Fenerbahçe üstün oynayarak kazandı...3-1

Maç önü futbol kamuoyunda şöyle bir saçma algı yaratıldı:

Fenerbahçe kaybederse Ersun Yanal kovulurmuş, Beşiktaş yenilirseyse eğer Abdullah Avcı'nın prestiji sarsılırmış sadece.

Bu harika görüşler futbolumuzun ne düzeyde olduğunun göstergesidir...

Teknik direktörlerin geleceklerinin tek bir 90 dakikaya bağlanması bizim gibi üçüncü sınıf futbol ülkelerine özgüdür.

Hatta, Fenerbahçe açısından olası bir yenilgi halinde "kaptan futbolcu" Emre Belözoğlu'nun radikal bir operasyonla takımın başına getirileceği "iç kaynaklarda" konuşuluyordu,

En azından ben duyuyordum...

Böylesine önemli derbi maçı öncesi 6 gündür ikinci bölgede Emre'ye önlem anlamında taktik geliştiren Avcı esame listesini gördüğünde şaşırmıştır.

Yani, böyle bir futbol ülkesinin maçlarını izlemek çok acı veriyor bana, bereket Premier i, La Liga'yı, Bundesliga'yı seyrediyorum da gözlerimi "rehabilite" ediyorum...

Ama şunu da belirteyim, Haziran ayında Avrupa Şampiyonası'nda Ulusal Takımı Şenol Güneş idaresinde izlemek bana keyif verecek; çünkü Fransa'nın, İzlanda'nın olduğu gruptan çıkan takımın hocasına "şimdilik" diş geçiremiyorlar.

Turnuvanın ilk maçında eğer yenilirsek bu olumsuz komedya yinelenecek ne yazık ki...

"Son dakika"...

Ben bu satırları yazarken Ersun Yanal basın toplantısına Comolli ve Emre ile beraber çıktı...

Bu manzara bir üst paragraftaki tezimi güçlendiriyor.

Maç mı?

Fenerbahçe 90 dakikaya belli ki daha iyi hazırlanmış Beşiktaş'a göre, hafta içinde.

Benim kafamı kurcalayan 22. dakikada VAR la verilen penaltı pozisyonunda top Rebecho'nun eline değdi mi?

Çok kez izledim, göremedim, karar veremedim.

Ama VAR ve Cüneyt Çakır bu kritik pozisyonu bu şekilde değerlendirdiklerine göre demek ki doğrudur demekle yetinmem gerekiyor.

Zaten 90 dakikanın bütününde üstün oynayan Fenerbahçe'nin, Beşiktaş galibiyetini tek bir saniyeye veya yanlışa bağlamamak gerek...

Fenerbahçe kalecisi Altay dışında takım halinde iyi bir akşamındaydı.

Sahanın her yerine bastı, Beşiktaş'ın çıkışlarına engel oldu, topları çoğunlukla çaldı, motivasyonu üst seviyede idi.

Peki , tam tersi, Beşiktaş ta bu öğeler niye yoktu?

Mesela, eline top değmediğini bile vücut diliyle anlatamayan Rebecho'nun tepkisizliğini, maç kazanma arzusunu; 36 yaşındaki Atiba'ya taşıyamayan teknik yönetimin ,

Ve diğer saha içi, dışı sorunlarını bu maçın dışında "Süleyman Seba"nın "Şerefli İkinciliklere" bağlamak mı gerekir acaba?*