Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Trump, Kakistokrasi ve Amerikan istihbaratı...

     Makaleye başlarken niyetim Amerikan istihbaratında son dönemde meydana gelen gelişmeler ile ilgili bir değerlendirme yapmak, özellikle Ocak 2017’de görev süresi dolan eski direktör John Brennan’ın üzerinde çalıştığı CIA’daki yeni teşkilat yapısı ve düzenlemelere odaklanmaktı. Ancak, Trump başkan olduğundan beri Amerikan istihbaratı öyle travmalar yaşıyor ki sadece onlar değil, ülkenin güvenlik kültürü de temellerinden sallanıyor.

1947’de çıkarılan Ulusal Güvenlik Kanunu ile CIA kurulmuş ve Amerikan hegemonyasının yani küresel etki ve kontrol sisteminin merkezine oturtulmuştu. ABD’deki 17 istihbarat teşkilatının tamamı şu anda Trump’a savaş açmış durumda.

Onların savaşına eski istihbarat direktörleri ve yardımcıları ile güvenlik aygıtının diğer önemli isimleri de destek veriyorlar. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Dan Coats, 2016 seçimlerine Rusların müdahalesinin açık olduğunu ve Amerikan demokrasisini göz ardı etmeye pervasızca devam ettiklerini söylüyor. Coats’ın sözlerinin bundan sonrası daha önemli; “Ruslar asla gitmediler, savaştayız, ancak sadece düşman savaşıyor.” Gelişmeler oldukça ilginç ve önemli çünkü Amerikan istihbaratını anlamadan dünyayı çok önemli gelişmeleri çözemezsiniz, neler olduğunu anlatalım.

Trump döneminde Amerikan istihbaratı...

    ABD Başkanı Donald Trump, dış politikada Ortadoğulular ile Honduraslıları karıştırıyor. Kuzey Kore ile ilgili karar verirken “nükleer silahları olabilir de olmayabilir de, bilmiyorum” diyor. Trump, başkan olana kadar asla bir üniforma giymedi, gizli doküman okumadı ya da bir örtülü operasyon yönetmedi. Trump, 40 yıldan fazla süredir ABD başkanlarına her sabah sunulan Günlük İstihbarat Brifinglerini reddediyor ve istihbaratçıları aşağılamak için “Ben bunları kelimesi kelimesine Fox Haberler’de (TV Kanalı) duyuyorum” diyor.

Trump, kendisine sunulan günlük istihbarat raporlarını okumak yerine; harita, resim ve videolarla yapılan sözlü konuşmaları tercih ediyor. Yazılı rapor yerine kısa süren sohbetler ile konuları geçiştiriyor. İstihbarat teşkilleri “gerçek” üzerine odaklanır, Trump ise gerçekten kaçan biri, politikaları sahte ilişkiler üzerine kurulu.

Gündemi buna göre oluşturmakta ve yanındakileri bunun için kullanmaktadır. Bu yüzden, Trump, yanında evet “efendimci” kişileri istiyor ve etrafını bunlarla dolduruyor.

     Eski NSA ve CIA Direktörü Michael Hayden’a göre; Trump’ın gelmesi ABD istihbarat toplumu için her şeyden önce ‘gerçek’ bilgiye dayalı istihbarattan uzaklaşmak, Trump’ın istediği gerçeklere yönelmek anlamına geliyor. Bu da Amerikan istihbarat kültürü için büyük bir yıkım demek. Hayden, şu anki ABD’yi üç tabaka şeklinde değerlendiriyor; halk, Trump ve Ruslar.

Hayden, sosyal medyanın aşırı görüşlerin hızla yayılmasına imkân sağladığı bir ortamda, özellikle Amerikan çalışan sınıfını bölünmeler konusunda daha hassas hale getirdiğini söylüyor. Hayden’a göre; Trump, Nixon gibi objektif gerçeğe rağmen yalan söylemiyor ama tamamen kendi gerçeklerine inanıyor. Bu anlayış devlet yönetiminde kabileci sadıklara ortam hazırlıyor. Üçüncü tabakada olan Ruslar ise Amerikan toplumundaki bölünmeleri yakından izliyor ve gerçeğin sorgulanmasına aktif olarak katılıyor. Bu kapsamda, toplumdaki eski bölünmeleri yeniden canlandırmaya ve daha kötü hale getirmeye çalıştılar.

Amerikan istihbaratı Trump’a neden savaş açtı?

     Donald Trump, ABD Başkanı seçildiğinden beri istihbarat teşkilleri ile özellikle de kendisini casuslukla suçlayan FBI ile başı dertte. Özel Savcı Robert Mueller, Ocak 2017’de 13 Rus ve 3 şirketin skandala karıştığını açıklamıştı. Trump, buna Mayıs 2017’de FBI Direktörü James Comey’in işine son vererek cevap verdi.

