Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

COVID-19, 5G ve asıl tehlike 6G...

Son günlerde bazı sosyal medya yayınlarında 5G teknolojisinin coronavirüsü yaymaya yardım ettiği hatta bizzat bu amaçla kullanıldığına ilişkin haberler ortaya çıkmaya başladı. Bazı ülkelerde insanların bu durumu protesto etmek için sokağa döküldüğüne ve baz istasyonlarına zarar verdiklerine ilişkin haberler de var. Bu tür haberler milyonlarca takipçisi olan Facebook, Youtube, Instagram gibi sosyal medya organlarında gittikçe yayılıyor. Bu makalede, önce 5G’nin ne olup olmadığı ve iddiaların doğruluğunu sorgulamaya çalışacağız. Ama daha önemlisi Coronavirüsten daha tehlikeli olan 6G konusunda sizi uyaracağız.

5G ve COVID-19...

COVID-19 ile 5G arasında bağlantı kuran haber ve videoların kaynağı İngiltere’deki NHS England Medikal Direktörü Stephen Powis. Burası dünyanın en asparagas uydurma ya da komplo haber merkezi olarak biliniyor.  Komplo teorisine göre, mobil telefon şebekesinde kullanılan 5G’nin yaydığı frekans dalgaları Coronavirisü de yayıyor. Söz konusu iddalar iki grupta toplanıyor;

(1) 5G bağışıklık sisteminize baskı yaparak, virüse yakalanmamızı kolaylaştırıyor.

(2) Virüs bir şekilde 5G teknolojisi kullanılarak yayılıyor.

Bilim insanlarına göre, COVID-19 ile 5G arasındaki bağlantı tamamen uydurma. İngiltere’deki Reading Üniversitesi’ndan Dr.Simon Clarke’a göre, bağışıklık sistemimizin güçlü olması pek çok şeye bağlı. Bunların başında yorgun olmamak ve iyi beslenmek geliyor. Radyo dalgaları sizin ancak psikolojisini etkileyebilir. Bunun biyolojik anlamdaki virüsler ile hiçbir alakası yok. Ama başka virüsler ile alakası var yani hacker’ların kullandığı iletişim sistemlerinin içine sızmak için kullanılan virüsler. 5G’ye geçiş ile frekans band genişliği ve hızı arttığından artık buna göre yeni virüs şekilleri ortaya çıkacak. Bunun biyolojik virüs ile hiçbir alakası yok. Biyolojik virüs ancak canlılardan geçer.

Elektromanyetik alan etkisi konusuna gelince bu da doğru değil. Eğer cep telefonunuzu sürekli kulağınıza dayarsanız bir süre sonra kulağınız bir derece ısınır. Eğer bir baz istasyonunun 6 m. civarında yaşarsanız, gene vücudunuzu ısınmaya ve bazı hücreleri öldürmeye başlar. Bu yüzden, cep telefonunuzu kulaklık ile kullanmanız tavsiye ediliyor. Ya da baz istasyonları yaşam yerlerine belirli bir mesafede kurduruluyor. 5G’ye dönecek olursak radyo dalgaları o kadar küçüktür ki bağışıklık sisteminize etkili olmaz. Evinizdeki mikrodalga fırın ya da saç kurutma makinanız çok daha fazla elektromanyetik dalga yayar ve o yüzden fırın çalışırken başında beklemeyin tavsiyesi yapılır. Bunların temelinde elektromanyetik dalgaların yol açabileceği hücre bozulması yani kanser tehlikesi vardır.

İnsanların doğal olandan kat be kat daha fazla bir elektromanyetik ışımaya maruz kalmaları hücre bozulmalarına bağlı kanser benzeri rahatsızlıklarına yol açabilir. Mevcut teknolojilerin yarattığı elektromanyetik fauna bile yeterince endişe uyandırmışken bir de bundan onlarca kat daha yüksek frekansa ve dolayısı ile enerjiye sahip 5G teknolojisi hayata geçirildiğinde, üstelik yaşam alanlarımızın tam ortasına çok sayıda baz istasyonları yerleştirileceği bilinirken, bu endişelerin daha da büyümesi söz konusudur. Bu nedenle, baz istasyonlarına varan tepkiler kaçınılmaz görünüyor. İngiltere’de 5G ile COVID-19 yayılıyor diye sokağa döküken halkın durumu ise konunun her türlü manipülasyona da açık durumda olduğunu gösteriyor.

