Maria Magdalena
Maria Magdalena
(Kavganın kurbanısın)
(Aşk istiyorsun)
Sandra (1985)
Bazen hepimizin ender de olsa mırıldandığı eski bir şarkı vardır. Alman şarkıcı Sandra’nın 1985’de söylediği “Maria Magdalena” adlı şarkısı, benim için bu şarkılardan birisi. Son yıllarda okuduğum pek çok teoloji kitabının sayfaları arasında, tarihin içinden Maria Magdelana sanki hep “ben buradayım” dedi ve beni çağırdı. Sonunda onun kişiliğine odaklanınca ortaya müthiş bir hikâye çıktı. Bu sadece dinler tarihi için değil, insanların başkalarını kolayca yargılamaları, yargısız infaz etmeleri, insan karakterinin olumsuzlukları yanında, tarihe mal olmuş bir kadının ne kadar çok yüzünün ortaya çıkarılabileceği ile ilgili büyük bir ders. Sonuçta o bir kadın, önce kadınsı özellikleri ile önümüze çıkıyor, evli ama zina yapıyor. Sonra İsa ile karşılaşması, onun müridi olması, sonra dudaklarından öptüğü için diğer müritler tarafından kıskanılması, çarmıha gerildiğinde İsa’nın yeniden dirildiğini tek gören kişi olması, İsa’dan sonra havarilerin havarisi olarak kabul edilmesi ve hayatının geri kalanında saklanılarak geçen bir yaşam. Yaklaşık iki bin yıldır, Maria Magdelana kâh ilahi bir kadın oldu, kâh bir fahişe ya da günahkâr kadın. Roma’daki Katolik Kilisesi ancak, 1969 yılında onun adını temize çıkarmak için bir formül buldu; günahkâr ama pişman bir kadının affedilmesi. Çünkü İsa da en az üç kere zina yapmıştı; biri Mary Magdalena ile diğeri bir kuyuda Samiriyeli bir kadınla ve bir kez çok kolay bıraktığı başka bir kadınla.
İsa ile Maria Magdalena’nın nasıl karşılaştıklarına dönelim. Bir gün, sıkı dindar bir Yahudi grubu olan Ferisilerden Simon adında birisi İsa’yı yemeğe davet eder. İsa eve gelip, masaya oturunca odaya, kasabada adı kötüye çıkmış bir kadın içeri girer. Kadın, Simon ile akşam yemeği yiyeceğini düşünmektedir. Yanında (sonradan meşhur olacak) mür kâsesi içinde merhemini de getirmiştir.
Resim 1: Maria Magdalena (Mür Kâsesi ile)
Kaynak: Ressam, Andrea Solari, (1524)
Adamın arkasında bekler, ağlar, gözyaşları adamın ayaklarına düşer ve saçları ile gözyaşlarını siler. Sonra adamın ayaklarını öper ve güzel kokulu merhemi ile temizler. Simon bunu görünce, “Eğer bu adam peygamber ise ona dokunan kadının kötü biri olduğunu biliyordur” diye düşünür. İsa, kadını suçlamaz ve onun jestini geri çevirmez. Bütün günahlar affedilmeli diye düşünür ve “Günahların bağışlandı, imanın seni kurtardı, esenlik içinde git” der. Kadının elinde mür kâsesi tutması ve saçlarını gevşetmesi aslında bir yatak odası samimiyetidir. Luka İncili daha fazla erotizme girmeme konusunda dikkatli iken, Matta ve Mark İncili ise para konusuna girmek istemezler. İsa’nın sözleri ise kadının düştüğü kötü hali teselli etmek üzerinedir.
Bu hikâyede geçen “kötü” sıfatı, mermer kavanozu, gevşek saçı, çok sayıda günahı, hasta ruhu, yağ sürmesi, ayakları ovuşturması ve öpmesi; zamanla Mary Magdalena’nın hikâyesinin en dramatik noktaları olacaktır. Ancak, bu ilk karşılaşmanın başka bir versiyonu daha vardır. Fahişelik yaptığı gerekçesiyle taşlanan Maria Magdalena’ya İsa yardım eder. İsa, kadını linç etmek için toplanan kalabalığa “Hiç günahım yok diyen devam etsin” der ve bunun üzerine öfkeli kalabalık dağılır. Daha sonra, Meryem tövbe ederek Hıristiyanlığı benimser ve bir azize olur. Şüphesiz Maria Magdelana’nın hayatının en önemli kesiti, İsa’nın mezarı başında yaşananlardır. İsa ona görünmeseydi, Hıristiyanlık hiç olmayacaktı. Aynı şekilde Mersin’de bir çadır üreticisi ve halüsinasyonlar gördüğü kesin olan Pavlus, İsa öldükten sonra kendi kendini havari ilan edip, kendine göre bir Hıristiyanlık yazmasa idi, bugün çok farklı bir Hıristiyanlık olacaktı. Şüphesiz Roma Kralı Konstantin, 313’de orduya asker bulmak için, Hıristiyanlığı devlet dini haline getirmese idi, Hıristiyanlık yayılamayacak, belki de yasaklı din olarak yok olup gidecekti.
