Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Ukrayna’da yeni Rus seçenekleri ve nükleer olasılık

24 Şubat 2022 tarihinde yedi istikametten Ukrayna’yı işgale yeltenen Rusya, karşılaştığı direniş ve Batı teknolojisi karşısında hava üstünlüğünü ele geçiremeyince başarısızlığın kaçınılmaz olduğunu gördü. Nisan ayından itibaren kuvvetlerini Donbass bölgesine toplayarak halkına anlatacağı kolay bir zafer peşine düştü. Donbass tıpkı Kırım gibi zaten 2014’den beri işgal altındaydı. Putin, Kırım’dan sonra buraları da resmen ilhak ederek, halkına toprak kazanmış eski Çar rolü oynuyor. Ama umudu, Batı ile bir an önce anlaşmak çünkü rejimi izolasyon ve yaptırımlara çok daha fazla dayanamaz. Kısaca kumar masasındakileri hızla toplayarak, savaş sahnesinden uzaklaşmak istiyor. Bu arada ordusu tükenmek üzere olan Ruslar, Batıyı başka bir maceradan caydırmak için nükleer silah şantajı yapıyor. Rus halkı ise olup-bitenden pek haberi olmadığı için dünyanın kendilerini alkışladığını ve nihayet kendilerine gerekli saygıyı göstereceğini sanıyor. Bu makalede, Rusların önündeki seçenekleri ve nükleer silah kullanımı olasılığını değerlendireceğiz. Ama önce son haftalardaki gelişmeler ve Batının Ukrayna’ya devam eden desteği üzerinde duracağız.

Ukrayna Savaşı’nda gelinen aşama

Ukrayna Ordusu bu Eylül ayı başında iki ana istikametten taarruz etti; ilki Güney’de Herson-Mykolaiv istikameti, diğeri Kuzeydoğu’da Harkiv bölgesi. Güney’deki taarruz şimdiye kadar önemli bir stratejik başarı sağlamasa da Kuzeydoğu’da geniş bir toprak parçası Ruslardan kurtarıldı. Ukrayna ordusu, bir hafta içinde Harkiv’de Londra’nın iki katı büyüklüğünde toprağı geri aldı ve Rus Ordusunun Moskova’dan destek sağladığı lojistik üsler de ele geçirildi. Rusların işgal savaşı girişimi, başından beri başarısızlığa mahkûmdu ve Ruslar 10 Eylül 2022’de Ukrayna’nın Harkiv bölgesindeki kilit kasabası İzyum’dan aceleyle geri çekilirken ilk ciddi yenilgisini tatmaya başladı.

Birkaç gün içinde Ukrayna, Rus birliklerini Harkiv Bölgesi’nden Rus sınırına doğru geri itti. Harkiv mevzilerinin kaybı, Rusların Donetsk bölgesindeki Ukrayna güçlerini kuşatma hedefini boş bir hayale dönüştürdü. Rus ordusu artık kuzeyden ilerleyemiyor, ikmal hatlarını kaybetti ve geri çekildi. Rusların zaten düşük olan moralleri daha çok zarar gördü. Harkiv bölgesinde yaşananlar, Rus ordusundaki bir dizi büyük hataların ve çözülmemiş sorunların sonucudur. Bunlar;

- Birleşik emir ve komuta eksikliği,

- Lojistik sistemi hatası,

- İkmal personeli eksikliği,

- Ordunun zayıf eğitimi,

- Taktik hatalar, olarak sayılabilir.

Ukrayna’nın son başarıları savaşta bir dönüm noktasını temsil ediyor; Ruslar doğudan ve güneyden sökülebilir. Ama bu kolay olmayacak, daha çok silah ve destek lazım.

Rusya tepki olarak; Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson dâhil olmak üzere dört Ukrayna bölgesini resmen ilhak etti ve güneydoğu Ukrayna’nın tamamını Rusya’ya dâhil etti. Rusya ilhak ettiği dört bölgenin hiçbirini tam olarak kontrol etmiyor. Luhansk’ın çoğu Rus kontrolünde olsa da, Donetsk’in yalnızca yüzde 60’ını kontrol ediyor. Güneydeki Zaporijya bölgesinin başkenti Ukrayna hükümetinin kontrolünde, Herson’ da cephe hatları sık sık el değiştiriyor. BM, Avrupa Birliği, ABD ve diğer ülkeler, gayri meşru olan bu hareketi reddettiler. 

Rusların yeni harekât seçenekleri

Ukrayna’nın Harkiv’deki karşı taarruz başarısı Ruslar için sürpriz oldu çünkü bu taarruzu güneyde Karadeniz’e yakın bölgelerde bekliyorlardı. Harkiv’deki başarı önemli çünkü Rusların Ukrayna’dan tamamen sökülmesi umudu doğurdu ve Putin’in muhtemel bir barış anlaşması için istediği şartlarda elini zayıflattı. Diğer bir sonuç Rusya ne yaparsa yapsın artık Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını engelleyemez. Öte yandan dökülen kan ve para Putin’in rejimini tehlikeye attı. Gene de çok iyimser olmak için erken çünkü Putin’in hala sahada durumu zorlaştıracak birkaç seçeneği var.

