Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Avrasya’da ekonomik savaş koridorları

Önümüzdeki on yılda, küresel hegemonya çekişmesi ABD ve Çin arasında devam ederken, Ruslar kendilerini daha dikkate alınır kılmak için fırsatlar ve krizler arayacaktır. ABD’nin elindeki en önemli vasıta ekonomik yaptırımlar ve bu yaptırımlar Rusya üzerinde sürekli hale getirilmek isteniyor. Öte yandan, Çin ise bugüne kadar uygulayageldiği daha çok ekonomik alandaki hegemonya mücadelesine askeri ve kültürel boyutu da ekleme çabası içinde. 28 Temmuz 2022 tarihinde ABD başkanı Joe Biden ile Çin devlet başkanı Şi Cinping arasında yapılan telefon görüşmesinde Çin tarafının Tayvan ile ilgili olarak “Ateşle oynayan elini yakar” ifadesi, bugüne kadar beyan ettiği en açık kuvvet kullanma tehdidi ve Tayvan etrafında başlattığı geni kapsamlı tatbikat ile krizi devam ettiriyor. Biz bu makalede, ekonomik savaş koridorları üzerinden Çin ve Rusya’nın Avrasya ve çevresindeki faaliyetlerine odaklanacağız. Önce Çin stratejisi ve Rusya’nın planlarına değinecek, daha sonra Çin’in Kuşak Yol Projesi ve Kuzey Kutbu Rotası, Rusya liderliğindeki Kuzey-Güney Ulaştırma Rotası, Çin ve Rus dostluğunun sınırlarını inceledikten sonra konuyu Afganistan-Hindistan-Pakistan üçgenine ve Orta Asya’ya getireceğiz.

Çin’in yenilenen stratejisi

Çin’in Kuşak-Yol Projesi (BRI), yeni dünya düzeni bakımından belirleyici jeopolitik ve güvenlik yansımaları olan, küresel ölçekte altyapı ve yatırım hedeflerini kapsayan bir hegemonya projesi. Çin lideri Şi Cinping’e göre diğer ülkelere modernizasyon yolunda Çinli özellikleri ile sosyalizm sunuyorlar. İçerdeki amaçları ise üretim fazlalarını satmak, ülke içi derin eşitsizliğe çare bulmak, ABD ve Avrupa’ya göre Çin’in uluslararası finansal sistemde konumunu geliştirme hedefi var. “İnci Dizisi” stratejisinin temelinde borçlar kullanılarak, küresel tedarik zincirinde anahtar limanların Çin tarafından ele geçirilmesi sağlanıyor. Son NATO Strateji belgesinde “düşman” ülke ilan edilen Çin’in küresel amacının; anahtar teknolojiler ve sanayi sektörlerini, kritik alt yapıyı, stratejik maddeler ve tedarik zincirlerini kontrol etmek olduğu ifade ediliyordu. Aynı belgede, Çin’in düşmanca faaliyetleri kapsamında kötü niyetli melez ve siber saldırıları ile dezenformasyon faaliyetleri sıralanıyor, Tayvan’ın daha çok silahlandırılması ihtiyacına vurgu yapılıyordu.

Çin, Güneydoğu Asya’da kendi etki alanını kurmaya çalışmakta ve ABD ile Çin arasındaki diplomatik rekabet artmaktadır. Bölge ülkeleri, iki büyük güçten gelen kendilerine uygun öneriler arasında tercih yapma fırsatı yakalamaktadır. Çin, ABD’nin bölge ülkelerini daha fazla yanına çekmemesi ve kendisine karşıt aktörler olarak konumlanmamaları için bu devletlere söz konusu rekabetin bir parçası olmamalarını söylemekte ve yeni önerilerde bulunarak avantaj elde etmeye çalışmaktadır. Bu nedenle Pekin, seçtiği ülkelerle sadece ekonomik anlamda değil; aynı zamanda güvenlik alanında da işbirliğini geliştirmenin yollarını aramaktadır.

