Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Prof. Dr. Sait Yılmaz | Nefes alamıyorum!

ABD’nin Minneapolis eyaletinde bir polisin geçen Pazartesi akşamı George Floyd isimli siyahî bir Amerikalının ölümüne neden olması sonrası Salı günü sabahı başlayan olaylar devam ediyor. Yayınlanan görüntülere göre, polis memuru Derek Chauvin, dizi ile bastırarak Floyd’un ölümüne neden oluyor. Bu apaçık bir cinayet. Chauvin, yaklaşık 20 yıldır polis ve hakkında bugüne kadar en az 10 ciddi şikâyet var. Sicilinde an az bir kişiyi vurarak öldürdüğü, bir diğerini evinin banyosunda vurarak yaraladığı kayıtlı. Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey “Bu insan ölmemeliydi” dediği için Trump’ın hücumuna uğradı. Floyd, Teksas-Houston’dan yeni bir hayat kurmak için bu eyalete gelmiş. Polise göre sahte para işinden tutuklanmaya direnmişti.

Altı yıl önce Minneapolis anma gününde polis tarafından öldürülen Eric Garner’in son sözleri de “Nefes alamıyorum” olmuştu. Bu olay, sadece ABD’deki basit bir siyah-beyaz olayı ile gün yüzüne çıkmış bir ırkçılık meselesi olmaktan öte bu ülkenin iç hastalıkları ile ilgili geniş ve tarihsel bir olgu. Neo-liberalizimin yani finansal oligarşinin ABD’yi getirdiği işsizlik ve yoksulluğun yol açtığı patlamaların sadece görünen ucu. Geçen yıl Fransa’da yaşanan Sarı Yelekliler gibi toplumsal olaylar, ortaya çıkmak için pek çok ülkede fırsat kolluyor. Durum daha da vahim. Çünkü insanlar ekonomik, sosyal ve siyasi nedenlerle gittikçe nefes alamıyor. Bu makalede, ABD toplumu içinde neler olup-bittiğine odaklanırken, küresel sistemim sorunları ve ulus-devletin meşruiyeti ile ilgili de sözlerimiz olacak.

            ABD’de neler oluyor?

            Minneapolis’te daha önce de yağma ve kundaklama olayları oldu. Geçen yaz da ırkçı bazı saldırılar olmuştu. Kuzeydeki diğer şehirlere göre, ırkçı saldırılar konusunda Minneapolis’in daha uzun bir geçmişi var. Polis ve siyahlar arasındaki bu tür ırkçı olaylar özellikle 1980’lerde New York’ta yaygındı. Yeni protestoların farkı beyaz gençlerin de gösterilere katılması oldu. ABD’nin daha zayıf ve daha az refah içinde olduğu bir dönemdeyiz. Bundan 30-50 yıl önce Amerikan çalışan nüfusunu nazik bir şekilde kurallara göre idare etmeniz kolaydı. Artık bu ihtimal ortadan kalktı. Daha büyük resimde, ABD devletinin temeli olan nazik kurumlar arası ilişkilerin ve Başkana büyük saygının olduğu dönemleri geçtik.

            Nitekim Minneapolis’in Demokrat Partili belediye başkanı ile Trump’ın karşılıklı atışmasını izliyoruz. ABD sisteminde kurulduğundan beri Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti yani iki parti hegemonyası devam ediyor. 1820’lerde Jackson’un Demokratları, ilerici ve eşitlik savunucuları idi. Azınlıklar ve yoksullara hitap etmeyi hedefliyorlardı. Bu yüzden, Demokrat Parti’nin Sol’u temsil ettiği düşünülür. Lincoln’ün Cumhuriyetçileri ise kölelik ve ırkçılık karşıtı ama zenginlerin partisi idi. 1865’de köleliğin kaldırılması Lincoln’ün ölümüne neden oldu. Demokrat Barack Obama döneminin sonunda da Baltimore’dan Dallas’a pek çok eyalette kanun güçlerine yönelik saldırılar olmuş, tartışmalar Trump’ın seçim kampanyasına da yansımıştı.

            Sadece 2016 değil, 1970’ler ve 80’lerde de bu tür olaylar yaşandı. İşin ilginç yanı Amerikalı yorumcular bu tür olaylar için Demokratları fazla özgürlükçü olmakla suçluyorlar. Hâlbuki 1969’dan 1994’e genellikle iktidarda Cumhuriyetçiler vardı. 1990’larda başka bir siyahî Freddy Gray’ın polis nezaretinde iken öldürülmesinden sonra büyük olaylar çıkmıştı. Olayların zirve yaptığı yıl 1991 idi. Floyd olayını müteakip Cuma günü 30 şehirde birden olaylar çıktı. Bugün sol kanat Demokratların aktivist bölümü, suçluların serbest kalmasına yönelik kefaletin kaldırılmasını, tutuklanıp hapse atılan göstericilerin serbest bırakılmasını ve polisin yetkilerine daha sıkı sınırlamalar getirilmesini istiyor.

