Ali Haydar Nergis | Olof Palme'nin katili intihar etmiş!
28 Şubat 1986 günü gerçekleştirilen Olof Palme suikastini soruşturan savcı Krister Petersson, Palme’yi öldüren ’’Skandiamannen’’ olarak bilinen Stig Enström’ün 2000 yılında intihar ettiğini açıkladı. Böylece 34 yıldır sürdürülen ve 250 klasörden oluşan Olof Palme dosyası kapandı. Savcı, bilgilerin kesin olduğunu, ancak cinayette kullanılan silahın bulunamadığını bildirdi.
[caption id="attachment_116658" align="alignnone" width="690"] 34 yıldır sürdürülen ve 250 klasörden oluşan Olof Palme dosyası kapandı.[/caption]
Olof Palme'nin katili intihar etmiş!
Stig Engstöm, olay gecesi tutuklanan ilk kişiydi. Irkçı ve yabancı düşmanı olan Engstöm, Finlandiyalı bir göçmen çocuğu olan Başbakan ve Sosyal Demokrat Parti lideri Olof Palme’den nefret ediyordu. Palme’yi öldürdüğü gece, çalıştığı Skandia şirketinden 23.22’de çıkan Stig Peeterson, cinayetten sonra bir alt geçidin merdivenlerinden inerek gözden kayboldu. Sonra, ’’kan tutulması’’ sonucu tekrar olay yerine geldi. Ağır yaralı Olof Palme’ye hastaneye götürmek için yardım etmeye çalışırken bir görgü tanığı tarafından teşhis edilerek tutuklandı. Ancak, hakkında yeterli kanıt bulunamaması üzerine serbest bırakıldı. Olof Palme'nin katili Stig Engstöm, 14 yıl sonra 2000 yılının Haziran ayında intihar etti...
POLİSİN BULAMADIĞI KATİLİ FİLTER DERGİSİ ORTAYA ÇIKARDI
Böylece, durağan yaşamlarında 34 yıldır üzerinde konuştukları bir konu da kapandı. Olof Palme cinayetinden sonra, katilin bulunması çalışmaları 34 yıl sürdü. 250 klasörden oluşan dosyanın zaman aşımına uğratılmaması kararlaştırıldı.
Geçtiğimiz aylarda, İsveç'te yayımlanan Filter dergisi, şimdiye dek yaklaşık 10 bin kişinin sorgulandığı cinayetle ilgili 12 yıllık araştırmasında, finans şirketi çalışanı, Olof Palme'nin katili Stig Engström'ü suikastla ilişkilendiren yeni bulgulara ulaştıklarını açıkladı.
Dergiye göre Palme'nin vurulduğu yerin hemen yanındaki Skandia finans şirketinde çalışan Engström, o gece binayı 23.19'da terk etti. İki dakika sonra da Palme vuruldu.
Derginin haberinde, Stig Engström'ün, ırkçı, yabancı düşmanı ve Olof Palme’den nefret eden biri olduğu, daha önce silah eğitimi aldığı ve saldırıda kullanılana benzer bir tabancaya sahip olduğunu bildirildi..Engström'ün silah koleksiyonu bulunan bir arkadaşının olduğu, bu kişinin Amerikan ordusunda bir süre görev yaptığı ve Magnum marka tabancalara özel ilgisi olduğu kaydedildi. Palme bir Magnum'la vurulmuştu. Olof Palme'nin katili intihar etmiş!
[caption id="attachment_116659" align="alignnone" width="690"] 34 yıldır sürdürülen ve 250 klasörden oluşan Olof Palme dosyası kapandı.[/caption]
POLİSİYE FİLMİ GİBİ BİR 34 YIL
Olaf Palme, kimler tarafından ve niçin öldürülmüştü?
34 yıl süren soruşturma bir polisiye filmi gibiydi.
Başbakan ve Sosyal Demokrat Parti lideri Olof Palme, 28 Şubat 1986 günü eşi Lisbet Palme ile sinemadan çıkar. Yanında koruma görevlisi olmadan yürürken Svavägen Meydanı’na geldiğinde arkadan paltolu, uzun boylu, tahminen 33 yaşlarında bir kişi yaklaşır ve Palme’ye iki el ateş eder. Katil, bir yeraltı geçidinin merdivenlerinden inerek kaybolur. Yarım saat ambulans beklendikten sonra kaldırıldığı Sabbatberg Hastane’sinde Palme’nin olay yerinde öldüğü açıklanır.
Kimler tarafından ve niçin öldürüldüğü sorusuna yanıt verebilmek için, Palme’nin o günlerdeki siyasi duruşu üzerinde durmak gerekir.
