Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Avrupa Birliği ve Balkanlar

Balkan ülkelerinin her birinin içinde pek çok farklı komşu ülkeden etnik grup var ve kimse kendi ülkesinde bunların “azınlık statüsü” alması istemezken, başka ülkeler içinde ise tam tersi bir politika izliyor. İçin enteresan tarafı, bu yoksul ve çaresiz ülkelerin her birinin tarihsel olarak “Büyük Devlet” olma hayali var;

- Büyük Arnavutluk,

- Büyük Sırbistan,

- Büyük Hırvatistan,

- Büyük Bulgaristan,

- Büyük Yunanistan vb.

Toprakları en çok talep gören ülke Makedonlar. Sırbistan ve Bulgaristan’ın Makedonya’nın kendilerine ait olduğuna ilişkin iddiaları var. Tarihsel Makedonya topraklarının bugün yarısı Selanik’e kadar Yunanistan içinde kalıyor. Megali İdea peşinde Ege, Kıbrıs, Batı Anadolu, İstanbul hatta Trabzon’a göz koyan Yunanistan içinde bile komşu ülkelerden beş altı ayrı etnik grup yaşıyor ama kimsenin aklına bunları kaşımak gelmiyor. Arnavutluk Avrupa Birliği (AB) tarafından geçen hafta Arnavutluk ve Kuzey Makedonya için katılım müzakerelerine başlama kararı alındı. Bu karar, iki ülke için de uzun zamandır devam eden tam üyelik süreci içinde yeni bir aşama ama tam üyeliğin garantisi değil. Diğer bir aday ülke statüsünde olan Türkiye de 2005 yılında tam da bu iki ülkenin şimdi olduğu yerde müzakere sürecine başlamıştı. Ama özellikle Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Fransa’nın süreci müzakereden -sanki savaş kaybetmişiz gibi, mütareke sürecine çevirmesiyle görüşmeler tıkandı. Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’nın durumu da benzer. Şimdi önünü tıkayan ülkeler ile (başta Fransa ve Bulgaristan) müzakere sürecinde siyasi pazarlıklar yaşanacak. Bu makalede, sadece bu iki ülkenin üyelik sürecini değil, Avrupa Birliği’nin Balkanlar ile ilgili politikasını da inceleyeceğiz.

Balkanlar, Türkiye Cumhuriyeti için tarihsel ilişkileri ve mirası bakımından çok önemli bir bölgedir. “Balkan” (ormanlık ve sıra dağlar) zaten bir Türk isimlendirmesidir ve bu yüzden Avrupalılar, Balkanlar yerine son on yıllarda “Güneydoğu Avrupa” deyimini kullanmayı tercih etmektedir. Düşünün Osmanlı, Viyana önlerindeki başarısızlığına kadar, esasen bir Balkan devleti idi. Anadolu ve Doğu’yu pek önemsememişti. Bosna-Hersek’in işgalinin (1463) arkasında Avrupa’nın tek para birimi olan “gümüş” kaynaklarına el koymak vardı ve bu yüzden Avrupalı kâşifler altın ya da gümüş bulmak için dünya keşfine çıktılar. Bugün hangi Balkan ülkesine gitseniz, orada mutlaka Osmanlı’dan pek çok iz ve hatıra bulursunuz ve hemen hepsinin bağımsızlığı Osmanlı’dan ayrılması ile kazanılmıştır. Bizden en son ayrılan da istemediği halde, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun işgali ile Bosna-Hersek (1908) olmuştu.

Balkanlar, jeopolitik bakımdan Batı ve Doğu Balkanlar olarak iki coğrafi bölgeye ayrılabilir. Doğu’da dört Balkan ülkesi var; Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye. Yunanistan daha 1981’de AB tam üyesi olurken, 1960’lı yıllardan beri birlik kapısında bekleyen Türkiye’nin yerine 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya da süratle tam üyeliğe kabul edildi. Türkiye’nin üyelik sürecinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetiminin, Kıbrıs adası ve Ege’de haklarımızı yok saymamızı talep eden istekleri yanında, başta Fransa ve Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinin PKK terör örgütü, Ermenistan vb. diğer talepleri süreci tıkamış durumda. İşin aslı Avrupa bizi istemiyor, Yunanistan ise fırsatçılık yapıyor. Tüm istekleri karşılamış olsanız bile gene de üyeliğiniz garanti değil. Son aşamada bir ülke gene de olumsuz oy verebilir, üyelik süreci gene tıkanabilir ama verdiklerinizi geri alamazsınız.