(1) Rusların Odessa’yı alması, Ukrayna’nın Karadeniz kıyılarının tamamen elden çıkmasına ve bir kara ülkesine dönüşmesine neden olabilir. Ukrayna’nın ticareti büyük ölçüde Odessa üzerinden yapıldığından, şehrin kaybı ekonominin çöküşüne yol açabilir. Bu yüzden, Odessa Rusların ana hedefi ve Ukrayna savunması burada büyük baskı altında.

(2) Ruslar, sürpriz bir şekilde Kuzeydoğu’ya yönelip kıskaç harekâtı ile Kiev’in Harkiv ile bağlantısını kesebilirler. Bu durum, Ukrayna’nın direnişine ölümcül bir vuruş olabilir ama Rusların böyle büyük bir alanda lojistik sağlama kabiliyetleri çok sınırlı görünüyor. Bu yüzden, tercih edilmesi zor gözüküyor.

(3) Putin, tam bir milli seferberlik ilan ederek, şu ana kadar ki sınırlı hedefleri büyütebilir ve Zelensky’i acele bir barışa zorlayabilir. Ukrayna ordusu da şu ana kadar önemli kayıplar verdi çünkü Rus asker sayısı üç kat daha fazla ve yeni Rus takviyeleri direnci kırabilir. Ancak, NATO’nun Ukrayna sahasına dökeceği silah ve kabiliyetler Rusları aşacağından bu Putin için tam bir felakete de dönüşebilir.

(4) Ruslar düştükleri utanç verici durumdan bir an önce kurtulmak için taktik nükleer silahlara başvurabilirler. Ukrayna direnişi böylece kırılabilir ama Rus utancı daha da artar ve artık Batı ile anlaşma zemini hiç kalmaz yani Putinli bir Rusya, tamamen izole olur. Her şeye rağmen, Rusların taktik nükleer silah kullanmayacağını düşünmek hata olur.

Özetle, Ukrayna’nın zaferine sevinmek için vakit henüz erken, bizi uzun ve kanlı bir savaş bekliyor ve nükleer silahlar da masada.

Nükleer seçenek

Joe Biden, Putin’in taktik nükleer silah kullanma tehdidinin şaka olmadığını çünkü ordusunun çok kötü performans gösterdiğini söyledi. Biden, bunun dünyanın sonunu (Armageddon) getirecek bir nükleer savaş olmayacağını söylerken, Putin ise Rus anavatanının hedef alınması, toprak bütünlüğünün tehdit edilmesi halinde nükleer silaha başvuracağına işaret etmektedir.

Putin’in taktik nükleer silah kullanması halinde bu kendi askerlerini de tehlikeye atacaktır. Bu aynı zamanda Batılılara misilleme yapma hakkı verecektir ki bu durumda Rus kuvvet formasyonlarının daha hassas durumda olduğu ve özellikle Karadeniz bölgesindeki varlığının hedef alınacağı göz önüne alınmalıdır.

ABD, B61 nükleer bombalarının B61-11 modelini geliştirdi ve 2011 yılında test etti. Bu bombaların atılmasında B2 bombardıman uçakları kullanılıyor ve merkezi Missouri’deki Whiteman Hava üssü. Bu nükleer bomba “mini nuke” olarak adlandırılmasına rağmen, 400 kilotonluk; Hiroşima’ya atılan sadece 15 kilotondu. 9.000 kilotonluk B53’ler ise B52’ler tarafından atılıyor. B-61-11’er Rusya ve Çin’e karşı, B61-12’ler ise nükleer silahı henüz olmayan İran gibi ülkeler için düşünülüyor.

Rus yıpratma stratejisi ve melez savaş

Ruslar, en başından beri zaten Ukrayna’nın alt yapısını bombalayarak “yıpratma” stratejisi uyguluyorlar. Rus saldırıları Ukrayna alt yapısına Ekim 2022’ye kadar 108 milyar dolarlık zarar verdi ve 3.4 milyon insan evsiz kaldı. Kuzey Akımı enerji hattına yapılan sabotajdan sonra Kuzey Almanya’nın elektrik sisteminin çökertilmesi ve Kırım Köprüsüne yapılan bombalı saldırı önümüzdeki dönemde savaşın bir “yıpratma savaşı”na dönüşeceğini göstermektedir. Bu durum, özellikle istihbarat teşkilleri ve özel kuvvetlerin geri bölgedeki sabotaj eylemlerini ve siber saldırıları öne çıkaracaktır. Önümüzdeki dönemde tarafların birbirinin alt yapılarını daha çok hedef alacağı ve bu kapsamda Karadeniz’deki Türk akımının hedef olabileceği sonucu doğurmaktadır.

Putin melez savaş oyun kitabından pek çok teknik uyguluyor;

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/88169235/Ukraynada_yeni_Rus_seçenekleri_ve_nükleer_olasılık

Toplam 2674 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.