Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Alternatif Analiz...

Sizi bekleyen asıl tehlike; göremediğiniz, bilmediğimiz, anlayamadığınızdır...

Sıra gene bir (akademik) istihbarat makalesine geldi. Bu sefer, alanla ilgili literatüre yeni bir kavram eklemek gayretindeyiz; ‘bilinmeyen bilinmeyenler’. Bu makaleyi tetikleyen ise geçenlerde NATO’nun yeni çalışmalarını incelerken dikkatimi çeken bir şey oldu. NATO dünyayı anlayamıyor, operasyon sahasında kendini nelerin beklediğini yani harekât ortamını öngöremiyor ve bunun çaresini bulmak için yeni bir analiz yöntemini test ediyor; Alternatif Analiz (AltA).

AltA, sadece karar verme sürecine daha fazla katkıyı değil, çoklu bakış açılarını yakalayarak, operasyonel resmin daha iyi anlaşılmasını da hedefliyor. Kanımca, bu da çözüm değil çünkü sorun artık bulmacanın daha çok parçasını bir araya getirmek değil, Sorun, ‘bilinmeyen bilinmeyenleri’ yani aklımızdan geçmeyen, varlığından haberdar olmadığımız bilinmeyenleri yakalamakla ilgili.

Bu makalede, istihbarat analizcisi ile sohbete devam edeceğiz ama önce analiz ve analizcinin işi ile ilgili sizlere özet bir bilgi verelim.

Analiz ve Analizci...

İstihbarat analizcisinin bilgi yığını içinde doğru resmi oluşturması yaratıcılık ister. Dört analitik kural, düşünmeye yardım eder. İlk kural “Bütün, parçaların toplamıdır” der. Önce parçalara ayrı ayrı bakmalı ve ilişkili olanları birbirine eklemelidir. İkinci kurala göre; ‘Davranışlar tekrar eder ve gelecekteki davranış muhtemelen geçmişe benzer olacaktır’. Bu yüzden, geçmişteki trendler ile gelecek arasında ilişki kurulmalıdır.

Üçüncü kural; ‘Eylemler ve sonuçları arasında açık ve tanımlanabilir neden-sonuç ilişkisi vardır’. Analizci, ilk sonuçlara götürecek basit neden zincirleri aramalı ve bulmalıdır. Son kural ise ‘Girdi ve çıktı arasında orantılılık olduğunu’ söyler. Küçük eylem küçük sonuç veya etkilere yol açar, büyüğü ise büyük olanlara. Bu da analizcinin önemli olanları ayırt etmesine yardım eder. En büyük zorluk birinci kuralda yaşanır çünkü makro davranışları belirlemek, bağlantı kurmak için önemlidir. Yaratıcılığın temel sırrı “farklı düşünmek” ancak bu mistik ya da artist tipi düşünmek değildir.

İstihbarat analizi her zaman gelişmiş ve yapılandırılmış metotlar ile yapılmamaktadır. Kullanılan klasik analiz teknikleri arasında istihbarat kültürlerine göre değişkendir. Örneğin Çin istihbaratı; Mikro Ölçekleri Karşılaştırma Tekniği, Veri Daraltma Yöntemi, Ajan Çarpıştırması Yöntemi gibi teknikler kullanır.

Batılı servisler ise daha çok; Matris Bağlantı (Link) Analizi, Hipotezlerin Karşılaştırmalı Analizi, T Matrisi Analizi, Olasılık Ağacı, Fayda Ağacı ve Matrisi, Bilinenler-Bilinmeyenler-Varsayımlar, Akıl Yürütme Zinciri, “Sebebe Ait Akış Diyagramı gibi pek çok teknik kullanır.

Şekil 1’de bazı örnekler görülmektedir. Analizcinin mahareti; doğru noktalar arasında bağlantı kurmak, önemli bilgi/veriyi ayırt edebilmek, daha da önemlisi bilinmeyenleri tespit etmek ve bilinmeyen bilinmeyenleri öngörebilmektir. Bu ise anlama seviyesi ile ilgilidir.

Alternatif Analiz...

NATO’ya göre; günümüzün dünyasının süratle değişen ve geçmişte benzeri olmayan siyasi, stratejik ve operasyonel ortamında; kurumlar daha iyi uygulanacak planlar, politikalar ve prosedürler geliştirmek zorundadır. Karar vericilerin bu ortam içinde geniş bir görüş açısı sağlaması ve bağımsız eleştirel düşünce ile yaklaşması gereklidir.

AltA daha iyi kararlar vermek için problemlere farklı bir yolla bakma kabiliyeti olarak hazırlandı. Amacı, yenilikçiliği ve yaratıcılığı geliştirmek, diğer yandan anlamayı genişletmektir. AltA tekniklerinin amacı ön yargılarla mücadele etmektir.

