Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Hangi Azerbaycan?

Prof.Dr.Kamil Veli Nerimanoğlu’nun anısına..

Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev, iki buçuk ay önce kendi kendine ve keyfi olarak genel seçim kararı kaldı. Yani karar Parlamento’dan çıkmadı ve zaten işlevi olmayan bir kurum. Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (merhum Ebulfez Elçibey’in kurucusu olduğu parti) ve Müsavat Partisi seçimin demokratik ortamda yapılmadığı iddiasıyla seçimleri boykot etti yani katılmadı. Dün yapılan seçimlerde 21 yıldır cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Aliyev, oyların yüzde 92,1'ini alarak, beşinci kez seçimleri kazandı. Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu iki hafta önce aldıkları kararla, Azerbaycan’ı üyelikten bir yıl uzaklaştırdı ve seçim sonuçlarını tanımayacaklarını açıkladı.

Aslında Karabağ Zaferi sonrası Azerbaycan’ın otokratik yönetiminde bir yumuşama bekleniyordu. Bu beklentiler daha çok siyasi baskıların yumuşaması ve ilaç alacak parası olmayan Azerbaycan halkının ekonominin iyileşmesine yönelikti ama öyle olmadı. Azerbaycan’da bugünlerde siyasi baskı daha da arttı; gazeteci, siyasetçi ya da aktivist herkes içeride. Bu kişiler düzmece suçlar ya da ABD veya İran ajanı olmakla suçlanıyor. Öte yandan, Aliyev sanıldığı gibi Türkçü ya da Türkiye yanlısı da değil, Putin’in adamı. Dost ve soydaş Azerbaycan halkı daha adil ve özgür bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Bu makalede, Azerbaycan gerçeklerini ve Aliyev yönetimini anlatmaya çalışacağız.

Azerbaycan Yönetimi ve Aliyev Ailesi

1991 yılında bağımsızlığını tekrar kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı halk ayaklanmaları sonucu görevini terk eden Ayaz Mutallibov oldu. Haziran 1993’deki ilk demokratik seçimleri kazanan Ebulfez Elçibey, bir yıl sonra silahlı ayaklanma neticesi Nahçıvan’a gitmek zorunda kaldı.

Haydar Aliyev, Ebulfeyz Elçibey’den kurnazlığı ile iktidarı aldı. Elçibey; romantik, şair ve dürüst bir insandı. Elçibey’i deviren Haydar Aliyev, Sovyetler Birliği döneminde kurnaz bir devlet adamı ve KGB generali idi. Ailesi, Adana’ya bağlı bir Ermeni ilçesi olan Sisiyan’dan gelmişti. 1969-1981 yılları arasında Azerbaycan Komünist Partisi Sekreteri ve eski Sovyet Politbüro üyesi ve Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu Birinci Başbakan Yardımcısı Haydar Aliyev, 1993 ve 1998’de Azerbaycan başkanı seçildi ve 2003’de öldü.

Haydar Aliyev’in iktidarı kumarbaz oğlu Aliyev’e bırakması beklenmiyordu. Rivayetlere göre, İlham Aliyev, İstanbul günlerinde kumarhane sahibi Ömer Lütfi Topal’dan sık sık dayak yiyordu. İlham Aliyev, 2003 ve 2008’den sonra 2014’de de (Anayasa değişikliğine gidilerek), tekrar başkan seçildi. 2017’de eşi Mihriban Aliyev’i başkan yardımcısı yaptı.

Azerbaycan’da güçlerin cumhurbaşkanında toplandığı totaliter siyasi sistem, siyasi partilerin konumunu zayıflatmakta, karar verme ve politika yapımı süreçlerinde siyasi partilerin önemli bir rolü olmamaktadır. 1992 yılında Haydar Aliyev’in destekçileri tarafından kurulmuş olan Yeni Azerbaycan Partisi (Yeni Azərbaycan Partiyası) ülkedeki en büyük siyasi oluşumdur ve yürütmedeki tüm pozisyonları elinde tuttuğu gibi mecliste de büyük bir çoğunluğa sahiptir.

1993’ten beri iktidarda olan, Yeni Azerbaycan Partisi, bireysel hakları sınırlama, siyasal baskı, basına yönelik sansür gibi otoriter ve insan hakları ihlalleri ile ünlüdür. İlham Aliyev’in usulsüzlüklerin karıştığı bir seçimle iktidara gelmesi, hanedanlık suçlamalarını, muhalefetin şiddetli tepki ve protestolarını beraberinde getirmiştir. Aliyev yönetimi protestoları bastırmayı ve muhalefeti sindirmek üzere baskılarını sürdürmeyi seçmiştir.

