Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Ukrayna ve Üçüncü Dünya Savaşı

2014 yılında Ruslar, Ukrayna’nın doğusundaki Rus azınlıkları ayaklandırarak, sivil elbiseli özel kuvvetleri ile onları yöneterek, örtül bir işgal başlattılar. Bununla da yetinmeyip, kendileri için vazgeçilmez gördükleri Sivastopol limanına sahip olabilmek için Ukrayna’ya bağlı Kırım’ı işgal edip, ardından ilhak ettiler yani kendi topraklarına kattılar. Bütün bunlar 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde oldu yani hala bir devlet başka devletin topraklarını hiçbir hukuki gerekçe olmadan işgal edebildi. Yaklaşık iki aydır, Rusya’nın yeni bir işgal harekatına hazırlandığının ciddi emareleri var. Ruslar, Aralık ayı ortasında adına güvenlik anlaşmaları denilen iki belge ortaya attılar. Bunlardan biri ABD’ye diğeri de NATO’ya ültimatom niteliğinde yani “kabul etmezseniz günahtan bizden gitti” diyorlar. Amaç olası bir işgali meşru hale getirebilmek ile sınırlı değil, Ruslar bu kez uluslararası düzeni değiştirmek için bir fırsat yakaladıklarını düşünüyorlar. Ruslar bu sefer tüm Ukrayna’yı işgal edebilir üstelik bu savaş Çin’i de Tayvan’ın işgali için harekete geçirebilir. Bu Üçüncü Dünya Savaşı demek. Durum ciddi ve Türkiye için de önemli sonuçları olabilir. Bu makalede, Rusların Ukrayna’ya yönelik hazırlıkları, önerilen güvenlik anlaşmaları ve olası sonuçları, olası savaşlar zinciri üzerine konuşacağız.

Ukrayna’ya yeni bir Rus saldırısı olasılığı

Ukraynalı generaller Batı’dan esaslı bir destek olmadan Rus saldırısını püskürtemeyeceklerini söyleyince ABD yardımı başladı. Önce 2.5 milyar dolarlık askeri yardım geldi. Ardından 60 milyon dolar değerinde 80 ton mühimmat gönderildi. Amerikalıların gönderdiklerinin içinde Javelin füzeleri yanında önemli haberleşme ve istihbarat cihazları var. Javelin elde taşınan bir tanksavar füze silahı. Bunlardan başka ABD’den gelen 150 dolayında askeri danışman ve bir düzine NATO ülkesinden başka unsurlar da Ukrayna’ya geldi.

Ukrayna, İngiltere ve Avrupa Birliği’nden de benzer yardımlar aldı. Türkiye, Ukrayna’ya bazı askeri malzemeler gönderdi ve Batı yanlısı Ukrayna hükümeti ile işbirliği yapıyor.

2021 yılında Karadeniz bölgesinde 15 NATO tatbikatı yapıldı ve bunlara 32 ülkeden askerler katıldı. 2021 yılı içindeki NATO tatbikatlarından 7’si Ukrayna topraklarında icra edildi. 2022 yılı için ise 9 tatbikat planlandı. Bu tatbikatlara katılacak asker sayısı iki katına (64.000), uçak ve helikopter sayısı üç katına (361), gemi sayısı ise yaklaşık dört katına (256) çıkacak. Bütün tatbikatların senaryosu Rus saldırısına karşı koymak üzerine kurulu. Bu arada NATO Reaksiyon Kuvveti’nin hazırlık seviyesi yükseltildi.

Herkesin aklındaki soru şu; Putin ne düşünüyor?

22 yıl önce bugünlerde Vladimir Putin, Rusya Federasyonu başkanı oldu ve hemen Sovyetler Birliği’nin çöküşünün 20. Yüzyılın en büyük felaketi olduğunu açıkladı. Eski KGB Yarbayı ve FSB Direktörü Putin’in amacının Rusya ile Eski Sovyet Birleştirmek Cumhuriyetlerini yeniden birleştirmek olduğunu biliyoruz. Buna şimdilik ekonomik birlik görüntüsü verilse de amaç siyasi birlik. Putin, en başından beri bu hedef için çalışıyor. Göreve başladığından beri Rus nükleer gücünü ve savunma füze sistemini modernize etti, süper-Elektro-Manyetik akım ve siber savaş kabiliyetlerini geliştirdi, yer altı nükleer ağını genişletti ve Rus alt-yapısını elektro-manyetik saldırılara karşı kuvvetlendirdi.

