İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi

İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi

İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi Mustafa Solak3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Paşa (o dönem henüz Atatürk soyadını almamıştı) çalışmalarına hemen başladı. Erzurumlular Mustafa Kemal Paşa’yı 1. Dünya Savaşı’ndaBitlis’teki çarpışmalardan...

Mustafa Solak

3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Paşa (o dönem henüz Atatürk soyadını almamıştı) çalışmalarına hemen başladı. Erzurumlular Mustafa Kemal Paşa’yı 1. Dünya Savaşı’ndaBitlis’teki çarpışmalardan tanıyordu. Kimisi de Çanakkale’de O’nunla beraber savaşmıştı. Erzurumlular, Atatürk’ün şahsiyetini eski Bitlis valisi Mazhar Müfit Kansu’ya şöyle ifade ediyorlardı:

“Yaman kumandandır. Sert muharebe eder. Üzerine atıldığı düşmanı kırmadan bırakmaz.''[1]

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a yerel bir kongreye gelse de daha ilk günlerde, bütün Müdafaai Hukuk cemiyetlerini biraraya getirme fikrini Hoca Raif Efendi’ye şöyle aktarıyordu:

“Hainleri, zalimleri, hıyanet ve ihanet esasına müstenid [dayanan] teşekkülleri izale etmek vazifemizdir. Ancak, milli ve vatani müdafaa esasına müstenid olarak kurulmuş bulunan cemiyetlere de bir şekil ve beraberlik vermek lazım…Her vilayette bir cemiyet olur ve böyle münferiden harekete girişilirse, muvaffakiyet şüphelidir. Memleketin kurtarılması gayesi ile teşekkül eden bu cemiyetleri birleştirmek, onlara umumi bir şekil vermek, bir merkezden idare etmek lazımdır.''[2]

Erzurum kalesi muhafızlığına ait küçük bir binada yapılan toplantıda Mustafa Kemal Paşa, “padişahın, ünvanı saklı ve baki kalmak şartıyla her şeye razı'' bulunduğunu, memleketin selameti noktasında şu üç fikrin çarpıştığını aktarmıştır:

“a) Galip devletlerle harp edemeyeceğimize göre uysal, fedakar ve uyuşkan hareket etmek.

b) Padişahın etrafında toplanmak ve düvel-i muhasamanın [düşman devletlerin] padişah ve halife için hükümranlık hakkı tanıyacağı bölgede Osmanlı devletini idame etmeye gayret eylemek.

c) Osmanlı devletinin taksimi mukarrer olduğuna göre, ırk ve bölge hususiyetlerine ehemmiyet vermek ve bu imkandan faydalanarak mevzii kurtuluş çareleri aramak.''[3]

Ne yapılması lazım geldiğine kendisinin yanıtı ise şu olmuştu:

“Hakimiyet-i Milliyeye müstenid bilakaydü şart müstakil bir Türk Devleti teşkil etmek ve bu hedefe behemehal [kesinlikle] vasıl olmaktır.''[4]

Mustafa Kemal Paşa, toplantıda, bunu sağlayacak yolun ise millete dayanmaktan, Millet Meclisi’ni kurmaktan geçtiğini ortaya koyuyordu:

“Millet davası ancak millet huzurunda görülüp yürütülebilir. Bunun için de ortaya çıkmak, meydana atılmak, bir millet ferdi olarak çalışmak icap edecektir.''[5]

Toplantıya katılanlardan Mazhar Müfit Kansu gecenin sonlarına doğru iki konuda karar zamanının geldiğini anlatır:

1) Mustafa Kemal Paşa ile iş ortaklığı edip edememek.

2) Bu büyük milli davayı organize edecek şefi seçmek.

O geceden itibaren toplantıya katılanlar, birbiriyle yaptığı görüşmelerde Mustafa Kemal Paşa’yı şef seçmeyi kararlaştırırlar. Mazhar Müfit Kansu, Mustafa Kemal Paşa’ya güveninin tam olduğunu belirttikten sonra aydınlanmak amacıyla zafere ulaştıktan sonra hükümet şeklinin ne olacağına dair sorduğu soruya Paşa’dan şu yanıtı alır:

“Karar verilen her şeyin tatbiki için vakit ve zamanını beklemek ve o zamanın geldiğini bilmek lazımdır. Şimdi, sadece düşman tazyiki altında bulunan padişahı ve muhasım [düşman]kuvvetlerinin işgal ve istilasına uğramış olan vatanımızı kurtarmak için çalıştığımızı ifade etmekte fayda vardır. Bugünün ve içinde bulunduğumuz şartların icabı budur.'' [6]

Israrlı sorusu karşısında ise Paşa “şekli hükümet zamanı gelince, Cumhuriyet olacaktır'' der.[7] Mesele hassastır. Padişah, koltuğunu korumak derdinde olsa da padişahı ve memleketi kurtarmak amacıyla yola çıkıldığı söylenecekti.

