidir diyordu…

Milletvekiliydi!

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, binlerce suçlunun şartlı salıverilmesini veto ettiğinde Başbakan, ulusal güvenlik için risk yaratan Petrol Yasasını veto ettiğinde Dışişleri Bakanıydı. 

Sinagoglara saldırı yapıldığında da, El Kaide teröristleri banka ve konsolosluklara bomba attığında da başbakan yardımcısıydı. 

Kuzey Irakta Amerikan askerleri Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde dışişleri bakanıydı.

Birçoğu Cumhuriyet kazanımı olan yüzlerce kamu malı talan edilir gibi peşkeş çekildiğinde;
Başbakandı..
Dışişleri Bakanıydı..
Cumhurbaşkanıydı.

Türkiyenin en önemli kurumları; TÜPRAŞ, SEKA, TEKEL, TELEKOM, şeker fabrikaları, THY hisseleri, 277 taşınmaz, 103 arsa ve 90 lojman "babalar gibi satılırken" dışişleri bakanı..

İskenderun, Bandırma ve Mersin limanları, PETKİM,  Halkbank, TEDAŞ,  Trakya Elektrik Dağıtım şirketi, Sivas Kangal Termik Santrali, Seyit Ömer Termik Santrali, Seyit Ömer Linyitleri "gâvur malı" gibi satılırken cumhurbaşkanıydı.

Yardım ayağıyla para toplayan Deniz Feneri, 41 milyon avroyu cebe indirdiğinde de, yolsuzluğun üstü kapatıldığında da cumhurbaşkanıydı. 

Diyarbakırda Öcalanın mektubu okunduğunda da PKKlılar dağdan davul zurnayla indiğinde de cumhurbaşkanıydı;
Şehitlere kelle, katillere sayın dendiğinde de.. 

Belki orada değildi ama megri megri ile halay çekildiğinde de, çadırdan mahkemeleri kurulduğunda da cumhurbaşkanıydı. 

Bayrakları göndere çekildiğinde AKPden dışlanmıştı ama Barzaniyle gurur duyulduğunda cumhurbaşkanıydı. 

İmralıya feribot turları düzenlendiğinde de Terörist başıyla görüşen şerefsizdir dendiğinde de cumhurbaşkanıydı.  

Nerenize batıyor diye TCnin kaldırılmaması için kendimizi yırtığımızda da, Andımız kaldırıldığında da cumhurbaşkanıydı.

Kulağı ağrıdığı için 23 Nisan kutlamasına katılmadığında Başbakan, başı ağrıdığı için Cumhuriyet Bayramına katılmadığında cumhurbaşkanıydı. 

Sonra sürekli bahane, mazeret nereye kadar…

Kutlamalar kökten kaldırıldığında da cumhurbaşkanıydı.

Suriyeden göç başladığında da IŞİD elini kolunu sallaya sallaya sınırdan girdiğinde de cumhurbaşkanıydı. 

Belki son bir yılıydı, ama Gezide çocuklar ölürken de, gençlere çapulcu, vandal dendiğinde de cumhurbaşkanıydı. 

Askerler, gazeteciler, aydınlar, Atatürkçüler bir bir hapse tıkıldığında…

Aileler Silivri kapısında yatıp, içerdekiler kahırdan kanser olduğunda…

Biz Kumpas dediğimizde hem cumhurbaşkanıydı hem de Ben bu davanın savcısıyım diyenlerin yanındaydı. 

Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum denildiğinde de, çocuk gibi salondan Kalk gidiyoruz diye kaldırıldığında da cumhurbaşkanıydı. 

Reyhanlı da 52 kişi öldüğünde, bakan çocuklarının evinden para sayma makinaları çıktığında, Zarrab hamuduyla götürdüklerini faiziyle geri aldığında da cumhurbaşkanıydı.

Bitmedi…

Atatürk açılımı (!) yapıldığında partide olmaması bir şey değiştirmez!
İki ayyaş dendiğinde de cumhurbaşkanıydı, 
Neden her yerde bu adamın heykelleri var? dendiğinde de...

Velhasıl, Ak şeker kara şeker, bir damar soya çeker.

Beraber yürüdünüz siz bu yollarda, beraber ıslandınız yağan yağmurda.
Şimdi duyduğum her Gül lafında,
Bana her şey o günleri hatırlatıyor.


 

Toplam 1084 defa okunmuştur.

Yeliz Koray diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.