AK Partiye bu oyunu, AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler mi oynuyor, yoksa başkaları da mı var.
Biliyorum, bu memlekette o kadar Deist de yok, Gay de, Lezbiyen de. Cinsiyet değiştiren de yok..
Ama ben bir türlü anlayamıyorum, bütün T.C. yurttaşlarının kimliklerine nasıl, hangi anlayış, cür’et ve cesaretle “Gender” yazıldı. O 14 yaşındaki çocukların, din, ahlak ve gelenekten, biyolojik cinsiyetinden bağımsız, cinsel yönelim ve deneyimle cinsel tercihte bulunmasından söz eden sözleşme oy birliği ile nasıl imzalandı.
Sahi AK Parti’ye bu oyunu kimler oynuyor!
Boş verin söylenenleri, gece 11’den sonra Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde dolaşın biraz, sonra ara sokaklara girin bakın bakalım ne göreceksiniz.
Harbiye’de dolaşın biraz, Levent’teki AVM’lere gidin bir hafta sonu, banka oturup önünüzden gelip geçenlere bakın. İsterseniz Fatih’te ya da Zeytinburnu’nda yapın aynı işi, ne göreceksiniz.
Yaşlı adamlar, parkta kız oğlan fark etmez 7 yaşındaki bir çocuğun başını okşasa Pedofili zannedilecek diye korkar hale geldi.
Twitter’de bir il adı yazın bakın ekrana gelen görüntü ne oluyor.
Yorulmayın ya da, eğer ortaokul ya da liseye giden çocuğunuz varsa, sorun bakalım durum ne?
Ankara’da iseniz, yine şehir merkezindeki AVM’lerde oteller bölgesinde aynı gözlemi yapabilirsiniz.
Güvenilir bir psikolog dostunuz varsa, genel olarak gidişatı sorun. Detaya girmeyin..
İnkâr gerçeği değiştirmiyor. Bu rezaleti, felaketi hafife olarak, bu kötü gidişatı durduramazsınız.
Bu sürecin sebebi olan kişi ve kuruluşları deşifre etmezseniz bu durum devam edecek.
Kim bunlar, neden bu hale geldiler, araştırın bakalım, işin ucu nerelere uzanıyor.
Yahu, memleketimizde onlarca firma ve yüzlerce belediye, LGBT’ye pozitif ayırımcılık uyguluyor.
KADEM bile, “Biyolojik cinsiyet” yerine “Toplumsal cinsiyet” kavramını “eşitlik” değil, “adalet” ile ilişkilendirerek kullanıyor.
GlobalReset çetesi, “Tanrıyı, parayı, mülkiyeti, biyolojik cinsiyeti tedavülden kaldırmak”tan söz ediyor.
Bakın nasıl olmayan bir mikroptan hasta olan insanlar hayatını kaybetti ve fakat ilaç, aşı ve tedavi diye uyguladıkları yöntemler sebebi ile on binlerce insan hayatını kaybederken, ülkemizde bir tane bile bu anlamda kayıp rapor edilmezken, her hastanede birçok vaka yaşandı ise, cinsiyet değişimi konusundaki rakamları resmi kayıtlar ve kurumların onayı ile belgeleyemezsiniz, ama gerçek iddia edilenden daha vahim, bu da gizlenemez.
Bakın yediğiniz, içtiğiniz, o ilaç diye yuttuğunuz haplar, BioRezonans teknikleri, RF etkisi mRNA tipi gen terapi ürünleri ile aslında hormonal olarak, östrojen, androjen dengesi östrojen lehine bozuluyor.
Moda ve yaşam tarzı olarak filmler, müzik, eğlence, oyun, sanatsal faaliyetler ve subliminal yöntemlerle insanların aklı çeliniyor. Kozmetikler, cilt bakımı, bedene estetik kaygılarla yapılan Piercing, Tatto benzeri müdahaleler, tekstil ürünleri, parfümeri, subliminal mesajlar, hipnoz, psiko terapi, NLP benzeri yaşam koçları, medya, reality show, magazin dünyası hepsi gençleri bu yönde davranmaya zorluyor.
Bir spor merkezinde ya da bazı belediyelerin gençlik merkezleri, psikolojik danışma, aile danışma merkezlerinde de, yasa ve norm hukuk kapsamında, Lanzarote çerçevesinde size söylenecek belli. Aslında bu yasaları yapanlar en büyük suç onlarda.
Biz yasaya karşı çıkıyoruz. Hukuka uygun davranmıyorlar. Burada Anayasa, uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları arasında bir çelişki söz konusu. Bir hukuk karmaşası ile karşı karşıyayız.