Çünkü analizci değerlendirme yaparken önceki bilgileri ve inançlarının etkisinde bilinçli ya da bilinçsiz şekilde pek çok ön yargı çerçevesinde ilerler. AltA, mevcut süreçleri zenginleştiren analiz tekniklerinden oluşur. Ancak bu teknikler içlerinde sanayi, istihbarat ve akademik dünyadan en iyi pratiklere hâkim kişilerin oluşturduğu gruplar tarafından test edilir.

NATO için yararlı olacağı düşülen seçilmiş AltA teknikleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır (Tablo 1);

- Yapısal teknikler (gerçekleri, problemleri ve fikirleri tanımlamak ve organize etmek için); düşünce haritası, konsept haritası ve kıymetli resimler.

- Yaratıcı teknikler (yeni düşünce ve tahayyülleri geliştirmek amacıyla); beyin fırtınası, karşı beyin fırtınası, yazılı beyin fırtınası, yıldızyağmuru, altı şapkalı düşünme ve yaratıcı kombinasyonlar.

- Teşhis teknikleri (problem teşhisi veya alternatif perspektiflerin test edilmesi için); SWOT, PMI (artılar, eksiler, ilginç noktalar), beş niçin, temel varsayımlar, bilginin kalitesinin kontrolü, dışarıdan düşünme, vekil rakip/rol oyunu, alternatif gelecekler.

- Meydan okuma teknikleri (zıt veya rakip düşüncelerin test edilmesi amacıyla); Şeytanın Avukatlığı, A Timi/B Timi Analizi, pre-mortem (ölüm öncesi) analizi, ya olursa analizi.

Bilinmeyen bilinmeyenler...

İstihbarat analizinde ilk adım hangi bilginin analiz edileceğine karar vermektir.  Bir analizci normal olarak analizci üç tür kavram üzerine yoğunlaşır;

(1) Bilinebilir ve bilinenler (gerçekler),

(2) Bilinebilir ve bilinmeyenler (gizli, sırlar),

(3) Bilinemeyenler (gizem, kehanet).

Bu makale ile listeye yeni bir madde ekliyoruz;

(4) Bilinmeyen bilinmeyenler (hiç akla gelmeyenler).

Bu makale ile listeye yeni bir madde ekliyoruz; Bilinmeyen bilinmeyenler (hiç akla gelmeyenler). Soğuk Savaş döneminde bilgilerin az olduğu bir dünya vardı ve istihbaratçının işi gizlileri bulmaktı.

Bugün teknolojilerin getirdiği bilgi çokluğu sadece gizli olanı bulmayı değil, bütün kaynakları kullanarak dünyayı çok iyi anlamayı gerektiriyor. Yakın gelecekte Ortadoğu ya da Afganistan’da neler olacağı bugünün trendleri ortaya koyamayacağız “bilinemeyenler” kategorisine girer. Bizim bahsettiğimiz ise yeni bir kavram kategorisidir; “bilinmeyen bilinmeyenler (BB)”.

Bilinmeyen bilmeyenler, henüz ne olduğundan beri haberimizin olmadığı, daha önce hiç görmediklerimiz, bilmediklerimizdir. Örneğin 1950’lerde uzaya gitmeden önce insanoğlunu orada neyin beklediği BB idi. Nitekim BB kavramını ilk defa dile getiren uzay bilimcileri oldular. Çünkü uzay çalışmaları için geçmişte olduğu gibi bugün de hala pek çok BB vardır.

Yani ancak uzayın derinliklerine gittiğimizde farkına varmaya başlayacağımız yeni ortam ve tehditler. Başımıza geldiğinde “O neydi?” diyeceğimiz, şimdiden tedbir getiremeyeceğimiz bilinmeyen bilinmeyenler. IŞİD’in ortaya çıkışı öncesinde bir BB idi, dünyayı yok edebilecek bir salgın hastalık da gelecek için bir BB olabilir.

Sonuç...

İstihbarat analizcilerinin işi hep elde edilen bilgi, haber, data, olgu vb. verileri toplayıp, sınıflandırıp, işleyip, analiz edip, anlamlı sonuçlara ulaşmak oldu. Analizcinin işi dev bir bulmacayı çözmek, sonunda bütün ilgili gerçeklerin içinde açıklanabileceği bir resim anlatmaktır ama çağımızın asıl meselesi BB’leri bulmaktır.

Analizci resme baktığı zaman sadece bir manzara görür ama anlama kabiliyeti yüksek olan analizci resimde saklı olan asıl tehlikeyi yani kaplanı fark eder. İşte bu BB’dir. BB’yi bulmak ayrı bir uzmanlık işi olmalı, daha basit teknikler kullanılmalıdır. Zaten zorluk, basit olanı bulmaktır. Bunun için de düşüncelerimiz var. Merak etmeye devam edin.

Makalenin geniş versiyonu için;

Toplam 2434 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.