Seçimlerde %90’ın üzerinde oy alan İlham Aliyev’in halktaki karşılığı gerçekte %3-5’in ötesine geçmemektedir. Azerbaycan, ciddi bir totaliter rejimdir.

Azerbaycan’da iki aile iktidarı paylaşıyor; Aliyev ve Paşayev aileleri. İlham Aliyev’in karısı Mihriban Aliyeva, Paşayev ailesinden ve bu iki aile iktidarın odağıdır. Ülkesinin büyük kısmı bu iki ailenin bireylerine aittir. Bu ailelerden biri ile ortak olmazsanız Azerbaycan’da iş yapamazsınız. Bugün Mihriban Aliyeva, Cumhurbaşkanı 1. yardımcı olarak kocası kadar güçlü konumda. Aliyev ölürse yerine başkanlık yapacak. İlham Aliyev’in sevgilisi olduğu için Ganire Paşayeva’ya ülke tanıtımında önemli imkanlar verilmişti. 

Azerbaycan’da Haydar Aliyev’in iktidarı İlham Aliyev’e devrettiği gibi İlham’ın da oğluna devredeceği iddiası çok popüler. Hatta İlham Aliyev’in tek oğlu Haydar’ın bu sebeple yıllardır çeşitli eğitimlerden ve hazırlıklardan geçtiği iddia ediliyor.

Siyasi durum kadar, ekonomi ve sosyal durum da oldukça kötüdür. Azerbaycan, 2000’lerden itibaren dünyanın en hızlı gelişen ekonomileri arasında yer aldı. 1993’de Azerbaycan’da iktidara gelen Haydar Aliyev, ülkenin petrol ve gaz zenginliğini başarılı şekilde kullanmaya başladı. Azerbaycan, petrol ve gaz sektörü ile birlikte gelişmekte olan bir ekonomidir. Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi ile başlayan boru hatları çalışmaları devam etmiş ama petrol ve doğal gaz gelirleri beklenen düzeye ulaşamamıştır.

Azerbaycan, 2021 yılında cari fiyatlarla 54,62 milyar dolarlık GSYH büyüklüğü ile dünyada 89. sıradadır. Petrol ve gaz Azerbaycan'ın ihracatının %90'ından fazlasını oluşturmaktadır. Çeşitlendirme çabaları yavaş kalmaktadır. Petrol dışı alanlarda yapılan yatırımların artış kaydetmesine rağmen ülkede enerji sektörü dışında kalan iş sektörleri halen oldukça zayıftır.

Petrol zengini olan ve görece nüfusu az olan bir elit ve hükümete yakın bir kesim gelirin büyük kısmına sahip ve yaşadıkları hayatlar ultra lüks. Bunların dışında kalan kesim hep ortalama veya daha düşük hayat şartlarında yaşıyorlar.

Uluslararası Araştırmacı Muhabirler Konsorsiyumu (ICIJ) tarafından 2016 yılında Aliyev, ailesi (eşi ve kızları), danışmanları ve müttefiklerinin gizli şirketler aracılığı ile yurt dışında nasıl özel bir gelir ağı oluşturdukları, off-shore bankalarda para akladıklarını ortaya koydu.

Mafya, tüm Kafkasya’da olduğu gibi Azerbaycan’da da kurumsallaşmış, devlet ile iç içe geçmiştir. Bölgenin en güçlü mafyaları Çeçen, Rus ve Gürcü mafyalarıdır. Onları Azerbaycan ve Dağıstan mafyası izliyor. Bu mafyalar, bu coğrafyanın kara para pazarlarını paylaşmışlardır ve aralarında sık sık çatışma olmaktadır. Siyasilerden korkuları yoktur. Azerbaycan’ın yasal mafya (Lotu) grupları, Türkiye’de üslenmiş ve kendi içlerinde güç ve para için çatışmaktadırlar.

Daha önce Azerbaycan, Kürtlerin en etkili olduğu ülkeler arasında yer almıştır. Abdullah Öcalan ve Osman Öcalan da sorgulamalarında Azerbaycan’da çok güçlü olduklarını ifade etmişlerdi. PKK ve FETÖ, Azerbaycan’ın terör örgütleri listesinde değil. PKK, Nahcivan üzerinden İran ile ilişki kuruyor.

Özellikle Nahcivan’da önemli bir Kürt varlığı (Nahcivan Klanı) bulunmaktadır. Haydar Aliyev’in Kürt akrabaları vardı ve bugün İlham Aliyev’in kişisel emniyetini sağlayan birim de Kürtlerden kurulu ve başında Kürt Beyler Eyyubov var. Azerbaycan’ın en köklü holdingi Azer-Sun’un sahibi de PKK’lı olarak bilinen Abdülbari Güzel’dir.

