Karantinaya alınan gemideki Türk görevli, geçirdiği 40 günü anlattı

Türkiye’den yola çıkıp Pire Limanı’nda karantinaya alınan El Venizelos adlı gemide sunuculuk icra eden İshak Akbay, karantinada kaldıkları 40 günlük süreci söyledi. Akbay "Müşahede altındayız, bulguya rastlanmazsa birkaç güne eve dönebileceğiz” dedi.

Sputnik'ten Elif Sudagezer'in haberine bakılırsa; Türkiye’nin Çeşme Limanı’ndan 9 Mart’ta İspanya’ya gitmek suretiyle yola çıkan fakat koronavirüs salgını sebebiyle 3 Nisan’da Yunanistan'da karantina altına alınan El. Venizelos adlı gemideki 152 Türk ve 8 yabancı ülke vatandaşı Türkiye'ye getirildi. Ülkeye getirilenlerin büyük çoğunluğu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Terzioğlu Yerleşkesi'ndeki Kredi ve Yurtlar Kurumuna (KYK) bağlı kız yurdu ile Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne yerleştirildi. Gemide olup 40 günü aşkın süre karaya ayak basamayan vapur çalışanlarının yaşamış olduğu süreci, El Venizelos gemisinde sunucu olarak vazife meydana getiren ve halihazırda Tekirdağ’da gözlem altında olan İshak Akbay Sputnik’e söyledi.

‘İspanya’ya ve Türkiye’ye giremeyip Pire Limanı’na sığındık’

Üç senedir cruise gemilerde sunuculuk yaptığını aktaran Akbay, 9 Mart’ta başlamış olan süreci “Ortalama 45 gün evvel yani 9 Mart’ta Çeşme’den İspanya’ya gitmek üzere yola çıktık ve beş günlük bir yolculuğun arkasından Cadiz Limanı’na ulaştık. Sadece maalesef özel bir hizmet vermek için Cadiz Limanı’na ulaştığımızda İspanya’da her taraf karantina altına alınmış vaziyetteydi, bu yüzden ülkeye alınmayıp geri dönmek mecburiyetinde kaldık. Kuşadası ve Çeşme’dan Türkiye’ye dönmek istedik fakat izin verilmeyince rotayı Yunanistan’a çevirip Pire Limanı’na sığındık. Yunan Sağlık Bakanlığı görevlileri bizimle son aşamaya kadar iyi bir halde ilgilendi. Bizlere oldukça misafirperver davrandılar. Lüzumlu testleri uyguladılar, dilden kültür aldılar. Bir grup çalışan Atina’da otellere yerleştirildi, bir grup gemide kaldı” diye anlattı.

‘Ölüm gemisi’ denilerek haberler yapılmış oldu, bu sebeple yıprandık’

40 günü aşkın süre gemide bulundukları süreçte Türk basınında çıkan çeşitli haberler sebebiyle zor duruma düştüklerini aktaran Akbay “Bizi bu süreçte en fazlaca yıpratan Türk basınında yer edinen ve ‘ölüm gemisi’ benzer biçimde bir yaklaşımla kaleme alınan haberler oldu. Bu haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamakla beraber ailelerimize ve sevdiklerimize fazlaca sıkıntılı bir süreç yaşattılar. Ailelerimiz bu haberleri okudukça büyük üzüntü yaşadı. Gemide bulunanlardan birinin ortalığı velveleye vermesi sebebiyle çıktı. Bu şahıs medyayı, konsoloslukları, her yeri arayıp paniğe sebep oldu. Ortada sanki büyük bir yıkım varmış, gemideki pek fazlaca şahıs hastalıkla boğuşuyormuş benzer biçimde bir idrak oluştu. Medyaya öyle rakamlar yansıdı ki ‘bu şekilde bir haberin çıkış noktası  kim olabilir’ diye bizler de sorguladık. Yazılanlara inanamadık. Yiyecek sorunumuz da olmadı, binlerce kişiye hizmet vermek için yola çıkmıştık. Stoklarımızda fazla fazla yiyecek vardı” dedi.

‘Yalnızca iki kronik rahatsızlığı olan çalışan ambulansla hastaneye kaldırıldı, çoğunluğun durumu iyiydi’

Gemide bulunanların oldukça büyük çoğunluğunun tıbbi  durumunun süreç süresince iyi bulunduğunu özetleyen Akbay “Yalnızca iki çalışanımız ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bunlardan birisi 75 yaşlarında İsveç vatandaşı bir çalışandı, kendisinin kronik rahatsızlığı da vardı. Diğeri ise Endonezyalı genç fakat böbrek yetmezliği olan bir arkadaşımızdı. Bu iki arkadaşımız haricinde, ağır yada tehlikeli sonucu  bulunan olmadı. Doğal olarak ara sıra küçücük bulgular yaşayanlarımız oldu. Örneğin benim de boğazım ağrıdı, halsizlik yaşadım. Fakat dünya genelinde asla fark etmeden yada belli belirsiz semptomlarla hastalığı atlatanlar olduğundan gemideki az sayıda çalışanın da bu şekilde hastalığı atlatmış olması ihtimaller içinde. Kısacası yıkılmadık, ayaktayız” diye konuştu.

‘Bulguya rastlanmazsa birkaç güne evlerimize dönebileceğimiz söylendi’

Akbay “Önceki gece yarısı saat 3 buçuğu gösterirken, şirketimiz Miray International’ın girişimiyle 8 otobüs halinde İpsala’dan yurda giriş yaptık. İki kişilik koltuklarda tek şahıs oturtulduğu için bu kadar fazlaca otobüs kiralandı. Türkiye’ye girişi tamamlanan  grup, Çanakkale, Tekirdağ ve Kırklareli’ne dağıtıldı. Türk vatandaşı olmayan çalışanların ise ülkelerine gönderilmesi süreci başladı. Bizlere söylenen her şey yolunda giderse birkaç güne evlerimize dönebileceğimiz sadece bir bulguya rastlanırsa o vakit karantina altında kalacağız” diye söyledi.

‘Sağlık çalışanları kat kat önlük giyerek sıkıntılı şartlar çalışıyor’

Akbay, Tekirdağ’daki hastanede 2 kişilik odalarda kaldıklarını ve oldukca iyi bakıldıklarını anlatarak “Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs sebebiyle sıkıntılı günler yaşıyoruz. Sarılmanın ve muhabbetin ne kadar mühim bulunduğunu anladık. Sadece ülkemize döndüğümüz için fazlaca mutluyuz. Türk yetkililer süreci büyük bir titizlik ve özveriyle yürütüyor. ABD ve Avrupa’dan değişik olarak Türkiye’nin başarısı ortada. Doktorlarımız, sıhhat çalışanlarımız da fazlaca fedakâr ve tatlıdilli. Burada bir hemşire 4 kat önlük giyerek çalışıyor. Oldukça sıkıntılı şartlarda savaşım veriyorlar. Onlar bu şekilde çalışırken bizlere düşen olabildiğince evde kalmak yada maskesiz sokağa çıkmamak” diye ekledi.