Maria Magdelana’ya dönecek olursak, daha çok literatürde “Mary Magdalena” olarak geçer. Türkçe’de ise “Meczeleli Meryem” olarak ifade ediyoruz. Mezcele ya da Magala, Mary Magdalena’nın ortaya çıktığı Lut Gölü etrafında bir balıkçı köyü. Bu makalede, “Meczeleli Meryem” yerine, adını daha sempati duyduğum şekli ile “Maria Magdelana” olarak kullanmaya devam edeceğiz. Bu hikâyede pek çok Maria, Mary ya da Meryem aklınızı karıştıracak. İsa’nın mezarının başında bile en az üç Meryem vardır; Meczeleli Meryem, Yakup’un (ya da İsa’nın) annesi Meryem, (başka bir) Meryem. “Mary”, M.S. ilk yüzyılda Yahudi toplumunda kızlara ve kadınlara en çok verilen isimdi. Her dört kadından birinin ismi Mary olduğu için, İncil yazarları onun ismine Magdalena’yı eklediler. İnciller içinde en eski olan Mark, İsa çarmıha gerilene kadar, Maria Magdalena’dan hiç bahsetmez. Yani İnciller içinde de birbiri ile örtüşmeyen konular var. Şimdi Maria Magdelana’nın hikâyesine başlayabiliriz. Ama önce İsa’nın nasıl ortaya çıktığına, Hıristiyanlık öğretisi ve kaynaklarına değinmeliyiz; böylece Maria Magdalena’nın yaşamını ve yaşadıklarını, ona yapılanları daha iyi anlayabiliriz.
İsa ve Maria Magdelana
Maria Magdalena (Mary Magdalene, Mary of Magdala, Madeleine), kanonik İncillere göre; İsa ile birlikte seyahat eden ve ona maddi olarak destek veren takipçilerinden biri ve onun çarmıha gerilmesine tanık olan, mezarının boş olduğunu ve göğe yükseldiğini ilk gören kişidir. Dört İncil’de 12 defa geçer, bu sayı diğer herhangi bir kadın ve İsa’nın ailesinden daha fazladır. Roma Yahuda’sında Galilee (Celile) Denizi’nin Batı kıyılarındaki balıkçı kasabası Magdala’dan geldiği için “Magdalalı Mary (Meczeleli Meryem)” denilmiştir. Hıristiyan otoriteler, İsa ile birlikte gezen Meryem’i (Magdalalı Maria) bazen onun arkadaşı bazen eşi olarak gördüler. Öldüğünde İsa’nın çocuğuna hamile olduğu iddiaları da bulunmaktadır.
İlk Hıristiyanlara dayandığı söylenen isimsiz ya da kaynağı belli olmayan metinler, İsa’nın Maria Magdalena’yı diğer müritlerinden daha çok sevdiğini söylerler. Hatta Maria Magdalena’yı vizyoner ve ilk hareketin lideri olarak tanımlarlar. Ancak, bu kaynaklar Roma Katolik, Doğu Ortodoks ve Protestan Kiliseleri tarafından genellikle İncil’in parçası olarak kabul edilmezler. Mary Magdalena’nın ölümünden çok sonra yazılmış onun hayatı ile ilgili bu kaynaklar, İncil uzmanları tarafından güvenilir bulunmazlar.
İncil uzmanı Sanders konuyu şu şekilde özetler; havari İncilleri İsa zamanının çok, çok küçük parçalarını yansıtır ve onlar efsane ve mitolojiktir. Bunların içinde sadece Thomas’ın İncilinin söyledikleri dikkate alınmaya değer. Ancak, bu metinler modern çalışmalar ile sanki güvenilir kaynak haline getirilmiş, sık sık İsa ve Mary Magdalena arasındaki özel ilişkiyi destekleyen heyecan uyandırıcı çalışmalara malzeme olmuşlardır.
