Abdurrahman Dilipak: Bir Afganistan göçmeninin hikayesi

Bugün size Celaleddin isimli bir Afganistan göçmeninin hikayesini anlatacağım.

Yoo, “Cemaleddin Afgani” değil, “Celaleddin”, hani “Rumi”, “Mevlana” dediğiniz adam var ya, ondan söz edeceğim.

Celaleddin aslında 30 Eylül 1207’de, Afganistan’ın Belh şehrinde doğdu. 

Sufi şair şiirlerini Farsça yazdı. 

Muhammed Rumi, 17 Aralık 1273, Konya’da vefat etti. 

Celaleddin Muhammed Balkhi ve Mevlana olarak da anılan Rumi aslında 13. yüzyılda yaşamış bir “İranlı şair”, Eski İran’a bağlı Horasan bölgesinden gelen bir Sufi. Yani, tam da bugünkü göçmenler gibi, Afganistan’dan, İran üzerinden Anadolu’ya. Diyar-ı Ruma göç ettiği için “Rumi” adını alıyor. Önce “Afgani”, sonra “Farisi”, daha sonra “Rumi” ve bugün “Türki”.

Buyurun: Afganistan’ın MÖ 125 - MS 40 Saka Türkleri, MS 40 - 425 Kuşan’lar, MS 425 - 566 Akhun’lar. Daha sonra Akhunlar’ın saltanatı devam ederken, Göktürk’ler, Gazneli’ler, Büyük Selçuklu’lar, Timur Devleti, Şeybani Özbekleri, Harzemşah’lar, Avşarlar ve Babürler burada hüküm süren başlıca Türk devletleridir. Unutmayın, “cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür.” Biliyorum siz Timur’u pek sevmezsiniz. “Aksak Timur” diye bir kalıp vardır zihninize monte edilen. 

Özbekleri seversiniz mesela. Ama Timur, Özbeklerin gözünde bizim Fatih’le eş değer bir üne sahip. İran da, aslında Türkiye’den sonra nüfus bakımından en büyük Türk devletlerinin başında gelir. Ah! Keşke, tarihi övgü ya da sövgü kitabına dönüştürmesek, bu kadar magazinleştirmesek. Kulaktan dolma bilgilerle ne din öğrenilir ne de tarih. 

Ne Anadolu’nun fethi, ne İstanbul’un fethi, ne Çanakkale, ne de Kurtuluş savaşı bize anlatılan gibi. Hemen hepsi artırılmış sanal gerçeklikle uydurulmuş birer senaryo.

Bizim zamane Türkçüleri, Moğolları, Hunları Türk kabul ederken, mesela Macarların Hun olduğunu unuturlar. Bu gün Finlandiya ile restleşiyoruz da, bu Finler kimdi! Karavela destanı bize neyi anlatır… 

Müslümanlık bizim Türk kalmamızı sağladı derler ama, öte yandan İslam medeniyetini yıkanların Hunlar olduğunu nedense düşünmezler. Mesela Beyt-ül Hikme’yi kim yıktı. Dicle ve Fırat’ın sularının rengi niye kırmızı ve mavi-siyah aktı.

Biz Anadolu’ya 1071’de gelmişiz. Yapmayın kardeşler. Alparslan büyük adam, önemli bir iş yaptı, ama insaf. Allah ondan razı olsun da, sizin onlar hakkında anlattıklarınız gerçek değil. Bir komutanı yücelteceğiz diye bir halkı böyle aşağılayamazsınız. Biz Anadolu’nun işgalcileri değiliz. 

Bu toprak kılıç hakkı mı! Haşa! Bugün söylediklerinize, tarihe ilişkin iddialarınız örtüşüyor mu, yakışıyor mu? İslam’ın yurtlarından çıkarılanlar hakkındaki hükmünden de habersizce neler söylüyor, neler yapıyorsunuz. Ne dinden haberiniz var, ne tarihten, ne de ciddi bir gelecek tasavvurunuz var.

Oğuzhan’ın Hatay’a gelişi 700. yılların başı. Tevrat’a göre, Nuh’un oğullarından Ham, Sam, Yafes’ten, biz Yafes oğullarıyız. Luther’e göre, Yafes oğullarından biri Kaf dağındaki bir cin topluluğundan bir kızla evlenir ve ondan Gog-Magog, yani Yecüc-Mecüc onun soyundan gelir. Hristiyan dünyasının Türk düşmanlığının sebeblerinden biri, bizi Gog-Magogla, aynı zamanda Anti Chirist ile ilişkilendirmelerinden kaynaklanır. Kıyamet coğrafyası, Anadolu’nun güney ve batısı ile ilgilidir. Dünyayı bizim üzerimizden okuyorlar, tarihin sonunu da.

Bizim bir kısmımız Hz. Nuh’tan beri burada. 