Çin’in Kuşak-Yol Projesi

2013’den beri BRI’daki gelişmeleri özetlersek; üç ana demir yolu, binlerce millik yüksek hızlı tren, Arktik ve uzay bağlantıları, yeni endüstriyel koridorlar, yeni bir eğitim ve bankacılık anlayışı ortaya çıktı. Yol ve Kuşak projesinin kara ve deniz olmak üzere iki ana parçası olsa da, birbirleri ile karmaşık bir şekilde irtibatlılar. Demiryolları, limanlar ve diğer tesisler sözde bilimsel ve teknolojik gelişmelere göre dizayn ediliyorlar ve her ülkenin kalkınma yöntemine adapte ediliyorlar. Ama işin arka planında Çin’in borç tuzağı diplomasisi ile küresel hâkimiyetini devam ettirme planı var. Belki de Yeni Dünya Düzeni’ni ele geçirmek isteyen küresel güçler, Çin’in bu hazır bağlantıları için ittifak yapacaklar.
BRI, esas olarak ilgili devlet ve Çin bankaları arasında yapılan borç anlaşmaları ile finanse ediliyor. BRI’nın finansmanının yaklaşık %45’i Çin Kalkınma Bankası (CDB) veya Çin İthalat-İhracat Bankası (EXIM) tarafından karşılanıyor. %36’sı Çin devlet bankaları, % 9’u hisse finansmanı, % 4 tahvil, %2 İpek Yolu Fonu, %2 çok-taraflı finansal kurumlar ve %2 iki-taraflı fonlardan karşılanıyor. CDB ve EXIM’a para Çin Merkez Bankasından aktarılıyor. Daha 2018 yılında yani Covid pandemisi başlamadan önce BRI’dan alınan borçlar nedeni ile Tacikistan, Pakistan, Moğolistan, Karadağ, Cibuti, Kırgızistan, Maldivler ve Laos’un ciddi kriz içinde olduğu rapor edilmişti. Bu krizin etkisi şimdi Pakistan ve Sri Lanka’da yaşandı. 

Ruslar ve Ekonomik Savaş Koridorları

Rusya ve Çin, 2015 yılında Rusya’nın liderliğindeki “Avrasya Ekonomik Birliği” ve Çin’in “Yol ve Kuşak Projesi (BRI)” etrafında “stratejik ortaklık” ilan ettiler. Putin geçenlerde BRI formunda yapılan toplantıda; “Büyük Avrasya Ortaklığı ile Yol ve Kuşak konseptlerinin köklerinin, ülkelerin kendi kültür ve ruhani kimliklerini yaşarken, doğal olarak barış ve harmoni içinde yaşama, en son bilimsel gelişmeler ve yenilikçi kalkınmaya nüfuz etme isteklerinden kaynaklandığını” söyledi. Ruslara göre, kendi etrafında kurdukları Avrasya Ekonomik Birliği, Çin ve Rusya tarafından oluşturulan ekonomik blokun son safhasını temsil ediyor. 
Avrasya’da “Ekonomik Savaş Koridorları” hızla ilerliyor; Çin ve Rusya, ABD’nin çevreleme oyununu bozmaya çalışıyor. Halen Rusya ve Hindistan arasında kargo taşımacılığı için Uluslararası Kuzey Güney Ulaştırma Koridoru (INTSC) aktif durumda. INTSC, aynı zamanda Çin’in Kuşak ve Yol Projesi (BRI), Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO) ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin (EAEU) entegrasyonu için güçlü bir işaret olarak görülüyor. Bu hatta İran ve Hazar Denizi bağlantısı düşünülüyor. Hazar Denizi, büyük ölçüde Rusya’nın gölü, daha az oranda İran’ın etki alanı görülüyor; Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın çıkarları dikkate alınmıyor.
Çin, Malakka Boğazının kapanma olasılığına karşı Rusya ile Kuzey Denizi Rotası (Kutup İpek Yolu) için işbirliği yapıyor. Böylece Doğu Asya’dan Kuzey Avrupa’ya ulaşma hayali kuruyor. Rusya bu yüzden buz kırıcılar üretmekle meşgul. Özetle, Yeni İpek Yolu’nun iç bağlantılarının kurulması yanında INSTC ve Kuzey Deniz Rotası, Batının ticaret hâkimiyetinin kırılmasında önemli yapı taşları olacak. ABD ise İpek Yolu bağlantılarını işlemez hale getirmek için melez savaş planları yapıyor. Rusların Büyük Avrasya Ortaklığı konsepti; EAEU, SCO, BRICS ve ASEAN örgütlerini bir araya getirmeyi hedefliyor. Çinliler ise “savaş değil, ekonomik koridor yap” mantrası ile tüm tedarik zincirlerini kontrol altına almak istiyor.

Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC)

Orijinal olarak Rusya, İran ve Hindistan tarafından Eylül 2000’de yapılan anlaşma ile başlayan 7.200 km. uzunluğundaki koridor projesi pek çok demir ve kara yolu ile gemi hatları içeriyor. Bu üç ülkeye daha sonra Ermenistan, Gürcistan, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Belarus, Tacikistan, Kırgızistan, Umman, Suriye ve hatta Ukrayna katıldı. Yakın zaman önce Hindistan, Afganistan ve Özbekistan’ı da davet etti. 
Aslında Rusların ve Çin’in projeleri birbirini tamamlıyor gibi gözükse de ikisinin de farklı hedefleri olduğu açık. Ama sanki Avrasya, Güneybatı Asya ve hatta Afrika arasında endüstriyel gelişmeyi artıracakları vizyonu çiziliyor. 12 ülkenin katıldığı INTCS, kuzey uzantısı St. Petersburg’dan daha kuzeyde Murmansk’daki Lavna limanına kaydırıldı. Çin’in BRI’sının Orta Koridoru ise işgal altındaki Doğu Türkistan’dan başlıyor ve birkaç kara ve demir yolu üzerinden INTSC’ye bağlanıyor. Tamamlandığında, INTSC; Batının kontrolündeki Süveyş Kanalını çevreleyecek ve yaklaşık 10 günlük ulaştırma süresi içinde Süveyş Kanalını rotasına harcanan masrafları %40 azaltacak.

Kuzey-Güney Koridorunun belkemiğini oluşturan Rusya’nın geleceğindeki belirsizlik ve hatta bunun Rusya-Çin ilişkileri bağlamında yol açabileceği bir takım beklenmedik sonuçlar söz konusu. Hâlihazırda kapasitesini aşmış bulunan bu rotanın geleceğinde soru işaretlerini arttırmakta, bu da haliyle Pekin’in yürüttüğü Kuşak Yol Projesini başta Çin olmak üzere, bölge devletleri açısından büyük bir belirsizlik içine itmiş görünmektedir. 
Aynı şekilde, Doğu Çin Denizi’nden başlamak üzere, Basra-Kızıldeniz’e kadar uzanan hattaki yeni istikrarsızlıklar, güvenlik sorunları da bu bölgeleri içine alan koridor arayışlarını sekteye uğratacak gözükmektedir. Projeye, dolayısıyla da Çin’e yönelik sessiz endişe ve bir takım arayışların altında da bu husus yatmaktadır. En güvenli güzergâh olarak Güney Asya-Orta Asya-Kafkasya’yı merkeze alan Orta Koridor, bölge devletleri arasında işbirliğine en açık olan ve bu kapsamda arayışların somut proje önerileniyle ön plana çıktığı bir çözüm koridoru olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;
https://www.academia.edu/84271313/Avrasyada_Ekonomik_Savaş_Koridorları

Toplam 2892 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.