Mustafa Kemal Paşa’nın milli mücadele yönündeki çalışmalarını sezinleyen İstanbul Hükümeti, O’nu İstanbul’a çağırmış, Paşa ise onları oyalayarak Erzurum’a geçerek çalışmalarını hızlandırmıştı. Paşa, hemen “İstanbul hükümetinin menfi bir takım tebligatta bulunması ihtimaline mebni, mühim muhabere merkezlerinin kontrol altına alınması" emrini verir. Paşa’nın Erzurum’daki faaliyetleri Hürriyet ve İtilaf partisi yanlısı gazetelerin dikkati çeker. Gazeteler “vatan hainleri, bağiler [asiler], efkarı umumiye teşvikçileri, memleketi felakete sürüklemek isteyen bu gibi adamlar'' şeklinde başlıklar atar.

7-8 Temmuz gecesi Mustafa Kemal Paşa, padişah tarafından telgrafla çağrılarak İstanbul’a dönmesi istenir. Ayrıca kendisine “İstanbul'a dönünüz ve istediğiniz yerde istediğiniz kadar tebdili havada bulununuz'' vaadinde bulunulur. Mustafa Kemal Paşa, reddedince padişah da “o halde resmi vazifeniz sona ermiştir'' der.[8] Mustafa Kemal Paşa, ordu müfettişliğinden azlediliyordu. Bunun üzerine 8 Temmuz gecesi, memuriyetinden ve askerlikten istifa etti. Kendi ifadesiyle mücadelenin “en ciddi ve en açık safhası'' şimdi başlıyordu.

Paşa, Kongre’nin hazırlıklarını sürdürürken İngiliz komutan Kolonel Ravlenson, kongrenin toplanmasına gerekirse asker kullanarak izin vermeyeceğini belirtmesi karşısında geri adım atmamış ve aynı şekilde karşılık vereceklerini söylemiştir. Yine de tedbiri elden bırakmaz. Sivil giydirilmiş polis ve jandarmalar, kongrenin toplandığı günlerde o civarda seyirci halkmış gibi bulunacaklar ve herhangi bir müdahale olduğunda silahla karşılık vereceklerdi.

Bazı il delegelerinin çeşitli nedenlerle gelememesi üzerine kongre 23 Temmuz’a ertelendi. Bu arada şahsi mazeret, aile vaziyeti, azil gibi durumlar nedeniyle kendilerine güvendikleri arkadaşların görevlerini bırakıp “Anadolu’da kalma kararına'' aykırı olarak İstanbul’a gitmeleri Mustafa Kemal Paşa’yı endişeye sevk ediyordu. Yeni kumandan, vali ve kaymakamların Damat Ferit Paşa hükümetinin sadık adamları olacağını düşünüyordu. Bunlardan bazılarını İstanbul’a gitmekten vazgeçirmeye çalışıyordu.

Hükümetin başı olan Damat Ferit Paşa, kongrenin başlamasına bir gün kala bunun anayasaya aykırı olduğunu ilan ederken, işgalcilere de mütarekenin tam olarak uygulanacağını ifade etmiştir. Delege seçimleri yapıldığı halde Erzurum’dan seçilen Cevat Dursunoğlu ve Kazım Bey istifa ederek yerlerini Mustafa Kemal ve Rauf Bey’e bıraktılar. 23 Temmuz 1919 Çarşamba günü, Erzurum Lisesi salonunda kongre açıldı. Kongre, Meşrutiyet’in ilan gününe denk getirilmişti.

Kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçildi. Kongreye; Erzurum, Trabzon, Sivas, Bitlis ve Van’dan 57 delege katıldı.

Kongre Başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa “mukadderata hakim milli iradenin ancak Anadolu’dan doğacağını, milli iradeye dayalı bir millet meclisi ile milli iradeden güç alacak bir hükümetin kurulmasının'' ilk hedef olduğunu belirtti.

