İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek

İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek

İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek Çağlar EzikoğluŞöyle bir geçmişe dönelim, tam tamına 15 yıl öncesine. Takvim yapraklarının 3 Kasım 2002 tarihini gösterdiği, Türkiye’nin yeni bir genel seçimle karşı karşıya kaldığı o güne. 1999’da ANAP-MHP-DSP...

Çağlar Ezikoğlu

Şöyle bir geçmişe dönelim, tam tamına 15 yıl öncesine. Takvim yapraklarının 3 Kasım 2002 tarihini gösterdiği, Türkiye’nin yeni bir genel seçimle karşı karşıya kaldığı o güne. 1999’da ANAP-MHP-DSP üçlü koalisyonu ile kurulmuş olan hükümet özellikle 2001 ekonomik krizi ile büyük bir güç kaybına uğramıştı. Bu güç kaybının neticesinde siyasi hayattaki en büyük işlevi ''erken seçim çağrısı yapmak’ olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yine bir erken seçim çağrısı yaparak 3 Kasım 2002’yi işaret etmişti. İşte bu çağrı sonrası Türkiye’nin siyasi hayatını yeniden şekillendirecek yeni siyasi oluşumlar ortaya çıkacaktı.

Öncelikle DSP’nin içi boşaltılacak, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan önderliğinde Kemal Derviş ve İsmail Cem desteğiyle Yeni Türkiye Partisi kurularak DSP bölünecekti. Akabinde ise kapatılan Fazilet Partisinin yerine kurulacak olan Saadet Partisi’ne katılmayan Milli Görüş hareketi içerisindeki Yenilikçiler, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurmuştu. Son olarak ise seçim öncesi birdenbire parlayan işadamı Cem Uzan’ın partisi Genç Parti ortaya çıkacaktı. Seçim öncesi böylesi bir tablo aslında 3 Kasım sonrası TBMM’de oluşacak parlamentonun resmini de tamamen değiştirecekti. DSP parti içi bölünmelerden ve ekonomik kriz neticesinde halkın duyduğu kızgınlıktan ötürü gücünü tamamen yitirip %1 civarı bir oy alarak hizmete uğramış, merkez sağın önemli figürlerinden olan diğer koalisyon ortağı ANAP %5’de kalmış, diğer merkez sağ figür DYP ile MHP ise %9’da kalarak barajı geçememişti. Bu partilerin kaybettiği oylar ise iki partiye yönelecekti. Birisi, seçimlerden %34 oy ile zafer alarak çıkan AKP, diğeri ise sadece birkaç ay içerisinde %7 oy toplama başarısı gösteren Genç Parti idi. Ama bu sonuçların daha önemli etkisi, TBMM’nin sadece iki partiden oluşan yeni bir yapıya dönüşmesi ve AKP’nin parlamentoda ezici bir çoğunlukla tek başına iktidara sahip olmasıydı.

Yaşanan ekonomik ve siyasi krizler ve bu krizlerin vatandaş üzerinde yarattığı buhran, vatandaşın yeni arayışlar içerisine girmesine yol açmış, bu arayışlar ise bir tarafta muhafazakar demokrat kimliği iddiasıyla ortaya çıkıp merkez sağdan da oy koparan Milli Görüş’ten devşirilmiş AKP ile, tamamen popülist söylemlerle halk nezdinde destek bulmuş Genç Parti’nin bahse konu bütün partilerin oylarını devşirmesine yol açmıştı.

Tam tamına 15 yıl sonra son derece benzer bir tablo ile karşı karşıyayız aslında. Ekonomik kriz artık kapıdan içeriye adımını atmış durumda. Dış ticaret açığından tutun da, hormonlu büyüme rakamlarına; her geçen gün vatandaşın üstüne daha da yük bindiren vergi artışlarından tutun da, her geçen ay daha da artan işsizlik oranlarına, çok büyük bir ekonomik krizin eşiğinde Türkiye. Üstüne güvenlik sorunları had safhada, IŞİD’den PKK’ya, El Nusra’dan diğer cihatçı çetelere kadar terör örgütlerinin kıskacında bir Türkiye. Daha da vahimi, Irak ve Suriye sınırlarında bu terör örgütlerin Türkiye’yi kuşattığını görmemek mümkün değil. Üstüne Batılı devletler ile yaşanan siyasi krizler de karşı konulamaz noktaya ulaştı. Özellikle ABD ile yaşanan Rıza Sarraf davası artık Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına tehdit boyutuna gelmiş durumda. Sarraf davası yüzünden bu memleketi ABD’ye rehin bırakma noktasına düşmüş olan bir siyasi iktidardan bahsediyoruz. Bahse konu davada Sarraf’ın itirafçı olması durumunda siyasi iktidar üzerinde oluşacak baskı ortamı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni de hem ekonomik hem de siyasi anlamda oldukça kötü etkileyecek. Bütün bunları üzerine iç politikada artan kutuplaşma ve otoriter yönetim anlayışı da cabası.