Olof Palme, modern İsveç’in kurucusu Tage Erlander ekolünden gelen, antiemperyalist ve savaş karşıtı bir liderdi 1927 yılında Finlandiya’da doğmuş, göçmen bir ailesinin çocuğuydu. İsveç’i göçmen ve mültecilere açan bir yabancı dostuydu.
Başbakanlık ve Sosyal Demokrat Parti liderliği yaptığı yıllarda, Amerika ve Rusya arasındaki ‘’soğuk savaş’’ a karşı çıktı.
Amerika’nın Vietnam’da sürdürdüğü emperyalist savaşa karşı tavır aldı. Düzenlenen Amerikan karşıtı gösterilerde en ön saflarda yer aldı.
Güney Afrika’daki beyaz ırkçı rejime karşı yaptırım uyguladı. Hapiste bulunan siyahi lider Nelson Mandela’nın serbest bırakılması için kampanya yürüttü...
Filistin halkının mücadelesinin yanında yer aldı..
İsveç’teki silah tekellerinin İran- Irak savaşında, el altından iki ülkeye de silah ve savaş uçağı satmasını engellemeye çalışıyordu.
Zamanın Almanya Başbakanı ve Alman Sosyal Demokrat parti lideri De Willy Brandt başta olmak üzere, Avrupalı sosyal demokrat liderlerle işbirliği yaparak, “İki Süper Devlete karşı Avrupa’nın Birliği”ni güçlendirmeye çalıştı..
[caption id="attachment_116661" align="alignnone" width="690"] 28 Şubat 1986 günü gerçekleştirilen Olof Palme suikastini soruşturan savcı Krister Petersson, Palme’yi öldüren ’’Skandiamannen’’ olarak bilinen katil Stig Enström’ün 2000 yılında intihar ettiğini açıkladı.[/caption]
29 Nisan 1974’de Willy Brandt’a yazdığı bir mektupta şöyle dedi:
“İki süper güç, dünyada hakim olmaya çalışıyor. Siyasi ve askeri güç potansiyelini her gün daha fazla ellerinde topluyorlar.”
Kürtlere sıcak bakmasına karşın, 1984 yılından itibaren silahlı eylemler düzenleyen PKK’yı terörist olarak gördü.
Böyle bir lider, kimler tarafından ve niçin öldürülmüş olabilirdi?
Ya da, cinayet, ırkçı, ruh hastası, uyuşturucu bağımlısı sıradan bir kişi tarafından mı işlenmişti?
KÜRTLERE KARŞI ‘’ALFA OPERASYONU’’
- Olof Palme cinayeti soruşturmasını yürütenler, işe önce en kolayından başladı. Cinayet gecesi, Palme’nin öldürüldüğü yerde 33 yaşındaki bir yakalandı. Cinayetin işlendiği yerin yakınında merkez binası bulunan Skandia Sigora şirketinde çalışan Stig Engstrom, Mart 1986’da mahkemeye çıkarıldıktan sonra serbest bırakıldı.. Engstrom, 2000 yılında intihar etti. (Stig Enngsröm, Çarşamba günü , savcı tarafından cinayet sanığı olarak yakalanan kişidir.)
- Olof Palme soruşturmasını yürüten polis şefi Hans Holmer, cinayetin PKK ihtimali üzerinde durur. Çünkü, Palme, PKK’yı terörist bir örgüt olarak değerlendirdiği için, Suriye’den İsveç'e gelebilmek için vize başvurusunda bulunan Abdullah Öcalan’ın bu talebini geri çevirmişti. İsveç çapında, PKK’lı olarak bilinen Kürtlere karşı ‘’Alfa Operasyonu’’ başlatıldı. 20’den fazla kişi gözaltına alındı. İçlerinde en kuşkulandıkları kişi Sivas doğumlu Erdoğan Sarıkaya’ydı.. Sarıkaya, uzun boyludur ve evinde yapılan aramada da uzun bir palto bulunmuştur. Bulgular, görgü tanıklarının ifadelerine uygundur. Mahkemeye çıkarılan PKK'lıların tamamı serbest bırakılır.
- İsveç’in büyük silah tekelleri, o günlerde devam eden İran- Irak savaşında, hükumetin denetiminden uzak, el altından bu iki ülkeye ve Hindistan’a silah ve savaş uçağı satmaktadır. Olof Palme, silah tekellerini sıkı denetime almaya ve silah satışlarını engellmeye çalıştığı için öldürülmüş olabilirdi. Bu sav, soruşturulmadı.
- Christer Petersson, uyuşturucu bağımlısı, kriminal kişidir. Olof Palme suikastinin gerçekleştirildiği meydanda daha önce bir kişiyi öldürmüştür. ‘’ Seri katil’’ psikoloji içinde aynı yerde Olof Palme’yi de öldürmüş olabilir. Crister Petersson tutuklandı, yargılandı, serbest bırakıldı.