Tartışılan bir konu İsa’nın Maria’dan yedi şeytan çıkarmasıdır. M.S. 1. Yüzyılda “şeytan” diye anlaşılan fiziksel ve psikolojik hastalığa neden olan bir olguydu. Erken Hıristiyanlıkla ilgili bilim insanlarından Bruce Chilton’a göre Mary’de yedi şeytan yoktu, ilk altı şeytan çıkarma denemesi başarısız olmuştu. Diğer bir erken Hıristiyanlık uzmanı Bart D. Ehrman ise “yedi” rakamının sembolik olduğunu, Yahudi geleneklerinde her şeyi yediye tamamlama eğilimi olduğunu iddia eder. Yani yedi şeytan ile Maria tamamen eline geçirilmiş olur. Buradan çıkarılan sonuç, Maria öylesine ciddi duygusal veya psikolojik travma içinde yaşamaktadır ki, şeytan çıkarma gerekli olmuştur.
Diğer bir sonuç Maria’nın İsa’ya bağlılığı onun tedavisi ile ilgilidir. İncil yazarları, İsa’nın halkın içinde şeytan çıkarması ile ilgili dramatik tasvirler yaparlar; kalabalığın içinde ağlamalar, şiddet ve elbise yırtmalar. Aksine, Maria’dan şeytan çıkarma çok az dikkat çekmiştir; İsa bunu ya özel olarak yapmış ya da kaydedenler bunda dramatik bir şey görmemişti.
Mary hakkında ki fahişelik söylentilerinin ana kaynağı, onun İsa’yı finansal olarak desteklemesi, nispeten zengin olmasıdır. İncillerde kadınların gittiği yerlerde İsa’nın ruhbanlığı için çok önemli olduğu ve Maria Magdalena’nın ise en önde geldiği anlatılır.
Magdelana’nın Hayatı
Dini söylemlerin dışında, seküler tarihçilerin çoğu tarafından, Mary Magdalena tıpkı İsa gibi gerçek bir tarihi figür olarak kabuk görür. Ancak, onun hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Pavlus’un aksine arkasında hiçbir yazılı bir şey bırakmamıştır. Ondan Hıristiyanlığın en önemli kaynaklarından olan Pavlus’un mektuplarında ya da herhangi bir dini mektupta da hiç bahsedilmez. Onun hakkındaki en güvenilir kaynaklar üç Sinoptik İncil olan Mark, Markos ve Luka’dır ve bunlar ilk yüzyıl içinde yazılmıştır.
Mary’nin Magdanele ile anılmasının en olası nedeni Magdala (Meczele) köyünden gelmiş olmasıdır. Meczele, Lut Gölü’nün Batı kıyılarında, antik dönemde balıkçılığı ile tanınan bir köydür.
Luka 8:2-3’de ise İsa’nın ruhbanlığı esnasında onun rolü ile ilgili kısa bir özet vardır. İsa, çeşitli şehirlere ve köylere gittikten sonra Tanrı Krallığı’ndan iyi haberler getirir. İsa dâhil birlikte olan 12 kişi içinde kötü ruhları ve hastalıkları tedavi eden bazı kadınlar da vardır; yedi şeytandan kurtulmuş Mary Magdelana, Herod’un karısı Joanna ve Susanna (Luka 8:1-3). Bu kadınların İsa’nın gezilerini finanse ettiği de söylenir.
Mary Magdalena ile ilgili pek çok kafa karışıklığı var. Luka’nın Yedinci Bölümünde Mary Magdalena’nın bir tür radyoaktif hikâye anlatma becerisinden bahsedilir. Zaten dinler, bilim değil hikâyeler üzerine kurulmuştur.
Batılı piskoposlar ve tarihçi Tours’un Gregory’si (538-594) tarafından desteklenen doğu geleneğine göre; Mary Magdelana, İsa’nın annesi Mary ile birlikte Batı Anadolu’daki Efes’te dünya hayatından çekildiler ve ikisi ömürlerinin sonuna kadar burada yaşadılar. Gregory’ye göre Mary Magdalena Efes şehrine gömüldü.
630-634 arasında Kudüs başpapazı olan Modestus ise farklı bir açıklama getirir; Mary Magdalena, İsa’nın annesi Mary’nin ölümü üzerine, Efes’e havari John ile birlikte yaşamak için gelir.