İşte böylesi bir tabloda, yıllardır Türkiye siyasetini dizayn etmiş Batılı emperyal güçler, özellikle Erdoğan sonrası için şimdiden yeni bir dizayn arayışı içerisine girmişler. Erdoğan ve şürekası sırf kendi iktidarları için her ne kadar anti-emperyalist veya anti-Batıcı bir çizgi sürdürdüklerini iddia etseler de, kendilerinin tam tamına 15 yıl önce nasıl ortaya çıktığını herkes biliyor. Bugün Ömer Turan veya Fatih Tezcan gibi paralı troller her fırsatta Soros’a küfrederken aynı Soros’un 2002 yılında AKP’nin kuruluşunda nasıl bir rol oynadığından, Batılı emperyal aktörlerin Türkiye’de merkez sağı nasıl birden bire yok edip, Genç Parti faktörü ile diğer partileri baraj dışına ittiğinden zerrece bahsedecek yüzleri yok. Aslında Türkiye siyasetini dizayn edenler, Erdoğan’ı iktidara getirenler şimdi aynı Erdoğan’ı iktidardan indirme peşindeler. Bu en basitinden bir durum tespitidir, bunu söylemek sizi iktidar destekçisi yapmaz. Zaten siyasi iktidar gerçekten bu ülkenin geleceğini düşünse, bu emperyal güçlerle gerçek mücadeleyi verecek ilerici, Cumhuriyetçi aydın kesimle barışmayı denerdi, bahse konu paralı Ak-Trol gazetecilere makam mevki sağlama derdine düşeceğine. Ama onların derdi sadece iktidarlarını korumak.

Peki İyi Parti burada hangi konumda? Genç Parti mi yoksa AKP’nin alternatifi olarak iktidara yönelebilecek bir hareket mi? Eğer bir erken seçim olursa şu an için İyi Parti’nin işlevi tam anlamıyla Genç Parti gibi olacaktır. Şu anda AKP’den bir oy kayması çok düşük bir ihtimal olacağı için, merkez sağ ve laik seçmene doğru oynayan İyi Parti’nin oy alacağı kitle CHP ve MHP’den gelecektir. Böyle bir tabloda %10 barajını geçmesi şüpheli olan İyi Parti’nin MHP’yi baraj altına itmesi ve CHP’nin oy oranın 3 Kasım 2002 seçimlerinde olduğu gibi %20 bandının aşağısına doğru çekmesi demek, 3 Kasım’daki benzer tabloyu yeniden görme ihtimali demektir. Tabi soranlar olacaktır e hani AKP’ye ne oldu diye? AKP’yi Ak-Trolleri, Reisçileri, Hocacıları, Gülcüleri, belediye başkanlarını vs. iyi takip edenler AKP içerisinde kaynayan kazanın artık taşacağının farkındalar. Bu kazanın taşacağı an ise Erdoğan’ın iktidardan gidişinden sonra olacaktır. Zira şu an AKP içerisinde yaşanan kavgayı Milli Görüş içerisindeki Yenilikçiler-Gelenekçiler kavgasına benzetmekteyim. O dönem Yenilikçilerin en önemli muhalefet argümanı hareket içerisinde Erbakan’ın tek adam olarak otoriter bir anlayış içerisinde olması iken; bugün AKP içerisinde Erdoğan’a muhalif olanların en büyük argümanı da benzer şekilde Erdoğan’ın tek adamlığı. Dolayısıyla Erdoğan’ın iktidarının zayıflamaya başladığı andan itibaren zaten her fırsatta tetikte bekleyen, Abdullah Gül veya Davutoğlu gibi isimlerin yeni bir ''Yenilikçi’ hareket ile ortaya çıkacaklarını düşünmekteyim. 