Mustafa Kemal Paşa “asi'' ilan ediliyor

Aynı gün Sadrazam Damat Ferit, Kongre’nin toplanmasını “isyan'' olarak ilan etti ve Kanuni Esasi’ye aykırı gördü. Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarını tutuklamak ve kongreyi dağıttırmak için askeri ve mülki makamlara emir verdi. Mustafa Kemal Paşa “asi'' ilan edilmişti. Paşa ise kendinden emin “göreceksiniz, hiç bir şey yapamayacaklar. Milli irade kendi istikametinde bir nehir gibi coşup taşacaktır'' diyordu.[9] Komutanlar ve mülki yöneticiler tutuklama emrini reddetmişlerdi. Ayrıca, kongre devam ederken 30 Temmuz 1919’da İngilizlerin baskısıyla Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı), Mustafa Kemal Paşa’nın tutuklanması için Kazım Karabekir Paşa’ya bir gizli şifre gönderirse de Paşa bunu reddederek şu yanıtı verir:

“Mustafa Kemal Paşa’nın tutuklanması vatan ve milletin yararına değildir ve yürürlükteki kanunlara aykırıdır. Uygunsuz sayılacak bir hali ve davranışı görülmeyen vatansever bir millet evladıdır.''

Kongre üyeleri sadrazamın hareketinin önüne geçmek için, ertesi gün, Padişah'a, Sadrazama, belediye başkanlarına, derneklere, mülkiye amirlere, büyük komutanlara çektiği telgrafla, Kongre'nin anayasaya aykırı olarak kurulmuş bir Meclis gibi gösterilmesinin İtilaf Devletlerinin işine yarayacağını, mücadelenin vatanın selameti ve padişahın kurtarılmasına hizmet ettiğini bildirdi ve telgrafın sonunu “sevgili padişahımız'' şeklinde bitirdi.[10]

Sonraki günlerde kongrede kışlaları kapatıp askerlerin terhis edilmesi, milis teşkilatı ve siyasi parti kurulması, Nizamnamenin 7. maddesindeki “insani ve asri gayeler'' ifadesindeki asri kelimesinin dine aykırılığı, sadece idare amirlerinin ve komutanların teşkilat reisliklerine seçilip seçilmemesi, Amerikan mandaterliği, Mustafa Kemal Paşa'nın Heyeti Temsiliye'ye girip girmemesi konuları ele alınmıştır. Mustafa Kemal Paşa, kendisinin mutlaka Heyeti Temsiliye'ye dahil olması gerektiğini şu sözleriyle savunur:

“Kongre bu güne kadar cereyan eden müzakereleri ile birçok mühim kararlar almıştır. Gerek bu kararların tatbiki, gerek milli hayatımızı ilgilendirecek ehemmiyetli işleri ve faaliyetleri nizamlamayı şunun bunun anlayışına ve tesadüflere terk edemeyiz… Memleketin umumi siyasetini tesbit etmek, ordu durumunu ıslah eylemek, vatanın kurtuluşunu temin edecek tedbirleri nizamlamak gibi büyük işlerle meşgul olacak bir heyeti elbetteki ne bir aşiret reisinin, ne de bir şeyhin ne de şunun bunun eline terkedemeyiz… Askerlikten istifa etmemin tek sebebi sinei millete atılmak ve sinei millette açıkca çalışmak içindir.''[11]

14 gün süren Kongre 7 Ağustos’ta sona erer. Sivas Kongresi’ne katılmak üzere 9 kişilik Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Heyeti) seçilerek başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirilir.

Halide Edip Adıvar, 10 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği mektubunda, geçici bir Amerikan mandasının en uygun yol olacağından bahsetmekteydi. 13 Ağustos'ta da, Afyon’daki 12. Kolordu Komutanı Selahattin Paşa, İstanbul'daki partilerin Amerikan Heyetine sunmak üzere kararlaştırdıkları konuları Mustafa Kemal Paşa'ya bildiriyordu. İstanbul'dakibirçok önde gelen kişiden Amerikan mandasına ihtiyaç olduğuna dair telgraf geliyordu.  Mustafa Kemal Paşa 19 Ağustos’ta şu yanıtı vererek bu isteği geri çevirir:

“Memleketin ve Milletin mukadderatı hakkında Amerika veya herhangi bir devletle anlaşmaya yetkili olabilecek Hükümeti ancak milli hakimiyet esasına ve milli meclisin varlığını kabul ile onun güvenine dayanan bir Hükümettir. Yakında Kongre’nin kararlarını da öğreneceksiniz.''

Kongre bölgesel olmakla birlikte, alınan kararlar bütün yurdu ilgilendirdiği için milli bir program niteliğindedir. Şu kararlar alındı: 

1-Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, bölünemez.