Diğer bir efsaneye göre Meczeleli Meryem, İsa’nın müritlerinden olan Maximinus ile deniz yoluyla Efes üzerinden Fransa’nın Marsilya kentine gider. Efsaneye göre Fransa’ya gittikten sonra inzivaya çekilir, sadece kilise ayinlerinde dağıtılan kutsal ekmek ve limon ağaçlarından yükselen kokuyla beslenir.
Meczeleli Meryem Hıristiyanlıktaki tartışmalı figürlerden biri ve en büyük ört-bas örtme operasyonun bir parçası olarak görülür. İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra yapılan soruşturmalardan kurtulmak için Martha, Lazarus ve Mısırlı hizmetçi Sarah ile birlikte denizden kaçarak geldiği Güney Fransa’da öldürüldüğü de öne sürülür. İddiaya göre, kafatası burada bir Kilise’de saklanıyor ve her yıl burada anma törenleri düzenleniyor.
İlerleyen yüzyıllarda Mary Magdalena ile ilgili uydurma biyografiler ortaya çıkmaya başlar. Sosyal statüsü ve zenginliği oldukça abartılır. Teolog Honorius Augustodunensis (1080-1151), Mary’nin Magdalum’da evlenmiş zengin ve asil bir kadın olduğunu, zina yaptığı için Kudüs’e kaçtığını ve günahkâr olarak yaşamaya başladığın iddia eder. Honorius, İsa’nın aşkı dışında, Mary pişmanlık içinde hayattan çekildi ve izole bir hayat yaşadığını söyler.
Maria Magdela’nın Kişiliği
Gnostik Hıristiyan yazmalarında merkezdeki kişidir ve İsa’nın öğretisini gerçekten anlamıştır. Cinsiyeti ve ona özel verilen bilgiler nedeni ile Peter onu kıskanmaktadır. İsa’nın en sevdiği ve dudaklarından öptüğü kişi olduğu için aralarında ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bazılarına göre ise İsa’nın karısıdır.
Mary Magdelana’ya ilk ciddi günahkâr suçlaması Suriyeli Ephrem’den (306-373) geldi. Mary Magdalena’nın doğum yeri olan Magdala, ilk yüzyılın sonuna kadar fuhuş ve şehvet düşkünlüğü ile tanınan bir yerdi. Nyssa’lı Gregory (330-395), Mary Magdalena’nın İsa’nın yeniden dirildiğini gördükten sonra günahkârlığını bıraktığını söyler.
Ambrose (340-397) ise üç Mary’nin birbirine karıştırıldığı iddialarını reddeder ama iki ayrı Mary Magdalena olduğunu iddia eder; boş mezarı gören ve İsa’nın yükseldiğini gören. Hippolu Augustine (354-430) ise başka bir yorum yapar; Luka İncilinde geçen Beytanyalı Mary ve günahkâr kadın aynı kadın olabilir ama Mary Magdalena ile ilgileri yoktur. Aksine, Mary Madgalena, şüphesiz İsa’ya sevgi ile bağlıdır, diğer kadınlar ise onu takip etmektedir.
Mary’nin fahişe olduğu iddiası 591 yılında Papa I. Gregory döneminde başladı. Papa I. Gregory (540-604) bir aristokrat olarak doğmuştu. Papa seçildiğinde Hıristiyanlığın pişmanlığa yönelik uygulamalarını bir tür hastalık olarak görüyordu ve reform yapmak istiyordu. Papalığın en güçlü isimlerinden biri olan Gregory, Mary Magdalena ile ilgili halka açık olmayan metinleri de okumuştu. Bu metinler daha sonra roman konusu da oldu. Elinde kâse taşıyan, yasak ilişkileri için parfüm süren bu kadın, Luka’da açıkça fahişe denilmese de “günahkâr” damgası taşıyordu.
Papa, Paskalya vaazında Luka 8:2’de Mary Magdalena, Luka 10:39’da Beytanyalı (Kudüs’ün güneyinde küçük bir köy) Mary olarak adı geçen ve Luka 7:36-50’da İsa’nın ayaklarına yağ süren isimsiz “günahkar kadın”ı yorumlayarak fahişe veya orta malı biri olduğunu açıklamıştı.
Papa I. Gregory, 591 yılındaki vaazında Magdalena’yı sadece Luka’nın İncilinde geçen Beytanyalı Mary, Martha’nın kızkardeşi ve Lazarus ile birlikte elinde parfüm tutan gizli bir günahkâr değil, aynı zamanda ilk defa cinselliği ile de açıkça günahkâr olarak tanımlar. Bu yedi şeytanlı kadın, önceleri yasak ilişkilerinde tenine krem şeklinde parfüm sürüyordu. Şimdi pişmanlık içinde Tanrıya hizmet ederek, günahlarından kurtulmak istiyordu.
