Heykellere saldırı
Heykellere saldırı Coşkun ÖzdemirSon haftalarda Atatürk heykellerine birkaç saldırı oldu. Bu saldırılara ilk kez 50’lerde DP iktidarı yıllarında tanık olmuştuk. İktidar bunlara bir yasa ile engel olmaya çalıştı. Ama Atatürk ve devrimlerine...
Coşkun Özdemir
Son haftalarda Atatürk heykellerine birkaç saldırı oldu. Bu saldırılara ilk kez 50’lerde DP iktidarı yıllarında tanık olmuştuk. İktidar bunlara bir yasa ile engel olmaya çalıştı. Ama Atatürk ve devrimlerine karşı olanları hoşgörü ile karşıladı Atatürk karşıtı Saidi Nursi’yi ziyaret ederek saygılar sundu. Menderes meclise “siz isterseniz hilafeti de getirebilirsiniz'' diye seslendi. Cumhuriyet ve devrimlere düşmanlık bu ülkede hiç eksik olmamıştır. Osmanlı’dan aldığımız miras kökten kolay kolay silinemezdi. İktidarlar devrimlere çağdaşlığa aydınlanmaya bilime bilimselliğe sahip çıkmamışlardır. Dinciler, cemaatler, tarikatlar daima müsamaha ile karşılanmıştır Nihayet adım adım ilerleyen muhafazakarlık İslamcı bir partinin iktidarı kazanmasına yol açtı. Dinciler için kapılar açılmıştı. Artık öç alma zamanı gelmişti. Reis dindar ve kindar gençler yetiştirmek istiyordu. Yandaşlar kininizi şimdilik içinizde tutun unutmayın diyordu. Bu cumhuriyet parantezini kapatacağız Osmanlı’yı ihya edeceğiz diyordu.
O halde Cumhuriyet’e ve onun kurucusuna saldırmak kutsal bir görevdi Eğer bunu suç olarak görenler varsa onların sayısız suç ortakları vardı Bu suç nasıl bir kişiye mal edilebilirdi. Eğer ülkenin zirvesinde dindar ve kindar gençler yetiştireceğini ilan eden bir lider varsa, onun yanında 10 kasımlarda Anıtkabir’e gideceğinize kenefe gidin diyen bir yandaş tarihçi varsa, eğitim yoksunu tek dayanağı din olan sade vatandaş nasıl rahat durur. Onun böyle bir ortamda kindarlık gösterisi için Atatürk’ü seçmesine şaşılır mı ? Büyük Atatürk “Bu ülke şeyhler, dervişler meczuplar memleketi olmayacaktır demişti. Ama inanılmaz bir öngörü ile bugünlerin tarifini yapmıştır. Çoğunlukla gizlenen bir gerçeğimiz var. Halkımızın durumunu tartışma konusu yapmıyoruz. Çok yineledim. Bu ülke Mustafa Kemal gibi bir dâhiye kavuşmuş ve geri kalmışlıktan cehaletten kurtulmak ve çağdaşlığa doğru emin adımlar atmak olanağını bulmuştur. Ne yazık ki onu anlayan onu izleyen yurtseverler hiçbir zaman iktidar olamamış, iktidarların hiçbiri hayatta en hakiki mürşitin (yol gösterici) bilim olduğu gerçeğini benimsememiştir. Asıl önemli olan halkın iyi bir eğitimden, laiklikten, özgür bir birey olmaktan kasıtlı bir şekilde yoksun bırakılmasıdır. Bu halk bütün saflığına karşın aydınlanmadan özgürlüklerden uzak kalmış, aklını kullanan bir yurttaş olamamıştır. Kendi çıkarını, kendi haklarını savunmayı öğrenememiş ve bir yurt sever olamamıştır. Yurtsever olmak öğrenmeyi gerektirir. Duygusallıkla yurtsever olunamaz. Dindarlıkla ,ümmetçilikle, dogmaların sınırları içinde kalarak yurtsever olunamaz. Neden geri kaldığınızı ,neden emperyalistlerce sömürüldüğünüzü, neden kadın özgürlüğüne kavuşamadığımızı öğreneceksiniz. Neden bir tiyatroya gidemiyor, iyi bir lokantada yemek yiyemiyorum, çocuğumu neden kolejlerden birinde okutamıyorum diye soracaksınız. Allah’ın emri değildir bu açık eşitsizlik. Müziği Allah yasaklamamıştır, kadın sokağa yalnız çıkmasın ,nişanlılar el ele tutuşmasın demiyor Allah. İbni Sina, İbni Haldun ,İbni Rüşt gerçek İslam bilginleri felsefecileri idi. Osmanlı onlardan yararlanmadı, Yurdumuzda alnı secdeye değenler de öyle. Bilimden bilimsellikten uzak kaldığımız için bir demokrasi kuramadık. Akıl ve bilim iktidar olmadı. Bu yüzden seçimler de sağlıklı olamamıştır. İktidar yandaşlarının her fırsatta sığındığı millet ve sandık hiçbir zaman hukuka ve tarafsızlığa öncelik veren temiz bir seçim olmamıştır. Bir çoğu şaibelidir. Örneğin AKP iktidarı aralıksız iktidarda kalabilmek için her çareye başvuruyor ve iktidar gücünü en kaba şekilde kendi lehine kullanıyor. Halkın haklı, doğru, yurt yararına dürüst bir seçime destek verme kapasitesi olmamıştır. Bunun sorumluları toprak ağaları ile işbirliği yapan politikacılardır. Türkiye’nin gerçek yurtseverleri seçimlerde daima kayıptadır. Bu yüzden AKP iktidarı ile FETÖ’cülerin ABD’nin de yardımı ile darmadağın ettiği ve Silivri’ye doldurduğu ordu aleyhinde bu suikastı, bu kumpası alkışlayan Nagehan Alçı ve benzerleri her akşam hiç hakları yokken, utanmadan yeni icat ettikleri söylemlerle televizyonlarda kulaklarımızı tırmalıyorlar. Bir bilim toplumu ve çağdaş bir ülke olma mücadelemiz devam edecektir. Tarih tersine akmayacaktır. Sevgili Oktay Akbal’ın dediği gibi Atatürk bir gün gelecektir. Biz er geç kazanacağız.
"Heykellere saldırı" haberi, 24 Ağustos 2017 tarihinde yazılmıştır. 24 Ağustos 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Heykellere saldırı haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Heykellere saldırı 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 15 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.