Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Mutluluk ve iyi yaşam...

Sonu mutluluğa varan bir yol yoktur:

Yol, mutluluğun kendisidir.”

Gautama Buddha (M.Ö. 500)

Filozoflar binlerce yıl mutluluğun ne olduğunu tartıştılar. Mutluluğu erdem ile birlikte tanımlama mecburiyetinde hissettiler, çünkü bunun istememiz gereken mutluluk çeşidi olduğunu düşündüler. Mutluluğu zihinsel bir durum olarak gördüler.

Bu makalede, tıpkı özgürlük ve eşitlik gibi felsefenin ana konularından biri olan mutluluk ile ilgili kasvetli düşüncelerden yola çıkarak, sizi gerçek hayatta neyi mutlu edeceğini, mutluluğun ne olduğunu ve iyi bir yaşamın mutluluğa katkısını sorgulayacağız.

Mutluluk felsefesi...

Bir insanın kendi yaşamını nasıl sürdüreceği ve diğer insanlarla birlikte nasıl iyi bir yaşam sürdüreceği felsefenin temel sorunsalıdır. Bu aynı zamanda politikadır. Felsefe şu soruyu sorar; “Olanaklı en iyi yaşamı elde etmek için ne yapmalıyız?”

Antik Yunan döneminden 19. yüzyıla kadar “mutluluk” ile “erdem” arasındaki ilişkide, mutluluk; erdemin bir sonucu, bir ödülü olarak tasarlanmıştır. Antik Yunan felsefesinde yaygın olan ‘mutluluk etiği’ne göre, mutluluk (eudaimonia) nihai ve yüksek bir amaçtır. Mutluluk nihayetine erişmenin yolu ise, erdemli bir insan olmaktan, erdemli eylemekten geçmektedir.

19. yüzyılda Friedrich Nietzsche, mutluluğun nihai amaç olduğunu ve erdemin bu amaç için bir araç olduğunu savundu. Kant’a göre mutluluk insan yaşamının nihai amacı olsaydı, doğa bize akılcılık değil, daha iyi içgüdüler verirdi, çünkü akıl mutluluğu sağlamak konusunda çok da iyi değildir. Alman filozofa göre, zamanla bizi mutlu eden şeylere alışırız ve onların mutluluk yaratan etkileri azalır. Bu yüzden de mutluluk kalıcı olarak güvence altına alabileceğimiz bir şey değildir.

Neden mutlu değiliz?

Genelde hemen her ülke halkı ülkesinin genel gidişatının iyiye gitmediğini düşünür. Bu yüzden, “Ne olacak bu memleketin hali?” hemen her ülkede yaygın bir deyiştir. Amerikalılar; “Woe is us (Acılar bize)” der. Bu düşünüşün altında genellikle ekonominin kötüye gittiği, ulusal güvenin azaldığı, ülkenin yanlış istikamette gittiği endişesi vardır. Amerikan yaşam tarzının esası; yaşamak, özgürlük ve mutluluğun sürdürülmesidir.

İngiltere’de gıda yardım merkezlerinin önünde uzun kuyruklar var, insanlar caddelerde uyuyor, evsiz sayısı artıyor. Durum o kadar ciddi ki yeni bir bakanlık kuruldu ve intiharı önlemek, halkın durumunu yakından izlemek, yalnız ve izole edilmiş kişileri izlemekle görevlendirildi.

TÜİK’in hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre; 2017 yılında Türkiye’de nüfusun yüzde 20'sin'den (16 milyondan çok kişi) fazlası açlık sınırının altında, yüzde 60'ından fazlası ise (48 milyondan çok kişi) yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

Mutluluk araştırmaları...

İnsanların mutluluğu şehirden şehire olduğu kadar ülkeden ülkeye de değişiyor, çeşitli parametreler mutluluğa etki ediyor. Bazılarında bireysel gelir, temel ihtiyaçları (yiyecek, su, barınma) karşılayabilmek önemli iken diğerlerinde yaşamlarının kalitesini artırmak, fırsatları ve tecrübelerini geliştirmek ile öne çıkabiliyor.

