Konya'da genç kıza işkence

Sara D. ile Tuba D., burada D.A.’nın ellerini bağlayıp vücudunda sigara söndürdü, bıçakla boğazını çizerek sopayla dövdü, makasla saçını ve kıyafetlerini kesti. 

8 Nisan Cuma günü Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi’nde meydana gelen olayda, kafe işletmecisi Murat D., bir süre flört ettiği, yaklaşık bir ay önce işi bırakan eski çalışanı D.A.’yı arayıp buluşma teklifinde bulundu.

Murat D., Meram ilçesinde D.A.’nın çalıştığı iş yerine giderek onu otomobiliyle aldı. Bir süre sonra otomobile Murat D.'nin nişanlısı Sara D. ve Tuba D. de bindi. İki kadın, D.A.’nın ellerini çamaşır ipiyle bağladı. D.A., daha sonra bir rezidanstaki stüdyo daireye götürüldü. D.A. burada, Sara D. ve Tuba D.’den işkence gördü.

Afgan kadınlar erkek refakatçi olmadan uçağa binemeyecek

"Ellerimi bağlayıp, boynuma ip doladılar"

Bir süre sonra serbest bırakılan D.A., taksiyle Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gitti. Burada polise şikayetçi olan D.A., ifadesinde, “Bana ‘gel bu akşam otele gidelim’ dedi. Ben de 'Nişanlınız Sara yanınızda değil mi? Sizin nişanlınız var' diyerek durumu reddettim. Daha sonra çalıştığım kafenin önüne gelerek beni dışarıya davet etti. Otomobile bindim.

Murat bana, ‘Birazdan Sara gelecek, sakin ol. Sana bir şey sorarlarsa sadece iki kez Murat ile görüştük diye söyle’ dedi. Bu sırada Sara ile yanındaki arkadaşı gelerek arabaya bindi. Ellerimi çamaşır ipiyle bağlayıp, boynuma doladılar. Beni ‘Arabadan atlarsan ip boynunu kopartır’ dediler. Sonra bir rezidansın arka kapısından girerek, kime ait olduğunu bilmediğim stüdyo daireye götürdüler'' dedi.

"İki kadın paspas sopasıyla dövdü"

İfadesinde 2 kadının kendisine işkence yaptığını söyleyen D.A. ''Daireye girince benim elimi ve ayağımı bağladılar. Murat’ı daireden gönderip, beni sorguya aldılar. Bana, Murat ile aramda ne olduğunu sordular. Ben de sadece flört ettiğimizi söyledim. Bana 'Murat bizim köpeğimiz, iç çamaşırına kadar biz alıyoruz. Senin gibiler gelip, geçici' diye bağırmaya başladılar. Tuba beni darbetmeye başladı. ‘Bana bakire misin?’ diye sordular. Ben de 'Evet' dedim. Bana ‘Eğer yalan söylüyorsan seni öldürürüz’ dediler.

Koltuğa yatırıp beni bağladılar. Elbiselerimi çıkarıp, elleriyle cinsel organıma dokundular. Makasla saçımı ve elbiselerimi kestiler. Tuba ve Sara paspas sopasını ikiye bölüp beni dövmeye başladılar. Sara paspasın sopasını cinsel organıma sokmaya çalıştı. Ben yalvardığım için yapmadılar. Bana Sara’nın ayaklarını öpmemi söylediler. Ben de ayaklarını öpüp, özür diledim. Bu anları da ikisi cep telefonu kameralarıyla kaydettiler. Sara, 'Bıçakla boynuna imzamı atacağım’ diyerek boynumu çizdi.

Önce benim ayakkabılarımı dışarıya fırlatıp çıplak gitmemi istediler. Telefonumu istedim, vermediler. Sara, ‘Güvenlik kameraları çalışmıyor. Arabamız da kiralık. Devlet benden yana hiçbir şey ispatlayamazsın. Sakın bunları kimseye anlatma. Ailen ile birlikte bu şehri terk edeceksin’ dedi'' diye konuştu.

Bakan Yanık: Kadına yönelik şiddetle mücadele İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadı

Serbest bırakıldılar, başka bir mağdur şikayetçi oluncu tutuklandılar

Şikayet üzerine polis tarafından gözaltına alınan şüpheliler, bir gün sonra sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları nöbetçi hakimlik tarafından serbest bırakıldı.

Aynı gün M.K. isimli genç kadın da şüpheliler hakkında benzer bir şikayette bulundu. Bunun üzerine yeniden gözaltına alınan 3 şüpheli, bu kez ‘hürriyetten yoksun bırakma’, ‘eziyet’, ‘yaralama’ ve ‘hakaret’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.