Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in hiçbir adli sicil kaydı bulunmadığı ortaya çıktı. Peker'in adli sicil kaydı sorgulamasında "Yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın adli sicil kaydı yoktu" sonucu çıktı. Öte yandan Peker'in arşiv kaydında ise sadece Kelebek Operasyonundaki mahkumiyet kararı bulunuyor.
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre, suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dışında yanıt veren olmadı. DW Türkçe’ye konuşan Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e göre Susurluk dönemindeki yapıyı aşan bir durum ortaya çıkmış durumda.
İLGİLİ HABER | Sedat Peker'den "Mehmet Ağar-Hakan Fidan" iddiası
Uludağ’ın sorularını yanıtlayan Öneş şu ifadeleri kullandı:
Bu konuşma olayı; hukuk sisteminin zayıfladığı, devlet kurumsal yapılarının çözüldüğü ve siyasetin içinde belirli şahıs ve grupların mafyatik veya suç örgütü ile bulaşık insanlarla olan ilişkilerinin geliştiği bir süreçte yeniden bir ortaya çıkış olarak görülebilir. Burada suç örgütleri arası veya belirli bir gruplar arasındaki bir alana hâkimiyet kurma ve karşılıklı birbirlerini tasfiye olayının da etkisini görüyorum.
İLGİLİ HABER | Bakanlık Sedat Peker'i suç örgütü lideri ilan etti
Susurluk dönemindeki yapıyı aşan bir durumun ortaya çıktığını düşünüyorum. Susurluk döneminde devlet içindeki kirlenmiş yapılar olduğu kadar, bunları temizlemek isteyen kurumsal yapılar da vardı. Ama devlet içinde gene siyasi bağlantıları olan dar çerçevede olmasına rağmen illegal yapılarını yürütebilen bu tip örgütsel yapılar ortaya çıkmıştı. Bugün böylesine yapılarla ilişkilerin siyasetçiler tarafından sergilendiği bir dönemi de ortaya çıkarıyoruz. Siyasetin açıkça Peker ve Çakıcı grubuyla olan ilişkileri ortada. Böylesi yapılar için af yasası çıkarıldı. Onun için Susurluk dönemini aşan bir durum var, diyorum
Erdoğan iktidarının çürümekte olduğunu herkes görüyor. Bunun telaşının AKP üzerinde de olduğunu değerlendirebiliyoruz. Ama buna rağmen özellikle siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın olduğun bir ortamda, hukuk sisteminden uzaklaşılan bir ortamda, bu tip yapılarla ilişkilerin geliştiğini de görebiliyoruz. O bakımdan bunu Bahçeli veya AKP iktidarının bağlantısının ağırlıklı olduğu şeklinde değil, gelişmeleri gören bilenlerin bir ittifakı olan sonuçlar olarak bakıyorum