Rusya için en iyi komşu, Rus yanlısı bir rejimin olduğu zayıf bir devlettir. Eğer bir komşu ülke Batı ile ilişkilerini derinleştirir ve Batı yanlısı bir elit tarafından yönetiliyorsa uygulanan strateji öncelikle Rus yanlılarını başa getirmek, bu da olmuyorsa ülke topraklarını bölerek bir kısmını ilhak etmektir. Bu ülke içeriden bölünmüş, izole ve zayıf durumda tutulmaya devam edilir. Bu strateji, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova için uzun zamandır uygulanıyor.

Rusya ne yapmak istiyor?

Batılılara göre Putin, ABD, Avrupa ve Ukrayna’nın zayıflığının kokusunu aldı ve tarihsel toprak hevesleri için uygun bir zamanda olduğunu hissediyor.  Washington, Rusya’nın blöf yaptığını düşünse de durum öyle değil. Bunun için en az dört kanıt var;

(1) Kasım ayında Foreign Affairs dergisine yazdığı yazıda bırakacağı mirastan, büyük Rus liderlerinin toprak ele geçirdiğinden bahsetti.

(2) Onu durduracak kimse olmadığını düşünüyor.

(3) Ukrayna’nın gerçek bir ülke olmadığına inanıyor.

(4) Ukrayna başkanı Volodymyr Zelenskyy ile NATO konusunda pazarlık yapamaz.

ABD tarafı şu anda durumu soğutmak ile meşgul ama işe yaramadı. Ukrayna sınırındaki Rus kuvvetleri çoğalıyor. Washington ve Avrupa’yı köşeye sıkıştırdığını düşünen Putin, tribünlere oynamaya başladı. Önce 7 Aralık’ta Biden ile bir video konferans yaptı. Biden, eğer tekrar bir işgale kalkışırsa Rusya’ya çok daha kötü ekonomik yaptırımlar geleceği, Ukrayna’ya daha fazla silah göndereceği ve Doğu Avrupa’da NATO’nun daha fazla konuşlanacağını söyledi.

Bu video konuşmasından iki gün sonra Putin yeni bir oyuna geçti. Biri ABD ile diğeri NATO ile yapılacak iki taslak güvenlik anlaşmasını kamuoyuna açıkladı. Bunlar birer anlaşma taslağı olmaktan çok birer ültimatom niteliğinde yani tehdit edilerek öne sürülüyor. En önemli tehdit konusu NATO’nun artık genişlemeyeceği şartı. Bir ülke kendisi bile istese Washington artık orada konuşlanmayacak.

Rusya halen Ukrayna sınırına 120 bin asker yığdı ve Ocak ayı sonuna kadar bu sayının 175 bine ulaşması bekleniyor. ABD istihbaratına göre; Ukrayna’nın kuzey, doğu ve güney sınırlarına yönelik bir işgal Ocak ayı sonu veya Şubat başı başlayabilir. Bu gelişmeler karşısında ABD, alarm seviyesini DEFCON 3 seviyesine yükselti ve 50 yıldır yapılmayan bir şeydi. Amerikalılar, işgalin başlamasını fırsat bilen Çin’in de Tayvan’ı işgale kalkışabileceğinden endişe ediyor. Bu da Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlaması demek. Bu savaşta sadece nükleer değil, biyolojik saldırılar da bekleniyor.

İstihbarat emareleri, Putin’in işgal kararını verdiğini, NATO ve ABD kuvvetlerinin yeterli olmayacağını hesapladığını ve ekonomik yaptırımlara aldırmayacağını gösteriyor. Nitekim Biden yönetimi, Putin’in işgalden caydırmak için dört haftalarının olduğunu söylüyor. Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini, Nisan ayında Çin’in Tayvan’ı işgali onu da Kuzey Kore’nin Güney Kore’yi izleyeceği olasılığı düşünülüyor. Putin’in güvenlik anlaşmaları adı altında verdiği ültimatom aslında büyük ölçekli Rusya’nın Ukrayna işgali için nafile bir barış gösterisinden ibaret. Kendini Rus Çarı gibi gören Putin onlar gibi toprak kazanmak, Ukrayna’yı tamamen işgal etmek istiyor. Ruslar; Estonya, Letonya ve Litvanya’dan ABD ve NATO güçlerinin çıkmasını istiyor.

Rusya’nın kendi etki bölgesini garanti almasından sonra sıra Çin tehdidine gelecek ve o da Moğolistan, Kuzey Kore, Tayvan ve Güney Çin Denizi’nden Batılıların uzak durmasını, ABD’nin Japonya ve Güney Kore’den çekilmesini isteyecektir.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/66865587/Ukrayna_ve_Üçüncü_Dünya_Savaşı

Toplam 3732 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.