Ülkeler seviyesinde mutluluk ölçülmesi ile ilgili çeşitli çalışmalar yapıldı. Son 100 yılda Batıda yaşam standartları oldukça yükselmesine rağmen halkları diğerlerinden daha mutlu olmadı.

2016 yılında 69 ülkede 68.759 kişi arasında yapılan WIN/Uluslararası Gallup araştırmasında mutluluktan mutsuzluk çıkarılarak net mutluluk bulunmaya çalışıldı. Araştırma sonuçlarına göre mutluluk %59 fazla geldiği için dünyada ortalama insanın mutlu olduğu sonucu varılırken diğer bir önemli sonuçta insanların yalnız değil, bir eş ile mutlu olduğuna kanaat getirildi. Ülkelerin net mutluluk sıralaması Tablo 2’de yer almaktadır.

Her şeye rağmen gelir ve mutluluk arasındaki ilişkinin göreceli olduğu, düşük gelirli insanların daha mutlu olabileceği çünkü zenginliğin devam ettirilmesinde gelecek endişesinin de mutlulukta etkilediği sonucu da ortaya çıkıyor. Bu da bize mutluluğu sadece kişisel bir algı olarak değil, sosyal ve ekonomik kapsamda da ele almamızı dikte ediyor.

Mutluluk ve sübjektif refah...

Sübjektif refah, mutluluk ve yaşam tatminini birlikte düşünen bir bilimsel terimdir. Hayatınızın kötü değil iyi gittiğini hissediyorsanız, sübjektif refahınız yüksek demektir. Bilim adamları yakın zaman önce üç tip mutluluk tanımladılar; yüksek yaşam tatmini, sık olumlu hisler ve sık olmayan olumsuz hisler.

Gerek bireysel gerekse ülkeler arası çalışmalar insan sermayesinin mutluluk ve refah üzerinde küçük bir rol oynadığını gösteriyor. Eğitim; mutluluğa küçük ama doğrudan etki ederken, geliri artırarak mutluluğa dolaylı yoldan da etki edebiliyor. Ancak, daha iyi eğitilmiş kişilerin eğitimi az olanlara göre daha tatminsiz olmaları, yüksek eğitimin eşit seviyede mutluluk getirmediğini kanıtlıyor.

- İnsanların ev imkanları kadar bütçelerine uygun ev bulmaları da mutluluğuna doğrudan etki ediyor. Eve yapılan harcamalar gelirin %35’ini aştığında negatif ilişki başlıyor.

- Hayattan tatmin olmak daha gevşek, daha az stresli bir yaşam biçimi ile alakalı ve aslında hayattan daha az beklentide olmanın bir sonucu da olabilir. Yapılan bir araştırma evlerinin etrafında bir dönümden fazla toprağı olanların diğerlerinden daha tatmin edici bir hayat yaşadığını gösterdi.

- Araştırmalar mutluluk ile yaşınız arasındaki ilişkinin U şekilli olduğunu gösteriyor; yani genç ve yaşlı iken daha mutlu, orta yaşlarda daha az mutluyuz.

- Soğuk aylardaki ortalamaya göre sıcak günler mutluluğu olumlu etkiliyor ama en sıcak aylardaki yüksek sıcaklar ise olumsuz etki bırakıyor. Ancak, insanların gelirleri arttıkça daha hoş ve güneşli yerlerde yaşama eğiliminde olduğu görüldü.

Unutmayalım ki mutlu ve iyi yaşamak için yapacağımız seçimlerimiz ailemiz, sevdiklerimiz ve hatta komşularımızın hayatlarını, daha da büyük ölçekte toplumun, şehrin hatta ülkenin yaşam biçimini de etkileyecek.

Bugüne ait bir sonuç çıkaracak olursak; sevdiklerinizle vakit geçirin. Sanal dünyada oyalanmak veya tüm zamanı çalışmakla geçirmek yerine insanlarla buluşun. İnsan ilişkileri karmaşık ve zor olabilir. Ancak hayatı güzel kılan tek şey, güzel ilişkiler kurmakta gizlidir.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

Toplam 3763 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.