Azerbaycan’da Demokrasi ve Seçimler

Azerbaycan uzun yıllar Sovyetler Birliği’nin bünyesine yer aldığından demokratik ve liberal geleneklere pek sahip olamamıştır. 70 yıllık Sovyet dönemi, otoriter yönetim anlayışını buna uygun siyasal kültürü yerleştirmiş ve orada yaşayan insanların hayata bakışlarını ve anlayışlarını bu şekilde oturtmuşlardır. Bu tür siyasal sistemlerde Komünist partisi, anayasal yollarla yönetimi büyük ölçüde elinde bulundurmaktaydı ve siyasal sistem bir tek partinin hegemonyası altındaydı. Bağımsızlıktan sonra Azerbaycan da mevcut olan yönetsel sistem eski düzeni aratmayacak şekilde yönetsel bir yapıya sahiptir.

Nitekim Haydar Aliyev bir Türk kanalı olan CNN’de yaptığı röportajda, demokratik olmayışıyla ilgili soruya gülümseyerek; “Bir millete kaldırabileceğinden fazla demokrasi verilmemeli'” demesiyle Azerbaycan da işlerin nasıl yürüdüğünün de sinyalini vermiştir.

Ülkede Adalet Bakanlığı tarafından tescil edilmiş 27 siyasi parti var ama güçlü bir muhalefet partisi yok, Aliyev hepsini dümdüz ediyor. Azerbaycan’daki muhalefet partileri oldukça zayıf ve marjinalize olmuş durumdadır. Birçok siyaset bilimci, bu durumun sebebinin sadece hükümetin baskısı olmadığını, parti liderlerinin hükümete muhalefet yapmaktansa kendi kişisel çıkarlarına öncelik verdiklerini söylemektedir. Bununla birlikte parti içi bölünmeler ve kutuplaşmalar da muhalefet partilerinin etkinliğini azaltan unsurlardır.

Muhalif medyaya belli seviyelerde izin veren Aliyev, seçimin yaklaşmasıyla denetimleri ve baskıları sıklaştırdı. Son seçimler öncesinde muhaliflerin boykot etmeleri aslında bir şeyi değiştirmiyordu. Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için toplanması gereken imza sayısı 40.000. Bu imzaların toplanması gereken süre ise 6 gün ve bu günler de tatile denk getirilmişti. Zaten imzalar toplansa da herhangi bir adayın seçilme şansı da olamazdı.

Aliyev, kendisine karşı muhalif koalisyonları bertaraf etmekte ve seçim hilelerinde ustadır. Aliyev’in muhalifler bertaraf etmek için çeşitli yöntemleri var. Arabalarına çarpmak ve çeşitli polisiye düzeneklerle hapse atmak en çok bilinenleri. Öne çıkan muhalif liderlerden biri olan Azerbaycan Halk Cephesi partisi başkanı Ali Kerimli’nin evine internete bağlanmıyor.

2013 yılı seçimlerinde muhalif güçleri (Milli Şura) bir araya getiren dünyaca ünlü tarihçi öğretim üyesi Prof.Dr. Cemil Hasanlı, hileli seçimleri kaybettikten sonra ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. Prof.Dr. Cemil Hasanlı, halen ABD’de Utah Üniversitesi’nde öğretim üyesidir ve yakın tarihimize ilgili Moskova’daki devlet arşivlerine dayanan çok değerli eserler vermiştir.

Benzer şekilde tüm Türk Dünyası’nda tanınan çok önemli bir edebiyatçı olan, üniversitede birlikte çalışma onuruna eriştiğim Prof.Dr. Kamil Veli Nerimanoğlu da hayatının en verimli dönemini İstanbul’da geçirmek zorunda kaldı.  Yakın zaman önce kaybettiğimiz Nerimanoğlu’nun işine birkaç yıl önce üniversiteye yapılan baskılar neticesi son verildi.

İktisat hocası olan Gubad İbadoğlu’nun parti kurmasına izin verilmedi. Baskılar nedeni ile yurt dışına çıkmak zorunda kalan İbadoğlu, Londra’da önemli bir üniversitede görev yaparken, hasta annesini görmek için Azerbaycan’a döndüğünde evinde sahte dolar bulundurduğu iddiasıyla tutuklandı.  