Onlar bir yere gitmediler. Bir kısmımız gitti geldi. Antik zamanda, Hazar’ın altından doğuya 7 büyük sefer var. Hindi Çin seferleri zaman içinde İpek yolu, Baharat yolu, Media koridoruna dönüştü. Bir kısmımız gitti, gelmedi: Bizim Sibirya üzerinden doğuya ilerleyen “Yakut”lar Bering boğazı üzerinden Kuzey Amerika’ya, Berberiler bugünkü Moritanya’dan üzerinden Beni Huveyre ve Brazil aşiretleri Güney Amerika’ya ulaştı. Saka’lar batıya ilerlediler. Biz Anadolu’nun işgalcisi barbar göçmenler değiliz. Kafanızdaki yalan tarihin öfkesini, diğer göçmenlerin üzerine kusmayın lütfen.

Benim babam doğduğunda Osmaniye-Maraş havalisi Halep’e bağlı idi ya hu! İngiliz ve Fransız iki işgal subayı olan Sycos-Picot aramıza bir sınır çizip, “Asurların devleti” anlamına gelen “Asurian/Suriye” diye bir devlet icad ettiler. 

İsrail’in arz-ı mev’ud hedeflerine ulaşması için Bilad-ı Şam’ın bölük pörçük edilmesi gerekiyordu. Suriye, Filistin, İsrail, Ürdün, Lübnan, Irak, Türkiye diye o topraklarda 7 devlet icad edildi. Şimdi bir Şii, bir Kürt, bir Arap devleti daha icad edilmeye çalışılıyor. 

Türkiye’nin oradaki varlığını sorgulayanlar nedense ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, İran, Almanya’nın, İsrail’in varlığını sorgulamıyorlar.

Sağlık diye nasıl milletin anasını ağlatıyorlarsa, Türklük diye Türklüğün anasını ağlatmaya hazırlanıyorlar. KKTC’ye dikkat. Bu gidişle biz Meis’i konuşurken birileri KKTC’yi yanına alarak bizi Doğu Akdeniz’de sahil şeridine hapsetmeyi deneyebilir. Yani Ege’den sonra Akdeniz’de bizi tecrit etmeye çalışabilirler..

Bakın, Ruzi Nazar’ı anlamadan Kafkaslar’ı anlayamayız, Sabatay hareketini ve Aliya’yı anlamadan Balkanları anlayamayız. Pakradunları, Kalust Sarkis Gülbenkyan’ı (29 Mart 1869, Üsküdar – 20 Temmuz 1955, Lizbon) tanımadan Hazar bölgesinde ne olduğunu anlayamayız. Tabii güneyimizde ne olup bittiğini anlamak için Liman Von Sanders ve Lavrance’yi yakınen tanımamız gerekiyor. İttihat Terakkiyi anlamamız için bazı isimleri bilmemiz gerek, mesela Cumhuriyet dönemini daha iyi tanımak için Moiz Kohen’i, Lazaro Franko’yu, Agop Dilaçar’ı, Mim Kemal Öke’yi, Küçük Hüseyin Efendi’yi daha yakından tanımamız gerekiyor. Bu arada, Arnavut bir babadan doğan Akif’i ne yapalım. 

Bakın kafanızdaki şablona göre göçmenleri gönderelim derseniz, ya geriye fazla kimse kalmaz, ya da sizi de yolcu etmemiz gerekebilir!? 

Yoksa tek parti dönemindeki kafa tası ölçme günlerine geri mi dönmemizi istiyorsunuz.

Afgan göçmenlerinden söz ederken şu isim de aklınızda olsun: Raşid Dostum. Kim bu Dostum derseniz: Abdürreşid Dostum (1954, Şibirgan doğumlu), Özbek asıllı Afgan. Afganistan tarihinin Mareşal unvanına sahip 3. Komutanı. Afganistan’daki Özbeklerin lideri kabul edilir. Aynı zamanda eski Afganistan Devlet Başkan Yardımcısı. 

Türkiye’nin orada var olduğundan beri oradaki müttefikimiz! 

Bu süreçte onlarca yıldır, onlarla neler yaşandığına bakın.. 

Bugün onların köklerini o ortak geçmişte aramanız gerek.

Geçen hafta Bilderberg’e İngiltere’den katılan Müslüman isimli biri vardı. Google arama motorunun yapay zekasını yapan biri. Suriyeli bir göçmen ailenin çocuğu imiş. İngiltere’de enerji kullanımı regülasyon yazılımını da o yapmış, Londra şehrinin yapay zeka ile yönetimini de. Şimdi de yapay bilinç üzerinde çalışıyor. 

Bizde göçmenler arasında da böyle biri olamaz mı! 

Hay Allah kendi mahallemizin çocuklarının ne kadar farkındayız ki, değil mi? 

Unutmayalım, biz başkalarına yardım edersek, Allah da bize yardım eder. Selâm ve dua ile.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.