Kendisini havaya uçurmadan hemen önce kameralara böyle gülümsedi

İngiltere’de Ronald Fiddler adıyla doğan ve 1992 yılında İslamiyet’i seçerek Cemal el Haris adını alan IŞİD militanı, Irak’ın Musul kentinde gerçekleştirdiği intihar saldırısında öldü. Ebu Zekeriya el Britani adıyla da anılan Haris’in ölmeden hemen önce kaydedilen görüntülerinde, bomba yüklü bir aracın sürücü koltuğunda olduğu ve neşe içinde gülümsediği görülüyordu.

Haris’in saldırı düzenlemeden önceki bu ''pürneşe’ halleri kadar, eski bir Guantanamo esiri olması da kendisine İngiltere medyasında geniş yer buldu. Zira, Guantanamo’da iki yıl boyunca tutulan Haris 2004 yılında İngiliz hükümetinin talebiyle serbest kalmıştı. Üstelik Guantanamo’da geçirdiği süre için İngiltere tarafından kendisine 1 milyon pound tazminat ödenmişti.

Eski İngiltere İçişleri Bakanı David Blunkett, dolaylı olarak İngiliz vergi mükelleflerinin sayesinde Haris’e verilen bu paranın, IŞİD’e gönderilmiş olabileceğine dikkat çekti. İşçi Partili Blunkett, 2014 yılında da bir açıklama yaparak Haris’e yönelik incelemenin zayıfladığını belirtmiş ve dönemin içişleri bakanı olan İngiltere Başbakanı Theresa May’i ''Haris’in Suriye’ye gitmesine izin vermekle’ suçlamıştı.

Bir diğer eski İngiltere İçişleri Bakanı Jack Straw da May’in içişleri bakanlığı döneminde ''terör şüphelileri konusu ele alış’ şekline yönelik eleştirilerini sıraladı.

Eleştiri oklarının May’e yönelmesine neden olan bir diğer isimse eski İngiltere Başbakanı Tony Blair oldu. Dün yazılı bir açıklama yapan Blair, Haris’e kendi döneminde tazminat ödenmediğinin altını çizdi. Buna göre, Haris’e, Muhafazakar Parti’nin iktidarda olduğu 2010 yılında tazminat ödendi. Bu dönemde içişleri bakanlığı görevindeki isimse May’di.

May tüm bu eleştirilere rağmen sessizliğini korurken, sözücüsü de Haris’e tazminat ödenmesinin gerekli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı. Sözcü ayrıca, May’in Haris’in Suriye’ye seyahatine neden izin vermesinin gerekçesine ilişkin soruya da yanıt vermedi.

Sözcü her iki soru karşısında da sadece “Bu bir istihbarat meselesi'' demeyi tercih etti.