2-Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin iş yapamaz duruma gelmesi halinde, millet hep birlikte kendini savunacak ve direnecektir.

3-Vatanın bağımsızlığını merkezi hükümet sağlayamazsa, geçici bir hükümet kurulacak bu hükümetin üyeleri Milli Kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantı halinde değilse, seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.

4-Kuvayı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.

5-Azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengeyi bozacak imtiyazlar verilemez.

6-Manda ve himaye kabul edilemez.

7-Milli Meclis’in derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesi için çalışılacaktır.

8-Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.

Böylece Erzurum Kongresi bir çeşit yasama; Temsil Heyeti ise onun yürütme organı şeklini almıştır. Bu tarihi kararlar neticesinde milli egemenliğe dayalı, bağımsız yeni bir Türk Devleti’nin kurulmaya başlandığı ortaya çıkmaktadır.

Kongre, kendisinden sonra oluşacak bütün mücadeleye öncü olmuştur. Milli iradenin esas olması Cumhuriyet’in, geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmesi milli bir devletin kurulacağını gösteriyordu.

Bugün de ihtiyacımız milletimizin isteklerini esas alan milli bir hükümetin kurulmasıdır. Milletimiz ABD’nin, “kara gücüm'' dediği PYD’ye kukla devlet kurmaya çalışarak ve güneyimize yerleşerek vatan bütünlüğünü tehdit etmesi karşısında bağımsızlık talep etmektedir. Bir çok talep (işsizlik, laiklik, emeğin hakları, vb) arasında bağımsızlık talebi öne çıkmaktadır. Emperyalizme karşı milletin birliğinin sağlanması bugün Erzurum Kongresi’ndeki gibi baş önem kazanmıştır.

"İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi" haberi, 25 Temmuz 2017 tarihinde yazılmıştır. 25 Temmuz 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. İsyan toplantısı: Erzurum Kongresi 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 07 Mayıs 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 12:57 İnternet siparişlerinin gözdesiydi, milyonlarca dolarlık borçla yerle bir oldu!
  2. 12:57 Kastamonu'da Sulama Kanalında Başsız Ceset Bulundu: 3 Kişi Gözaltında
  3. 12:54 Dikili'de Sahil Güvenlik Operasyonu: 22 Düzensiz Göçmen Yakalandı
  4. 12:50 Şipşak Vişne Soslu Kedi Dilli Pasta: Lezzetin Sırrı Pratik Tarif!
  5. 12:43 Kolombiya'da Petro ve EMC Arasındaki Gerginlik: Barış Sürecine Yeni Tehdit mi?
  6. 12:40 Wonka mayısta Tivibu’da!
  7. 12:37 Google fotoğraflar'a yeni özellik
  8. 12:29 Ev Yapımı Lezzetin İncisi: Pratik Fındıklı Kurabiye Tarifi!
  9. 12:26 Rambo'nun yıldızı Sylvester Stallone'un saatleri satılıyor! Cehennem Melekleri 2'de saati takmıştı!
  10. 12:25 Rio Grande do Sul'da Şiddetli Seller: Can ve Mal Kayıpları Artıyor
  11. 12:01 1 Milyon lira maaş alıyor! İsmail Küçükkaya canlı yayında gerçekleri açıkladı!
  12. 11:56 F.Bahçeli Futbolcularla İlgili Çarpıcı İddia ortaya atıldı! Fenerbahçe'de neler oluyor?
  13. 11:50 Halima Aden Rüzgarı Esti!
  14. 11:40 Cüneyd tarikattan atıldı: Özgür Demirtaş'ın 'Kızıl Goncalar' yorumu dikkat çekti
  15. 11:35 Ünlü Psikolog Esra Ezmeci Şaşkınlığını Gizleyemedi! "Eşim İlişki Sırasında Buz Koyuyor!"
  16. 11:31 CHP'den açıklama: Kişisel veriler yurt dışına aktarılıp, yurttaş güvenliği ihlal ediliyor
  17. 11:25 9. Yargı Paketi'nin ayrıntıları belli oldu: ‘Yeni tip casusluk’ suçları
  18. 11:22 Akaryakıt fiyatlarına çifte indirim geliyor
  19. 11:17 Ahmet Çakar Çok Korktu! Sinan Engin Düştü! Sosyal medya yıkıldı!
  20. 11:16 Mehmet Metiner: Kavala ve Demirtaş siyasi nedenlerle içeri atılmışsa bu haksızlıktır
ABC Kritik Haberleri