- Bir ihtimal daha vardı. Kimse bunu doğru dürüst dillendiremiyordu. Stockholm Polisi ve İsveç güvenlik örgütü içindeki ırkçı yapılanmalardan söz ediliyordu. Polis örgütü içinde ırkçı bir örgüt veya kişilerden söz ediliyordu. Bunlar, Olof Palme’nin yabancı dostu yaklaşımlarından nefret ediyorlardı. Cinayet yabancı düşmanı bir polis veya grup tarafından işlenmiş olabilirdi.
Dava dosyası zaman aşımına uğratılmadan aradan tam 34 yıl geçti.
Derken, Olof Palme cinayeti soruşturmasını yürüten Savcı Krister Peterrson şubat ayında İsveç Radyo televizyonuna yaptığı açıklama ile konuyu yeniden gündeme getirdi.
Çarşamba günü yaptığı basın toplantısı ile de 2000 yılında intihar eden Stig Engsröm’ü cinayet sanığı olarak açıkladı.
OLOF PALME KİMDİR?
1927 yılında aristokrat ve zengin bir aileye doğan Palme, 1949 yılında Sosyal Demokrat Parti'ye katılmış ve parti içinde yükselerek 1969 yılında Tage Erlander'in yerine liderliğe getirilmişti.
Uluslararası Olof Palme Merkezi adlı kuruluşun genel sekreteri Anna Sundstrom "Palme'nin Erlander'in oğullarından biri gibi olduğu söylenir" diyor:
"Sosyal Demokrat Parti lideri ve İsveç'in sosyal devlet sisteminin kurucularından Tage Erlander tarafından yetiştirildi. Erlander'in politikalarını alıp daha da ileriye taşıdığını söyleyebiliriz."
Palme başbakanlığı döneminde işçi sendikalarının gücünü daha da artıran, sağlık sistemini ve sosyal yardım düzenini güçlendiren adımlar attı. Kraliyete ait o zamana kadar devam etmiş bazı siyasi yetkileri kaldırdı ve eğitime büyük yatırım yaptı.
Olof Palme Merkezi'nden Anna Sundstrom, onun en önemli reformları arasında okul öncesi eğitim alanında anaokullarının açılması, cinsiyet eşitsizliğine karşı kadınların çalışma hayatına girişini teşvik edici yasalar çıkarmasının da bulunduğunu söylüyor.
ABD İLE VİETNAM GERGİNLİĞİ
Palme aynı zamanda uluslararası platformlarda da etkili bir politikacıydı. Hem ABD hem de Sovyetler Birliği'ni eleştiriyordu. SSCB'nin 1968'de Çekoslovakya'yı işgalini kınamış, 1972'de Amerikalıların Kuzey Vietnam'a yönelik bombardımanını İkinci Dünya Savaşı'nda, Nazi kamplarındaki katliamlarla karşılaştırmıştı. Bu yorumları Washington ile Stockholm arasındaki ilişkilerin bir süre dondurulmasına sebep olmuştu.
1973 yılında New York Times gazetesine verdiği mülakatta yaptığı kıyaslamayla ilgili olarak "Pişman değilim çünkü bu dünyada birilerinin sizi dinlemesi için bağırarak konuşmanız gerekiyor. Bu konuda sessiz kalamam ve susmam konusundaki baskılara boyun eğemem" demişti.
Irk ayrımcılığı rejimi sürerken Güney Afrika'dan "bilhassa tüyler ürpertici bir rejim" diye söz etmiş ve siyahların siyasi örgütü Afrika Ulusal Kongresi ANC'ye mali destek vermişti.
İspanya'da General Franco liderliğindeki diktatör rejimi "Allah'ın belası katiller" diye nitelemiş ve nükleer silahsızlanma için kampanya yürütmüştü. Palme ayrıca 1980'lerde devam eden İran-Irak savaşında da bir barış anlaşmasına varılabilmesi için arabuluculuk yapmıştı.
Palme ülkesinde ve uluslararası düzeyde attığı adımlar ve fikirleriyle hem çok dost hem de çok düşman edindi.
İsveçli iş çevreleri reformlarına büyük tepki duyuyordu, dışarıda ise birçok ülkenin hükumetlerini kızdırmıştı.
Sundstrom "Neredeyse onu ya çok sever ya nefret ederdiniz diyebiliriz. Çok büyük rahatsızlık yaratmıştı, en çok da sağ kesim arasında. Çok üzerine gittiler" diyor. "Fakat İsveç halkının çok büyük bir kesiminin ona büyük saygı ve sevgisi vardı" diye ekliyor. Gerçekten de insanlar bunca yıl sonra hâlâ onun öldürüldüğü yere çiçekler koymayı sürdürüyor.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.