Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Prof. Dr. Sait Yılmaz | ABD’nin temelleri sarsılıyor...

ABD’de Trump başkan olduktan sonra devlet yönetimi içinde derin bir iç savaş başladı. Bu savaş, yönetim içinde ideolojik kırılmalar ve devletin karşılıklı paylaşımı şeklinde gelişirken, önce COVİD-19 sonra da Floyd olayı ABD’yi çok önemli bir dönemece getirdi. Son yıllarda halk hareketleri sadece ABD’de değil, tüm dünya ülkelerinde ortaya çıkmak için fırsat bekliyor. ABD’deki son olaylar, ABD’nin temellerini sarsabilecek bir özelliğe sahip. Salgın hastalık ile mücadelede savunmasız halk, son olayların katalizör olduğu bir kırılma ile devletin üstünde ve kuruluş felsefesinde önemli değişikliklere yol açabilir. Bunun küresel sonuçları da olacak çünkü yaşadığımız sorunlar birbiri ile bağlantılı.

Zenginliğin ve fırsatların ülkesi olarak Amerikan Rüyası’nın, ABD’nin dünyaya liderlik etmek için özel bir ülke olduğu ütopyasına dayanan Amerikan İstisnacılığı’nın, ABD başkanlarına göre dini referanslarına göre Tanrı Devleti’nin artık sonu gelmiş olabilir. Eğer ABD, halen medyada pompalandığı gibi son olaylara sadece polisin nasıl reforme edileceği penceresinden bakarsa bu nihayetinde bir halk devrimine yol açabilir. Bu makalede, bir güvenlik ve polis devleti olan ABD’nin aslında ne kadar kırılgan olduğu yani iç güvenliği hakkında konuşacağız. Önce ABD içindeki derin devletten, aşırı gruplar ve ırkçılıktan bahsedecek sonra konuyu komplo teorilerine ve ülkenin sarsılan temellerine getireceğiz.

ABD’de ırkçılık..

Beyazlar, Kuzey Amerika topraklarına el koymak istediğinde milyonlarca yerli katledildi. ABD, Avrupa’nın bu kıtada kurduğu emperyalist ve sömürgeci düzenin yani soykırım ve köleliğin üzerine kuruldu. Köleler küçük düşürüldü, tecavüz edildi, işkenceye uğradı ve katledildi. Bu ABD tarihinin ilk bölümü idi ama ülkeyi kuranlar özgürlük ve insan haklarından bahsediyordu. Bugün ABD’deki siyahlar büyük ölçüde bu ilk dönemde yaşayan kölelerin bakiyeleri ve hafıza hala canlı. ABD’de ırkçılığın terör faaliyetine dönüşmesi, 1866 yılında zenci haklarının kabulü ve köleliliğin kaldırılmasına tepki olarak karşı Ku Klux Klan’ın (KKK) kurulması ile başladı.

1960’larda genellikle siyahların askere alınması kara ve deniz kuvvetlerinde isyana yol açmıştı. 1968’de Martin Luther King’in öldürülmesi Afrika-Amerikalı birlikleri daha da kızdırmıştı. Bu olayı Vietnam’daki beyaz askerler Ku Klux Klan bayrakları ile kutladılar. Temmuz 1969’da siyah Deniz Piyadeleri Kuzey Carolina’daki üs’te ayaklandılar. Üç yıl sonra Kitty Hawk uçak gemisinde 308 siyahî denizci kendilerine iki sandviç verilmesi için ayaklandılar. ABD’nin ilk ırkçı örgütü KKK’ya daha sonra Beyaz Irkçı hareketler, sosyalist, anarşist ve azınlık milliyetçi grupların terör faaliyetleri eklendi. 1960 ve 70’lerde ortaya çıkan Kara Panterler grubu siyah adamın silahlandığında ne kadar tehlikeli olduğunu göstermişti. ABD’de en çok acı çekenler siyahlar, Latin kökenliler ve diğer göçmen gruplardır. Siyahlar, Amerikan sisteminde her zaman bir tehlike olarak görülmüş, düşmanlık gizlenmeye çalışılmıştır.

