Fransa'da hükümet düştü: Şimdi ne olacak?

Fransa'da güvenoyunu alamayan Michel Barnier hükümeti düştü. Barnier, Eylül ayında başbakan olarak atandığından bu yana özellikle sol kanadın tepkisini çekmişti. Ancak, hükümetin düşmesine karar veren asıl şaşırtıcı gelişme, aşırı sağcı Ulusal Birlik'in (RN) desteğine tamamen bağımlı olan bir hükümetin düşürülmesi oldu.

France24'ün haberine göre, Marine Le Pen'in liderliğindeki RN, yıllarca kendisini ölçülü ve sorumlu bir parti olarak sunmaya çalıştı. Bu, hem partinin geçmişteki Yahudi karşıtı tutumları hem de solun sert siyasi muhalefet tarzından uzak durmalarını içeriyordu. Ancak RN, Barnier hükümetinin kaderini başından itibaren elinde tutuyordu ve hükümeti destekleme kararını, son saatlere kadar "isteksiz tavizler" kopararak vermişti.

Barnier, oylama öncesinde, RN'nin talepleri doğrultusunda, elektrik tarifelerine zam yapılması ve ilaç geri ödemelerinin azaltılması gibi bazı "kırmızı çizgilerden" geri adım atmıştı. Ancak Lorimer'e göre, RN, Barnier'in kemer sıkma önlemlerini desteklemenin siyasi bedelinin yüksek olabileceğini düşünmüş olabilir. RN, bu desteği sürdürmek yerine hükümete karşı durmayı tercih etti.

Lorimer, RN'nin "saygınlaştırma" stratejisini güçlü bir şekilde kullandığını ve bu stratejinin, Barnier'in politikalarına çok yakın durmaları durumunda popülerliklerini kaybetme riskini beraberinde getirdiğini belirtti. RN'nin desteklediği hükümetin, özellikle halk arasında popüler olmayan kemer sıkma politikalarını benimsiyor gibi görünmesi, onlara daha fazla zarar verebilirdi. Bu sebeple, erken cumhurbaşkanlığı seçimi talebi de bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Capoccia ise RN'nin bu hareketinin daha basit bir stratejiye dayandığını, Marine Le Pen'in AB fonlarından zimmetine geçirdiği suçlamalarla karşı karşıya olduğu bir dönemde RN'nin ani bir güç gösterisi yapma ihtiyacı hissettiğini öne sürdü. Partinin, Le Pen'in liderliğini sorgulatmadan, istikrar sağlayıcı bir güç olarak görünme stratejisini benimsediği belirtiliyor.

Lorimer, son olarak RN'nin kendi çelişkileriyle sıkışıp kaldığını ve radikal bir değişim arayışıyla, ülkedeki siyasi düzenin kaosa sürüklenmesini istemeyen orta sınıf muhafazakârların desteğini kazanma ihtiyacı taşıdığını ifade etti. RN'nin, bir yandan daha saygın ve ılımlı bir imaj yaratmaya çalışırken, diğer yandan radikal seçmen kitlesinin desteğini kaybetme riskini de göze alamadığını söyledi.