Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Cehennem yılları; 2021-2022 ve 2030..

“Bilenler konuşmuyor,
konuşanlar bilmiyor.”
Lao-Tzu

Cehennem yıllarındayız. Tarih, ara sıra insanları topluca yutar. İşte o dönemlerdeyiz. Cehennem çukurunun ışıkları görünüyor IŞİD’a a göre, COVİD-19, “Allah’ın askeri”. Amerikalılara göre ise, “Gri Kuğu”, yani geleceği biliniyordu ama zamanı bilinmiyordu. Küresel güçlerin nüfus kontrolü devam ediyor ve virüs dalgaları bitmeyecek. Dünyanın her yerinden kötü haberler geliyor. Uluslararası kurumlar işe yaramadıkları gibi birbirini izole ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, daha çok engelleyici bir tutum ediniyor. Bilim insanlarının yapay zekâ ve büyük veri yardımı ile ürettiği aslında önceki kanser vb. hastalık deneylerinde başarısız olmuş aşılar COVİD-19’a umut diye sunuluyor.

Pandemi başlayalı bir yıldan fazla oldu ve şimdiden COVİD-19 krizinin 2021 yılının çok ötesine devam edeceğini söyleyebiliriz. Yeni virüs varyantları ve sersemleyen aşı denemeleri devam ederken, küresel ekonomik düzende eşitsizlik ve düzensizlik hâkim. Önümüzdeki yıllarda her şeyde aşağıya doğru gitmekten başka bir istikamet yok. Beklenmeyen riskler ve şoklar ortaya çıkmak için gününü bekliyor. Hepsinin ortaya çıkması için gerekli felaket senaryoları yaşadığımız günlerin gelişen hikâyeleri ama göremiyorsunuz. Bu makalede, önce cehennem yılları, önümüzdeki iki yılda dünyada olup-bitmekte olanlar ile ilgili kısa dönemli sonra on yıllık bir genel değerlendirme yapacağız.

COVİD-19 ve 2021-2022 Yılları..

- Yavaş giden aşı çalışmaları döneminde COVİD-19 krizi daha da derinleşecek;

COVİD-19, dünya genelinde yeni mutasyonlarla artan bir görünmez ve hızlı bir ölüm tehdidi olmaya devam edecek ve bu muhtemelen en azından 2022 ve 2023’ü de kapsayacak. Bu dönemde tatil, seyahat, aile ve dostlarla toplanmak gibi ihtiyaçlarımız asgariye inecek. Aşıların yararları tartışılmaya devam ederken, aşı üretimi ve dağıtımı hükümetlerin en büyük problem sahası olacak. Aşının sürekli mutasyonu uğraması, aşıların etkinliğini sınırlayacak. Bazı insanlar aşı olmayı reddedecek, bu durum virüsün devamlılığını artıracak. Uluslararası seyahat yasakları önümüzdeki yıllarda da devam edecek.

- Başta ABD olmak üzere dünya genelinde hükümetler başarısız olacak;

COVİD-19, şimdiden dünya genelinde siyasi bölünmeleri artırdı ve siyasi kabileciliği derinleştirdi. Otokrasiler artıyor, demokrasiler işlevsiz kaldı. Amerikalıların %70’i başkanlık seçimlerinin çalındığını ve Biden’ın başkanlığının meşru olmadığını düşünüyor. Trump, son günlerinde yeni yönetime oldukça çok sıkıntı bıraktı. Cumhuriyetçilerin Senato’da çoğunluğa sahip olması, Biden’ın yönetimini daha da yoracak. Biden’ın gelecek dönem seçilme şansı yok gibi ama Trump’ın da önü kesilecek.

Şimdilik ekonomilerin kıpırdanması, aşı kampanyalarındaki olumlu ilerlemelere ve havaların iyi gitmesine paralel olarak, hükümetlerin sosyal mesafe tedbirlerini yumuşatması yani karantinayı gevşetmesi ile bağlantılı. Çin’in aşı üzerindeki hâkimiyeti diğer ülkelerle ekonomik üstünlük farkının açılmasına yardım ediyor. Diğer ülkeler hem virüsü kontrol etmek, hem aşıyı bulmak ve dağıtmak hem de yaşanan mağduriyetleri hükümet bütçesinden telafi etmek zorundalar. Bu ülkelerin hem borçları arttı hem de büyümeleri durdu. Artan borçlar ve finansal hassasiyetler, pek çok ülkenin yapısal ihtiyaçlarını gidermek için elini kolunu bağlıyor. Bu durum, hükümetlerin gelir destekleme programlarına son vermesine neden olabilir.