Amerikan halkı mutsuz..

ABD dünyanın en büyük üretim sektörüne (dünya toplamının %18.2’si, Çin; %17.6) sahip olmasına rağmen, üretim alanındaki şirketlerin %67’si nitelikli işçi sıkıntısı çekmektedir. Yasal olmayan yollardan ülkeye giriş yapan 20 milyon niteliksiz işçi yanında, 60 milyon sıradan işin dışarıdan sağlanıyor olması diğer bir problem sahasıdır. ABD halkının %37’si en büyük ekonomik sorun olarak fiyat artışlarını, %38’i işsizliği, %15’i bütçe açığını, %14’ü vergileri gösterdi. Amerikan halkı bugün de pek çok şeyden dolayı mutlu değildir (Tablo 1). Dünyanın en güçlü ülkesi olmasına rağmen 360 milyon nüfusun en az 56 milyonu karne ile besleniyor. Elimizde uzun bir liste var. Yetenekli insan açığı artıyor, orta sınıf küçülüyor, ücretler artmıyor.

Hükümet yılda 927 milyon dolar değerinde Sosyal Güvenlik ve Sağlık programı uygulamaktadır ve Amerikan halkının yaklaşık üçte biri bu programlardan yararlanmaktadır. ABD içinde hapisteki insan ve obez sayısı, silah miktarı ve enerji tüketiminin yüksek olması, ilkokul öncesi okula çok az çocuk gitmesi gibi sorunlar alarm vermektedir. ABD’nin sosyal sorunlarının başında orta sınıfın çöküşü, evlilikler, dini özgürlükler, Latinlerin durumu gibi konular gelmektedir. Amerika’da evlilik dışı doğumlar ile ilgili çarpıcı rakamlar bulunmaktadır. Üniversite mezunu hanımlarda evlilik dışı doğumlar 1/10’dan daha az iken, lise ve daha düşük seviyede eğitim almış kadınlarda 6/10’a yakındır. Yalnız yaşayan annelerin, iki işte birden çalışmak zorunda olması çocuklara ayıracak zaman bırakmamaktadır. Siyahlar ABD’nin patlamaya hazır bombasıdır ve bu yüzden siyahları sisteme daha çok entegre etmek, bunun için de dönüştürmek hedeflenmektedir.

ABD’nin 38 eyaletinde yaklaşık 300 milyon kişi bir çeşit sokağa çıkma yasağına tabi. Kriz böyle devam ederse ABD’nin geleneksel sorunları olan evsizlik, sosyal izolasyon, kronik veya akut sağlık problemleri, pahalı sağlık giderleri ve düşük ücretler listesine gıda maddesi yetersizliği de eklenecek. ABD’de insanlar binlerce km. uzunluğunda yiyecek yardımı ve işsiz sıraları oluşturdu. Sadece halkın kredi kartı borçları 1 trilyon doları geçmiş durumda. Son iki hafta içinde ABD’de 10 milyon kişi işsizlik yardımı almak için başvurdu. Ondan iki hafta önce bu rakam 695 bin kişi idi. Sosyal Güvenlik sisteminde ise vergilerle toplanan 885 milyar dolar var. Resmi kurumlar rakamları değiştirerek şimdilik yaklaşan felaketi saklamaya çalışıyorlar. Ancak, işsizlik bahar ayları sonuna kadar %40’ı aşabilir.

Sorun küresel..

Asıl sorun, uluslararası sistem ile ilgili; finansal ve başta iklim koşulları olmak üzere çevresel olarak bir çöküş yaşanıyor. Kapitalizm artık ekonomileri taşımıyor. Tüm ülkeler benzer sorunlar içinde; üretim yok, iş yok, ihtiyaç çok, gelir yok ama borç çok. Sadece ABD’nin ulusal borcu 23 trilyon dolar. Ülkeler borç krizi içinde iken, tüketime alıştırılmış insanlar evsiz, işsiz ama borçlu. Bir Amerikalı ailenin yıllık ortalama geliri 49.103 $, bundan sosyal sigorta ve vergiler çıktığında aylık 3.300 $ civarındadır. Okul aidatları olmadığını varsayın, 700 dolar aylık iki arabanın taksitleridir. Yiyecek, giyecek ve ev aletleri için ayda 1.200 $ harcanır. Geriye kalan 1.400 $ içinde ev ipoteği (yaklaşık 200$), emlak vergileri ve sigortalar, ev aletleri tamiri gibi masraflar da ödenmelidir. Finansal sistemin başarısızlığı hem ABD’de hem de Avrupa’da ekonomik ve siyasi krizlere dönüşmüş durumdadır.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

Toplam 3468 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.