Benedict Düzenlemesine göre Beytanyalı Mary, Marta ve Lazarus ile birlikte Temmuz 29’da kutlanırken, Mary Magdalena 22 Temmuz’da kutlanır. Sekizinci Yüzyıldan başlayarak, Hıristiyan kaynaklar Magdala’da Mary Magdalena’nın evi ve İsa’nın şeytan çıkardığı ev olduğu iddia edilen yerde kilise kurulduğundan bahsederler.
Mary Magdalena, Katolik, Doğu Ortodoks, Anglikan ve Luteryan isimlendirmelerinde “Aziz” olarak kabul edilir. 22 Temmuz 2016 yılında Papa Francis, bir ayinde onu “havarilerin havarisi” sınıfına yükseltti. Diğer Protestan kiliseleri ise onu “inancın kadın kahramanı” olarak onurlandırdılar.
Doğu Ortodoks kiliseleri ise Pazar günü törenlerinde bu üç Batılı Mary geleneğini de (Mür Taşıyıcılar) anarlar. Mür Taşıyıcılar, Yeni Ahit’te İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra gömülmesi esnasında hazır bulunanlar veya mezarını boş bulan kişilerdir.
Apokrif İncillerde Maria Magdelana İmajı
Kilise tarafından kabul edilmeyen “apokrif İnciller”den Thomas İncili, 1945 Aralık ayında Mısır’da Nag Hammadi yakınlarında bulunan kitaplar arasından çıkmıştır. Muhtemelen M.S. 60-250 arasında derlenmiştir. Pek çok söylemi diğer İnciller ile paralel olmasına rağmen; çarmıha gerilme, yeniden dirilme, son hüküm ve İsa’nın mesihçi anlatısından bahsetmez.
Nag Hammadi’de bulunan Gnostik metinde yer alan İsa ve Maria Magdalena arasındaki muhtemelen ilk diyalog, Saviour (Kurtarıcı) Diyalogudur. Burada İsa, Mary ve iki müridi ile sohbet etmekte, işlerini bırakmalarını ve sonsuz istirahat için dinlenmelerini söylemektedir. İsa, gerçeğin doğasından bahsederken, bunu materyal dünyada aramamamız gerektiğini ifade eder. Maria da söze katılır ve her şeyi öğrenme arzusunu belirtir ve gerçeğin sırrı hakkında konuşur.
Diğer bir Gnostik metin olan Pistis Sophia, en erken 2. Yüzyılda yazılmış ama 18. Yüzyılda bulunmuştur. Dokümanda İsa’nın takipçilerinin sorularına verdiği cevaplar vardır. 64 sorunun 39’u Mary veya Mary Magdalena’ya atfedilmiştir. İsa’nın Mary’ye “dünyadaki bütün kadınlardan daha kutsal olduğu” gibi ifadelerine devam etmesi Simon Peter’i kızdırır ve “Lordum, yolumuzu kapayan bu kadına dayanamıyoruz, bize konuşacak bir şey bırakmıyor, hep o konuşuyor” der. Mary ise kendini savunur; “Efendim, ben kadın kutsallığının ne olduğunu anlıyorum ama Peter, beni tehdit ediyor ve cinsiyetimizden nefret ediyor.” İsa ise ona cesaret verir; “Kalbine ışık dolan herkes benim söylediğime gelecek; kimse onlara karşı çıkamayacak”.
Mary İncili yazarının aynı isimde olduğu şüpheli bir diğer metin ve Mary Magdalena’nın ölümünden bir yüzyıldan fazla zaman sonra yazıldı. 1896’da Kahire’de bulundu ve birçok müdahaleci çekişmeden sonra 1955’e kadar basılamadı. Metnin yarısı kayıp ve daha çok İsa’nın yeniden dirilmesi sonrası görülmesi ile ilgilidir. Mary, ikinci bölümde ortaya çıkar ve Peter, ona “Kurtarıcının ona söylediği ama kendilerinin bilmediği ne olduğunu?” sorar. Mary, cevap verir; “Sizden ne saklıysa söyleyeceğim.” Sonra konuşmaya devam der; “Onu bir rüyada gördüm ve ona söyledim; Lord, seni bugün hayalimde gördüm.”
Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;
https://www.academia.edu/99506330/Maria_Magdalena
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.