- Koronavirüs küresel ekonomiyi etkiliyor;

Ekonomilere yeni baskılar geliyor.  Fiyatlardaki artış enflasyonu besliyor ve son yedi yılın en yükseğine ulaştı. Endüstriyel sanayi metallerinin fiyatı arttı. Özellikle bakır fiyatları zirve yaptı. Petrol fiyatları da son bir yılın en yükseğine ulaştı. BM Gıda ve Ziraat Teşkilatı’nın yayınladığı yiyecek fiyatlarına göre; tahıl, yemek yağları ve şeker fiyatları 2013’den bugüne en yüksek seviyeye ulaştı. Silikon hafıza çipleri ve ulaştırma konteynırı başta olmak üzere pek çok ürünün tedarikinde sıkıntı var.

- Dünyayı on yıllardır harap eden yiyecek krizi en kötü seviyesine gelebilir;

BM’ye göre, dünya son 50 yılın en büyük yiyecek krizinin kenarında. Pandemi döneminde küresel yiyecek tedarik zinciri kesintiye uğradı. COVİD-19’un yarattığı ekonomik hasar aşırı yoksulluğu artırdı ama henüz yiyecek fiyatlarında en kötüsüne gelmedik. BM’ye göre, COVİD-19’dan daha çok belki de onun neden olduğu kötü beslenmeden öleceğiz. Dünya Gıda Örgütü’ne göre, halen Yemen, Güney Sudan, Nijerya ve Burkina Faso’da kıtlık var. Kıtlığa en yakın ülkeler arasında Afganistan, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Etiyopya, Haiti, Lübnan, Mali, Mozambik, Nijer, Sierra Leone, Somali, Sudan, Suriye, Venezüella ve Zimbabwe var. Gelişmiş ülkelerde bile fakirler yüksek yiyecek fiyatları ve işsizlikle mücadele ediyorlar. ABD’de her beş kişiden en az biri, evsiz ve aç.

- Küresel olarak orta sınıf küçülüyor;

Son 30 yılda en çok aşırı yoksulluğun önlenmesi ve orta sınıfın büyümesi için mücadele verilmişti. Ama pandemiden orta sınıfta nasibini alıyor. Sadece Latin Amerika’da orta sınıf 52 milyon kişi azaldı. Dünya Bankası’na göre, 2021 yılı sonuna kadar buna 150 milyon kişi daha eklenecek yani aşırı yoksul olacak. Aşırı yoksul tanımı, günlük geliri 1.90 dolardan az olan kişiler için yapılıyor. Tarihsel olarak orta sınıfın erozyonu, siyasi istikrarsızlık ve daha büyük çatışma demek.

- Yeni küresel ekonomik kriz kapıda;

COVİD-19 dönemi acil harcamaları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde borçlanmayı patlattı. 2020 yılında küresel borç 15 trilyon dolar arttı. 2021 yılı sonunda ise küresel GDP’nin %385’ini aşması bekleniyor. IMF şu ana kadar 81 ülkeye pandemi dönemi finansal yardımı yaptı. Gelişmekte olan ülkelerin 2021 yılı sonuna kadar 7 trilyon dolar borç ödemesi gerekiyor. Finansal sorunlar yeni bir küresel krizi tetikleyebilir. G-20 ülkeleri (Çin dâhil) borç yönetimi için bir Ortak Çerçeve kabul etti ancak ABD, IMF’ye yeni kaynak ayırma konusunda isteksiz.

- Batılı ülkelerde ekonomik yavaşlama devam edecek;

IMF ve OECD tahminlerine göre 2020 ve 2021’de ABD ve diğer Batılı ülke ekonomilerinde COVİD-19’dan kaynaklanan hasar devam edecek. 2020 yılında dünyada tek büyüme sağlayan ülke %2 ile Çin oldu ve bunun 2021 sonunda %10’a ulaşması bekleniyor. 2008 küresel krizi sonrası alınan tedbirler Batılı ekonomileri yavaşlatmıştı. Bir yandan popülist politikalar izlemek, diğer yandan ekonominin kendi ayakları üzerinde durması ile ilişkili çelişki önümüzdeki daha uzun yıllar devam edecek. OPEC, talep arttığı için petrol üretimi ve fiyatlarını artıracak. Bu durumun alıcı ülkelerin merkez bankalarını zora sokması, enflasyonu körüklemesi bekleniyor. Halen petrolün varili 70 dolar civarında.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/46932213/Cehennem_yılları_2021_2022_ve_2030_

Toplam 8001 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.