Reuters’in geçtiği habere göre, Dünya Sağlık Örgütü, total risk düşük olsa da virüsü taşıyan Aedes sivrisineklerinin ulaştığı yerlerde hastalığın yayılabileceği uyarısı yaptı. Riskin en yüksek olduğu bölgeler Madeira adası ve Karadeniz’in kuzeydoğu sahilleri.
Gerekli önlemler alınmadığı takdirde Aedes sivrisineklerinin bölgede 18 ülkede virüsü yayabileceği açıklandı. Bu 18 ülke en yüksek riskten düşüğe doğru, Fransa, İtalya, Malta, Hırvatistan, İsrail, İspanya, Monako, San Marino, Türkiye, Yunanistan, İsviçre, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Gürcistan, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Karadağ. Kalan 36 ülkede ise risk düşük ya da çok düşük.
Örgütün Avrupa sorumlusu Zsuzsanna Jakab, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, virüsün Avrupa bölgesinde yayılma riski taşıdığını söyledi ve riskin daha yüksek olduğu ülkeleri uyardıklarını dile getirdi.
Orta ya da yüksek risk taşıyan 18 ülkenin yetkililerine, virüs taşıyıcılarına karşı önlem alınması, sağlık çalışanlarının erken tanı için eğitilmesi, vakaların erken raporlanmasının sağlanması ve gebeler başta olmak üzere risk altındakilere kendilerini korumaları için yardım edilmesi gibi konularda çağrı yapıldı.
Binlerce doğum anomalisinden sorumlu
Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa olarak tanımladığı coğrafi bölge 53 ülkeyi kapsıyor ve burada 900 milyon insan yaşıyor. Türkiye ve Orta Asya ülkeleri ile Rusya ve İsrail de Avrupa bölgesi içinde değerlendiriliyor.
Zika virüsü ilk olarak Brezilya’da tehlikeli bir yayılma göstermeye başladı ve global bir tehdit haline geldi. Virüsün binlerce doğum anomalisinden sorumlu olduğu biliniyor. Virüsten etkilenen annelerin bebeklerinde beynin yeterince büyüyüp gelişmemesi ile ortaya çıkan ''mikrosefali’ görülüyor.
Örgüt, virüsün aynı zamanda yetişkinlerde Guillain-Barré sendromuna yol açtığına dair güçlü bir konsensüs olduğunu da söyledi.
Zika taşıyıcı sivrisineklerin varlığı, uygun iklim koşulları, ülkede daha önce ''chikungunya ateşi’ ya da ''deng humması’ görülmüş olması, nüfus ve yerleşim yoğunluğu ile denizyolu ve uçak bağlantıları gibi farklı faktörler tehlikenin derecesini belirliyor.
Ülkenin salgınla erken baş etme kapasitesine ise dört ölçüte göre karar veriliyor: Taşıyıcı kontrolleri, klinik gözlemler, laboratuvar kapasitesi ve acil risk iletişimi.