Henüz 5G teknolojisinin insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerine yeterince veriye dayalı bilimsel çalışma bulunmuyor. Ancak, 5G kullanılmadığı halde COVID-19’un etkili olduğu başta İran olmak üzere pek çok ülke var. Öte yandan, COVID-19 nedeni ile sanayi sektöründe en büyük darbeyi yiyenlerden biri 5G oldu. Kimse kullandığı telefonu değiştirmek istemiyor. Şu an ki en önemli pazar olan Avrupa’da 5G’nin müşterisi azaldı. Bunun en önemli nedeni, insanların parayı elinde tutmak istemesi. Futbol ve eğlence sektörünün durmuş olması da 5G’ye geçmeyi cazip kılmıyor. 5G dünya genelinde yaklaşık 30 pazara girmişti ama şimdi bu sınırlı sayıda nüfusça yoğun bölgeler ile sınırlı kaldı. 2020, 5G’nin yılı olarak düşünülmüştü. Başta ABD olmak üzere bazı ülkeler 5G’ye geçmeye karşı bazıları ise endişeleri nedeni ile tereddütte.

5G’nin tehlikesi...

Eşyaların internetinin ABD halkının yarısına ulaşması için 13 milyon eşya baz aleti yanında hemen her binaya 5G aktarıcıları konması gerekiyor. Bu diğer ülkelerde de pek çok sağlık sorunu ve protesto konusu olacak, çevre ve ağaçlar etkilenecek. Ancak, aynı zamanda espiyonaj, siber saldırılar ve hacker’lar içinde pek çok fırsat doğuracak. Çünkü eşyaların internetine sadece buzdolapları değil uçaklar da bağlı olacak. 5G ile ülkenizin bankalar, yollar, barajlar, elektrik sistemleriniz gibi kritik alt yapılarına zarar verilebilir. Sadece Çin’de şu anda 350 bin 5G aktarıcı inşa edilmiş durumda. Bunlara gözetleme kameraları ve yüz tanıma tekolojileri entegre edilmiş. Böylece herkesi otomatik olarak takip etmeniz mümkün.

5G ile birlikte milyarlarca çip, sensör, kamera ve diğer tesisat kullanılarak her köşe ve her canlı takip edilecek. Bu sistemlerin sahip olduğu eş zamanlı analiz kabiliyetleri ile şüpheli insan ve robot davranışları tespit edilecek ve sözde olay olmadan önlenecek. Bu konuda; Çin, İngiltere, Hindistan ve ABD şimdiden yoğun çalışmalar yapmakta. En büyük olanı, Çin'deki SKYNET; bu sisteme bağlı 150 milyondan fazla kamera anlık verileri toplamakta ve anlık görsel analiz yapma kabiliyetine sahip. Çin, böylece Uygur Türklerini takip altına almışken, İsrail, Filistin’de her canlıyı takibe aldığını gururla beyan ediyor. 5G teknolojisi Çin’de otonom ırkçılık için yeni bir çağ başlattı.

5G tüm dünyaya yayıldığında ne olacak? Artık 20 milyonluk bir şehirde kaybolan bir çocuk ya da yetişkinin en geç 15 dakikada nerede olduğunu bulabilmekteler. 2030 yılında bu sisteme bağlı ülkedeki kamera sayısının 1 milyara yaklaşması bekleniyor. İnsanların günlük hayatta çeşitli amaçlarla kullandıkları AR (Augmented Reality) ve VR (Virtiual Reality) gibi cihazları ele geçirilerek duydukları ve algıladıkları şeylere erişilerek manipüle edilebilecek. AR ve VR üzerinden cinsellik ve kimyasal uyuşturucu kara pazarını oluşturabilir. Biyometrik tanıma sistemine sahip drone saldırılarıyla seçilmiş kişilere sessiz suikastlar düzenlenebilecek. Ancak, gerçek tehlike 6G ile gelecek.

6G, bağımsız düşünen insanın sonu...

Çin’de ve İsrail’de başladığı gibi artık sadece insanlar değil, tüm canlılar tek tek kodlanmış ve yüz tanıma ile takipte. Hareketlerimizden sonra yaydığımız elektro manyetik dalgaların deşifre edilmesi ile düşüncelerimiz de kontrol altına alınacak. 6G, bizim beynimize çipleri sokan, her hareketimizi ve düşüncelerimizi kontrol eden teknoloji olacak. Tek dünya devletini kurmak isteyenlerin şirketleri 6G ile bizi kontrol edecek. Sonuç olarak, bağımsız düşünebilen son insan versiyonuyuz, beynine çip takılmış “İnsan 2.0” özgür olmayacak. İşlemediğimiz suçlar için hapse gireceğiz. Şimdi bir geçiş aşamasındayız. COVID-19 nüfus azaltması yönünde yeni ve esaslı bir denemeydi.

Makalenin geniş versiyonu ve devamı için;

Toplam 4234 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.