Mueller, Trump’ın seçim döneminde tespit edilen elektronik postalar içinde geçen “gizli cemiyet” bağlantılarına odaklanmış durumda. Bu cemiyetin merkezindeki şüpheli ise Trump’ın Adalet Bakanlığı’na atadığı Stephen Boyd olarak görülüyor.

Trump’ın henüz görevi devraldığı Ocak 2017’de 17 istihbarat teşkilatı birden Rusların başkanlık seçimlerine müdahil olduğuna ilişkin raporu onaylamıştı. Trump’ın eski CIA Direktörü John Brennan’ın güvenlik kleransını iptal etmesi, tüm istihbarat örgütlerinin yönetime karşı savaşını tetikledi. ü

      Trump, şimdiye kadar Rus enformasyon savaşına karşı önlem alınması için hiçbir talimat vermedi. Tehlikeyi önlemek Senato Komitesine kaldı. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi tarafından yayınlanan bir raporda Rusların, 2016’daki ABD başkanlık seçimleri esnasında yaptıkları dezenformasyon çalışmalarına yer verildi.

Rapora göre; Ruslar Google’ın alt kuruluşu YouTube, Facebook’un sahip olduğu Instagram yanında Google+, Tumblr ve Pinterest gibi sosyal medya platformlarını kullandılar. Ayrıca, Yahoo, Microsoft’un Hotmail ve Google’un Gmail’i üzerinden elektonik-posta gönderdiler. Facebook, Google ve Twitter ise geçen yıl Rus müdahalesini belirlediklerini ama anlaşılmasının zaman aldığını açıkladılar. Rusların, Facebook’ta açtığı 76 sayfadan 126 milyon, Instgram’da ise 133 hesaptan 20 milyon kişiye ulaştığı söyleniyor. Üç yıl içinde Instgram’da 185 milyon ‘Beğen’ ve 4 milyon yorum alınmış.

Sonuç...
     İstihbarat teşkillerinin ilk görevi felakete yol aşacak stratejik sürprizleri önlemektir. Felaket yaşanmadan ikaz etmek zordur. İkaz ve eylemin evliliği, ülke güvenliği için hayatidir. Amerikan istihbaratı şimdi hep bir ağızdan Trump’a bağırıyor; “Ruslar geliyor! Ruslar geliyor!” Her geçen gün Rus tehdidinin daha belirgin hale geldiği düşünülüyor. Ancak, Helsinki Zirvesi’nde görüldüğü gibi Trump, düşmandan yana oldu ve Putin ile kol kola girdi.

Amerikan istihbaratı, Ruslar konusunda üzerine düşeni yaptığını artık işin siyasilere kaldığını düşünüyor. Rusya’nın seçimlere müdahalesi sadece ABD’yi değil, Avrupa, Meksika ve pek çok Latin Amerika ülkesinde de etkili oldu. Rus yeni beşinci kol dalgası Avrupa’da önemli sonuçlar vermeye başladı. Sizce Ruslar, Türkiye’yi ihmal etmiş olabilir mi? 
    Sonuç olarak, Trump’ın iki yıldır istihbarat teşkilleri ile karşı karşıya gelmesi ve onları göz ardı etmesi tüm dünyada Kuzey Kore’den İran ve Türkiye’ye önemli sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Trump, istihbarat teşkilerinin zaman, enerji ve kaynak harcayarak ürettiklerini ‘çöp’ olarak görüyor. Karşılıklı hayal kırıklığının önemli bir sonucu istihbarat teşkillerinin diğer bakanlık ve kuruluşlardan gittikçe uzaklaşması oluyor.

ABD içinde küreselci ve serbest pazarcı elitler ile orta sınıf ve işçiler arasında önemli bir kutuplaşma gittikçe artıyor. Küreselci elit Trump’ı bir an önce düşürmek istiyor ve çoklu suçlamalar ile meşruiyetini kaybetmesi hedefleniyor. 2019 yılı tarihin yeniden yazıldığı bir yıl olacak. Trump’ın iktidarının çökmesi en büyük beklentiler arasında. Makaleyi, Trump için; aptal ve hain sıfatlarını kullanan John Brennan’ın sözleri ile bitirelim;
     “Trump’ın kakistokrasi (en beceriksizlerden oluşan) hükümeti çöküyor.” 

Not: ABD istihbaratındaki değişimler ve devam eden istihbarat savaşları ile ilgili bilgilere bu makalenin geniş versiyonunun yer aldığı linkten ulaşabilirsiniz;

Toplam 999 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.