Engeli nasıl aştık?

15 MİLLETVEKİLİ GEÇİŞİ

yi Parti’nin Genel Seçimlere girebilmesi için, Cumhuriyet Halk Partisi’nden 15 milletvekili İyi Parti’ye geçti, böylece parti grubu kuran Meral Akşener’in partisi 24 Haziran’da yapılacak genel seçimlere katılabilecek.

CHP’nin bu davranışı, seçim yarışının dışında bırakılmak istenen İyi Parti’nin yarışa katılabilmesini, seçmenlerinin mecliste temsil edilebilmesini sağlamaktadır. Bu bakımdan demokrasinin önüne konulmuş engelin aşılması anlamına gelmektedir.

Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta İyi Parti seçmeninin de temsil hakkının korunması, mecliste temsil hakkı elde edebilmesidir. İyi Parti’nin seçimlere girmesini engelleyen keyfi tavrın karşısında, demokrasinin yanında durmak, tarihi bir görevdir.

CHP’NİN DESTEĞİNE NEDEN İHTİYAÇ VAR?

CHP’nin 15 milletvekilini İyi Parti grup kurabilsin diye vermesinin sebebi, 16 Nisan’da yapılan değişikliktir. Zira 16 Nisan’da Anayasa değiştirilmedi. Aksine, 82 Anayasası geliştirildi. Zaten Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını değiştirmek bir suçtur. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Ancak belli maddeleri değiştirilebilir. 16 Nisan’da da yapılan buydu, 18 madde değiştirildi.

İşte yapılan bu değişiklikle, 82 Anayasası’nda yürütme organı olan, siyasi sorumsuzluğu bulunan ve yetkileri teamüllerle belirlenmiş olan Cumhurbaşkanlığı makamında, yürütme organının bütün yetkileri toplandı. %10 barajının üstüne, yüz bin imza ve %50+1 barajları getirildi. Yasama organının yetkileri kısıtlandı. Denge ve denetim mekanizması daraltılırken, yetkileri geniş bir hükümet sistemi oluşturuldu.

82 Anayasası referanduma sunulurken, aynı referandumda Kenan Evren’in de Cumhurbaşkanlığı da onaya sunulmuştu. Anayasanın kabulü, Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı anlamına geliyordu. Evren, kendi yetkilerini öyle geniş tutmuştu ki, kimse onu yargılatamasın istiyordu.

Dolayısıyla 82 Anayasası’nda Cumhurbaşkanı’nın siyasi sorumsuzluğu olduğu gibi, yaptığı ve söylediği hiçbir şeyden sorumlu tutulamaz. Devletin başıdır, istediğinde Bakanlar Kurulunu toplar, MGK’yı toplar, ordunun da başına geçer, Başkomutanlık yapar.

İşte bütün bu yetkilere, yürütme organının yetkileri de eklenince, ortaya yetkileri sınırlandırılamayan bir yürütme organı çıktı.

16 Nisan referandumuna giderken, bunu “güçlü hükümet'' olarak ifade ettiler. Kimse güçlü hükümet ifadesini tanımlamaya kalkışmadı. Aksine bunun adı güç zehirlenmesidir dendi. Zira demokrasilerde güçsüz hükümet olur.

SIFIR BARAJ

Cumhuriyet Halk Partisi, 16 Nisan referandumuyla geliştirilen 82 Anayasası’nın antidemokratik kurallarını aşmanın bir yolunu, 15 milletvekilini İyi Parti’ye göndererek buldu.

Bir diğer engel aşma yöntemi de “sıfır baraj'' yöntemidir. Yapılan değişikliğe göre ittifak kuran partiler içerisinde bir parti barajı geçiyorsa, ittifak üyesi olan diğer partiler de barajı geçmiş sayılırlar.

Bu kural doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi de, barajı geçemeyen bazı partilerle ittifak görüşmelerine girerek, onlar için de engeli ortadan kaldırmanın arayışına girmiştir. Ne kadar antidemokratik hüküm varsa hepsini aşmanın yolu bulunmaktadır.

Yıllar sonra 21. Yüzyıla nasıl başladığımızı ve keyfe keder bir tavırla demokrasinin önüne konmuş engelleri nasıl aştığımızı anlatırken, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin, hiçbir karşılık beklemeden; ne bakanlık, ne vekillik, ne de yerel seçim pazarlığına girişmeden, sadece demokratik temsil hakkının önüne konmuş engeli aşabilmek için 15 milletvekiliyle, kendisiyle aynı seçim yarışına girecek olan İyi Parti’ye destek vermesini örnek vereceğiz.

Umarım 22 Nisan 2018’de engeli aşmak için verilen uğraşı, önümüzdeki yıllarda, en azından yüzyılın ikinci çeyreğinde vermek zorunda kalmayız da, emeğimizi ve aklımızı insanca bir yaşamı nasıl kuracağımızı düşünerek harcarız.