Azerbaycan muhalefeti genellikle Batıcı kişilerden oluşuyor ve pek çoğuna satın alınmış suçlaması yapılıyor. Türkçüler ise az ve bölük pörçük. Azerbaycan’da gerçek anlamda bir muhalefet yoktur, yaşamasına müsaade edilmemektedir. Muhalif denilebilecek gruplar birkaç kategoriye ayrılabilir;

- Sahte muhalefet (Aliyev’in arkasında olduğu),

- Gerçek muhalefet; bunlarda sert ve ılımlı olarak ikiye ayrılmaktadır.

Genellikle Batı yanlısı olan bu gruplar Türk milliyetçiliği ve Türk Dünyası için farklı düşünmektedir. Onlar için sadece Azerbaycan vardır, Türk Dünyası yoktur.

Gücünü gösteremeyecek kadar zayıf olan muhalefetin aslında çok güçlü bir tabanı var. Ancak, sadece iktidara muhalefet anlayışı hâkimdir.

Dış ülkelerdeki muhaliflik ise daha çok küfür kültürüne dayanıyor. ,

Dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de pek çok Azerbaycanlı bilim insanı sırf muhalif oldukları için ülkelerine gidememekte ya da ülkesindeki ailelerine baskı yapılması tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

Muhaliflere göre; ABD’den yardım istendiğinde şu cevap almaktadırlar;

“Türkiye’de devlet var ve biz muhalefeti destekliyoruz ama Azerbaycan’da devlet yok ki, muhalefeti destekleyelim.”

Türkiye İle İlişkiler

Aliyev, şu aralar Türkiye’nin desteği ile geri aldığı Karabağ meselesini çözdü ve kamuoyunda muzaffer komutanı oynuyor.

Aliyev ailesi, görüntüde Türkçü ama Türkçülüğün gelişmesine izin vermiyorlar. Örneğin Türkiye’den MHP, Şubat 2020’de Karabağ’daki Suşa şehrinde bir okul açmak istedi ancak izin verilmedi. O dönemden beri Devlet Bahçeli’nin Azerbaycan’a küstüğü söyleniyor. 15 Haziran 2021’deki Suşa Anlaşması ile Türkiye ve Azerbaycan, ortak savunma müttefiki oldular.

Türkiye, Suşa’da başkonsolosluk açacaktı ve Ankara, hazır olduklarını bildirdiği halde hala izin yok. Biz konsolosluğu açamadan, Ermenistan İran’ın (Güney Azerbaycan’ın merkezi) Tebriz şehrinde konsolosluk açıyor. Ruslar, Şuşa’daki okulu ve başkonsolosluk açılmasını engellediler. Türkiye-Rusya ilişkileri değişken ve gerginliğe açık bir seyir izlerken, Aliyev ise Putin’e teslim olmuş durumda.

Birkaç ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de “Yakında büyük bir müjde vereceğim” dediğinde planının Aliyev ile Pakistan başbakanı İmran Han’ı KKTC’ye getirmeyi planladığı biliniyor. Bu iki lider, KKTC’yi tanıdıklarını açıklayacaklardı. Ancak, Aliyev’in uçağı Putin’in talimatı üzerine KKTC yerine Moskova’ya uçtu ve orada Ruslarla Suşa Beyannamesinin yerine geçen Moskova Beyannamesini imzaladı.

Öte yandan, Putin, halen Türkiye üzerinden Batı ambargosunu deliyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan üzerinden Azerbaycan değil, Rus petrolü akıyor. Ruslar, Türkiye’yi doğal gaz dağıtım üssü haline getirmek istiyor. Rus şirketleri, Türkiye üzerinden ticaret yapıyor.

İlham Aliyev’in Türkiye’deki bazı siyasi kişi ve kurumlara para desteği hatta maaş bağladığı, iktidar yanında yer almaları için şantaj ve başka yollar kullandığı on yıllardır biliniyor. Türkiye’nin Azerbaycan’da milli bir TV kanalı yok ama Haber Global, Aliyev’in sesi olarak ülkemizde yayın yapıyor.

Türkiye’deki son genel seçimlerde Azerbaycan devlet bankaları iktidar partisi için para dağıttılar. Diaspora desteği sahaya inip, oy istedi. Aliyev, Türkiye’deki iktidara olan desteğini oldukça görünür hale getirdi.

Azerbaycan’ın ünlü enerji şirketi SOCAR, tüm kirli işlerinin üstlenildiği bir çerçeve ve uluslararası operasyonlar bu çatı içinden yürütülüyor. Dünyanın her yerinde şirketler kurarak, para havuzu ve şebekeler kurdular.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için; https://www.academia.edu/114626067/Hangi_Azerbaycan

Toplam 916 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.