Hâlihazırda, AB genişleme politikası kapsamında yedi ülke yer almaktadır. Türkiye, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk aday ülke konumunda bulunmaktadır. Batı Balkanlara gelecek olursak; Bosna Hersek ve Kosova halen “potansiyel aday” ülkeler olarak sayılırken Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya yıllar içinde “aday ülke” statüsündedir (Tablo 1). 2019 yılı Batı Balkan ülkeleri için büyük umutlar yılı idi ama olmadı. Ekim 2019’da AB Zirvesi’nde Bosna-Hersek ve Kosova resmi adaylık sürecine geçemedi, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’nın süreci ise askıya alındı. Kuzey Makedonya AB üyesi olmak için Mart 2004’te başvuru yaptı. Konsey, Aralık 2005’te ülkeye “aday” statüsü verme kararı aldı. Arnavutluk, AB üyeliği için resmi başvurusunu 2009'da yaptı ve Haziran 2014’te Arnavutluk'a “aday” statüsü verildi.

Bulgaristan, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya'nın katılım müzakerelerine başlamasını veto ediyordu. Yunanistan’ın NATO üyeliğine onay vermeme şantajı ile Makedonya’nın adını “Kuzey Makedonya” olarak değiştirtmesinden sonra; bu sefer Bulgaristan, Avrupa Birliği tam üyeliği sürecinde Kuzey Makedonya’da anayasanın değiştirilerek ülkedeki Bulgar azınlığın tanınması talebinde bulunmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Bulgaristan ile Kuzey Makedonya arasındaki sorunların AB müzakeresi çerçevesinde çözülmesini içeren öneri sunmuş, böylece müzakerelerin önünü açılmıştı. Geçtiğimiz haftalarda Kuzey Makedonya Parlamentosu'nun Fransa arabuluculuğunda varılan anlaşmayı onaylamasının ardından Bulgaristan’ın Üsküp yönetimiyle müzakerelerin başlamasına yönelik vetosu kalkmıştı.

Tablo 1: Balkan Ülkeleri Vizyonu

Bölge

Ülke

AB Üyeliği

NATO Üyeliği

Eksen

 

 

 

Batı

Balkanlar

Hırvatistan

Tam Üye (2013)

Üye (2009)

Almanya

Slovenya

Tam Üye (2004)

Üye (2004)

Almanya

Arnavutluk

Resmi Aday

Üye (2009)

ABD

Bosna-Hersek

Potansiyel Aday

-

ABD/Türkiye

Kosova

Potansiyel Aday

-

ABD

Karadağ

Resmi Aday

Üye (2017)

ABD

Kuzey Makedonya

Resmi Aday

Üye (2020)

ABD

Sırbistan

Resmi Aday

-

Rusya

 

Doğu

Balkanlar

Yunanistan

Tam Üye (1981)

Üye (1952)

ABD

Bulgaristan

Tam Üye (2007)

Üye (2004)

ABD

Romanya

Tam Üye (2007)

Üye (2004)

ABD/İngiltere

Türkiye

Resmi Aday

Üye (1952)

?

- Büyük Arnavutluk,

- Büyük Sırbistan,

- Büyük Hırvatistan,

- Büyük Bulgaristan,

- Büyük Yunanistan vb.

Balkanları üç büyük sorunu var;

(1) İlk sorun, Balkanların “insan sermayesi” ile ilgili. Balkan ülkelerinin sahip olduğu en değerli kaynak; genç, ilerici ve eğitimli nüfus ama sürekli göç karşısında bu kaynak kuruyor.

(2) İkinci önemli bölgesel sorun ise “istihdam” yani iş olanaklarının azlığı. Balkanlar genelinde işsizlik oranı ülkeden ülkeye %20-50 arasında değişiyor ve bu da göçü tetikleyen ana neden.

(3) Üçüncü önemli sorun sahası, bölge ülkelerinin fiziksel ve dijital olarak birbirinden kopuk olması, etnik sorunlar ve aşırı milliyetçi politikalar.

Devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/84004434/Avrupa_Birliği_ve_Balkanlar
 

 

Toplam 3255 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.