Birileri anlamadan, bilmeden nüfus cüzdanımıza GENDER yazdılar. Bizleri BİREY olarak tanımladılar.
Nasıl 1 Kasım 1928’de harf devrimi ile o gün bir millet çok büyük ölçüde okur-yazar olmaktan çıkartıldı ise bugün de bir ülke halkının tamamı, 2007’de başlatılan bir sürecin sonunda, 2017’ye gelindiğinde bir gecede GENDER BİREY’lere dönüştürüldü.
Bakın, cinsiyet değiştirme işinin ilk aşaması, cerrahi müdahale değil. Ama cerrahi müdahale SGK kapsamına alındı. Zaten bu aşıdan sonra artık bu tür vakalarla, kısırlıkla, sakat doğumlarla, anomalilerle daha çok karşılaşacağız. Yediklerimiz, içtiklerimiz, demin söyledim, o paketli gıdaların çoğunda helal sertifikalı fıtrata yabancı ürünleri tüketenler, kendilerinde gözükmese de bir sonraki nesilde genetik sapmaları görecekler.
Şimdi de, Lanzarote’ye göre, 14 yaşında bir çocuk, cinsel yönelim, ardından deneyimle sonunda bir tercihte bulunabilir ve cerrahi müdahaleye geçilebilir.
Ünsa’dan söz etmiyoruz bu örnekte. Ama Ünsa’ların neden, niçin, nasıl artacağını da söyledim.
Fahişeliği serbest bırakmakla kalmadı, fuhşiyatı pozitif ayırımcılık konusu yaptı o akıl.
1980 sonrası, CEDAW ile başladı bu süreç ve o zaman “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” kampanyası çerçevesinde vergi rekortmeni olan Genelev Patroniçesini Matild hanımı vergi rekortmeni ilan ettik.
Böylece Matild hanımefendi(!?), bir bakıma ulusal anlamda resmi sertifikalı ilk kutsal fahişemiz oldu!
Ondan sonra bu memlekette tekbirlerle kurban kesilerek genelev açıldı. Tabi daha sonra bunun arkası geldi.
Komşusundan mı kocasından mı hamile kaldığı belli olmayan kadının doğurduğu çocuğun genetik aidiyet raporu sonuca göre doğan çocuğun kocasından değil, komşusundan olduğunu öğrenince Allah’a hamdetmesi gibi manyaklıklarla karşılaştık, hem de muhafazakâr bir kanalda.
Galiz küfürü ile bilinen birinin adının ilahiyat fakültesi binasına verilmesi gibi abukluklar artık zaten vaka-i adiyeden hadiseler gibi görülmeye başladı. Az zamanda büyük işler başarıldı ve öyle mekteplerden böyle ilahiyatçılar yetişti.
Yapılmak istenilen şu: Çocuk yönelim beyanında bulunur ve anne baba çocuğunu engellerse, devlet çocuğu sizin elinizden alıp, aile bakanlığı ve yerel yönetimin gözetiminde, deneyimle tercih sürecinde her türlü koruma ve desteği sağlamak zorunda olsun.
Cerrahi müdahaleye ilişkin 18 yaş altında olmaz yönündeki beyanlar, tam olarak gerçeği yansıtmıyor. 18 yaş öncesi cerrahi müdahale olmayaz ama, 14 yaş sonrası psikolojik destek, ardından ilaçla tedavi ve hormonal destek, daha sonra psikososyal destek, toplum ve iş hayatında uyum desteğinin ardından en az 5 yıl, ortalama 10 yıllık bir sürecin tamamlanmasından sonra devlet desteğinde cerrahi müdahale gerçekleşecektir.
Hani bunlardan yanlış olanı söyleyin, ben de düzelteyim. Gürültüye getirmeyin, konuyu saptırmayın.
Bakın durum çok vahim. Bu inkâr ve hasıraltı politikası ile bugünlere geldik. Geç kaldık ve artık bıçak kemiğe dayandı.
18 yaşından önce, akil ve baliğ olup, yani zekâ yaşı ve biyolojik olgunluk açısından yeterli biri “Allah’ın emri, peygamberin gavli” ile nikâh kıyarsa aşağılanacak, horlanacak, sanık sandalyesine oturtulacak, hapse atılacak, aile birliği bozulacak, ama 14 yaşında biri cinsel yönelim ve deneyim için bir irade beyanında bulunursa, pozitif ayırımcılığa tabi olacak öyle mi!
Ha madem eşitlik, adalet ne derseniz deyin, madem erkek genelevi var, LGBT fuhşiyatı için niye o kerhanelerden yok!
Onlara söyleyecek son sözüm şu:
Hüküm Allah’ındır!.
Esselamu menittebeal hüda veddua!