Tabi bu durum bu isimlerin Meral Akşener liderliğindeki İyi Parti ile bir ortaklığa girmesi veya başka benzer ittifaklar kurması ile bambaşka evrelere de dönüşebilir. Lakin şu an İyi Parti üzerinden estirilen rüzgar ile birlikte Türkiye’de 3 Kasım 2002 öncesi bir atmosfer yaşandığı aşikar. Daha önce de defalarca söylediğim gibi, ''Erdoğan gitsin de nasıl olursa olsun’ anlayışı esasında Batılı emperyal güçlerin Türkiye’nin yeni dizaynında yeni ''AKP’ler türetmesi için zoraki olarak dayattığı bir anlayış. Ve bu ülke bu şekilde uçuruma doğru giderse, Erdoğan ve yandaşları hala sadece kendi iktidarını korumayı düşünmeye devam ederse, tarihin tekerrürü de kaçınılmaz görünüyor…
*Aberystwyth Üniversitesi, Uluslararası Siyaset Departmanı, Araştırma Görevlisi ve Doktora Adayı

"İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek" haberi, 03 Kasım 2017 tarihinde yazılmıştır. 03 Kasım 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. İyi Parti’nin İşlevi: Tarihi Tekerrür Ettirmek 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 05 Mayıs 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 18:17 Japonya, Yendeki Değer Kaybıyla Turist Akınına Uğruyor
  2. 18:12 Beşiktaş'ta Teknik Direktör Arayışında Kararsızlık Devam Ediyor
  3. 18:06 Fenerbahçe'de Ferdi Kadıoğlu Sürprizi: Napoli Yolunda Yeni Bir Macera Başlıyor!
  4. 18:05 Rihanna'dan Şaşırtan İtiraf! 'Pişmanım'
  5. 17:55 İl Jandarması, Söğütlüdere Köyünde Kaçak Göçmen Operasyonu: 6 Göçmen ve 1 Organizatör Yakalandı
  6. 17:48 Macron, Fransa'daki Üniversite Protestolarını Sert Bir Dille Eleştirdi
  7. 17:43 Türkiye Futbol Federasyonu: Seçimli Mali Genel Kurul Öncesi Birlik ve Kararlılık Mesajı
  8. 17:36 Gazze'de İsrail Saldırıları Devam Ediyor: Son 24 Saatte 29 Ölü, 110 Yaralı
  9. 17:31 İsrail Kabinesi, El Cezire'nin İsrail'deki Operasyonlarını Durdurma Kararı Aldı
  10. 17:30 Madonna’nın ücretsiz konserini yaklaşık olarak 1,6 milyon kişi izledi!
  11. 17:26 Fenerbahçe, Sofyan Amrabat Transferiyle Orta Sahayı Güçlendirmeyi Hedefliyor
  12. 17:23 Sinema Dünyasında Heyecan Yaratan Yeni Proje: Huysuz Virjin'in Hayatı Filmi Oluyor!
  13. 17:22 Elektrikli Otomobillerde Dev Yarış! Türkiye'de En Çok Satılanlar Belli Oldu
  14. 17:21 Gençleşmek İçin Ölüm Yoluna Gitmeyin! Popüler Yöntemlerin Sonu Facia Olabilir
  15. 17:21 Ebru Şahin ve Cedi Osman İlk Kez Çocuk İle İlgili Konuştular!
  16. 17:21 Bu Yiyeceklere Dikkat : Sağlıklı Yaşam Peşindeyken Kanser Riskini Artırıyor Olabilir miyiz?
  17. 17:18 Cübbeli Ahmet Hoca'dan İsmailağa Cemaati'ne Sert Eleştiri: 'Hakkımı Haram Ediyorum'
  18. 17:12 Beyaz Et İhracatında Kısıtlama Kararı Sektörde Endişe Yarattı: CHP'den Tepki
  19. 17:03 Beşiktaş, Salih Uçan İçin Yeni Sözleşme Hazırlığında!
  20. 17:02 Kanada'da Eğlence Parkında Arıza: 45 Kişi Yarım Saat Mahsur Kaldı
ABC Kritik Haberleri