Amerika için en tehlikeli örgüt kökleri 1798’e kadar geri giden ve pek çok ideolojinin bir araya geldiği Amerikan Yurtsever (Patriot) hareketidir. Örgüt inanışına göre kendileri Beyaz Aryan olarak Tanrı tarafından verilmiş özel bir görevleri vardır. Sağ kanat terör içinde ayrıca neo-Nazi bir motifte bulunmakta, bu diğer sağ örgütleri de desteklemektedir. Neo-Nazilerin CSA ve Güney Kaliforniya Beyaz Aryan Direnişi ile bağlantıları tespit edilmiştir.  Yönetim karşıtı sağcı gruplar ise ırkçı olmaktan öte mevcut yönetim sistemine karşı örgütlerdir. Bugün Amerika’da beş tip terör örgütü (Tablo 1) bulunmaktadır; (1) Etnik bölücü ve göçmen örgütleri, (2) Sol kanat radikal örgütler, (3) Sağ-kanat ırkçı, yönetime karşı, yok olmamak için savaşan örgütler, (4) Dış terör örgütleri, (5) Sorun odaklı örgütler (çevreci aşırılar gibi).

ABD’de öne çıkan bölücü gruplar; Alaska Bağımsızlık Partisi, Cascadia Bağımsızlık Projesi, Hawai Ulusu, Maine Askerleri, Özgür Devlet Projesi, New Hampshire Cumhuriyeti, Güney Ligi, Christian Exodus, İkinci Vermont Cumhuriyeti ve Teksas Birleşik Cumhuriyeti’dir. 2007'de federal yönetimden bağımsızlık kararı alan Lakota Kızılderili Hareketi şimdilik sesini duyuramadı. Kuzey Batı Pasifik’teki Cascadia Cumhuriyeti benzer girişimlerde bulundu. Alaska, İngiliz Kolombiyası, Oregon, Washington ve Yukon gibi bölgelerdeki bağımsızlık taraftarlarını bira raya getiren Arcadia Birliği ayrılıktan siyasal reformlara kadar geniş bir yelpazede talepleri olanları temsil ediyor. Bu hareketlerin çoğu marjinal olsa da hemen hemen her eyalette sayısız bağımsızlık hareketi mevcuttur.

Floyd olayı sonrası komplo teorileri..

ABD, yabancı bir ülkenin örtülü faaliyeti ya da ajan provokasyonu ile değil kendi kendini yıkıyor. Ülke iç siyasi çatışma içinde girdaba giderken, dış etkilerin müdahalelerine sensörleri kapalı, farkında bile değiller. Şimdi ABD’nin kendi içindeki komplo iddialarına gelelim.

- Trump’a göre kendisine karşı olan derin devletin başında Obama var. Trump, Rusya ve Ukrayna ile ilgili suçlamalardan ancak yargıyı ele geçirerek kurtulabildi. Trump ilginç bir şekilde seçim öncesinden bugünkü olaylara kadar başına gelen tüm olayların arkasında eski başkan Obama’nın olduğunu iddia ediyor ve en büyük düşmanın “Obamagate” olarak niteliyor.

- Amerikalı emekli asker dostlarımıza göre; Antifa, anarşist ve Neo-Nazilerin bir karışımı olayları organize ediyor.

- Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ise ortada polis şiddeti olmadığını, yaşananların Rusların oyun kitabına uygun olduğunu iddia ediyor.

- Soros, her ne kadar açıkça olaylar ile ilişkisini reddetmiş olsa da geçmişte Antifa provokatörleri ile kaos ve ayaklanma provaları yaptığı biliniyor. Nitekim şehirleri ateşlere verenlerin eyalet dışından gelenler olduğu tespit edilmiş.

ABD’de yaşanan şiddet ve kargaşanın bir ucunda barışçı gösteriler diğer yanında yağma ve kundaklama ile olayları tırmandırmaya çalışan gruplar var. Polis tahrikleri ve çeşitli aşırı grupların faaliyetleri ikinci grup ile birlikte yürüyor.  Gelişmeler Rockefeller’in 2010 yılında yazdığı oyun planına uygun; küresel tedarik zinciri kesildi, insanlar işsiz kaldı, salgın çaresiz bıraktı, domino etkisi ABD’den başlıyor ve sıra zorunlu aşıya gelecek. Tek tek insanların ve tüm para akışlarının tek bir merkezden dijital olarak kontrol edildiği bir düzene gidiyoruz.

Bunların hepsi Pentagon’un eğitim videosu Distopya 2030’da var. Senaryoya göre hükümet; suç örgütleri, yetersiz alt yapı, dini ve etnik gerginlikler, kitlesel yoksulluk ve işsizlik karşısında siyasi ve toplumsal yapıyı düzene koyma, ekonomik eliti koruma amacı ile sıkıyönetim ilan eder ve silahlı kuvvetler oyuna girer. Şu anda bu senaryonun işlediği görüşünde olanlar var.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

Toplam 3664 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.