Prof. Dr. Sait Yılmaz
Prof. Dr. Sait Yılmaz - Yazar

Ukrayna ve Gazze Savaşları Savunma Anlayışlarında Radikal Değişimlerin Habercisi

Ukrayna’daki savaş, modern savaş alanına insansız araç kullanımından bilgi savaşına kadar çeşitli alanlarda daha önce görülmemiş ölçekte yeni taktikler ortaya çıkardı. Örneğin Kaos Teorisi ve Kelebek Taktiği konuşuluyor. Aynı zamanda, elektronik savaş alanında en son gelişmelere tanıklık ettik. Ukrayna Savaş alanında pek çok yeni teknoloji testi yapılıyor olsa da henüz gelişmekte olan devrimsel yenilikler sahne almadı. İnsansız hava araçları yarışıyor gibi gözükse de tam otonom yani insan kontrolü olmadan çalışan modeller sahaya inmedi. Ancak, drone’ların büyük hedefleri yani ana karargâhları vurabileceğini gördük ve bu tür saldırılarda Ruslar pek çok generalini kaybetti. Ukrayna’daki savaşın görünmeyen yüzünde, -özel kuvvetler, siber alandaki kamu ve özel şirket çalışanları gibi, pek çok aktör var. 

Ukrayna’ya ABD’nin verdiği destekte Javelin, Stinger ve HIMARS gibi silahların mühimmat tedarikinin devamlılığı ana zorluklardan birisi olmaya devam ediyor. ABD, bir yandan 2027’de gerçekleşmesi beklenen Tayvan senaryosuna çok az zaman kaldığını düşünmektedir. Bir yıpratma savaşına dönüşen Rusya - Ukrayna Savaşı, hemen hemen her tipte insansız hava aracı, seyir füzesi ile taktik savaş uçaklarının yoğun kullanımına sahne olmaktadır. Rus Hava Kuvvetlerinin modern güdümlü mühimmat ile gerçek zamanlı istihbarat ve hedef tespit sistem, teknik ve taktiklerinde belirgin bir zafiyet gösterdiği gözlenmektedir. Savaşın üçüncü yılında Moskova’nın stratejisi basit; Ukrayna’nın her santimini elinde tut ve Kiev’in mühimmatının ve arkasındaki siyasi desteğin bitmesini bekle.

Ukrayna ve Gazze’de öğrenilen tecrübeler geleceğin savaşları ve savaşta teknolojinin rolü ile ilgili yeni tartışmalar başlattı. Orduların teknolojiyi nasıl entegre etmesi gerektiği ile ilgili farklı ders grupları ortaya çıkarıyor. Örneğin drone’ları kuvvetlere mi tahsis etmeli ya da daha merkezi mi kullanılmalı? Son savaşlar akıllı mühimmat kullanan Excalibur 155 mm. topçu mühimmatını ön plana çıkarırken, isabet güdümlülerin çok sık elektronik karıştırmaya uğraması nedeni ile kitlesel ateşlere dönülmesi de tartışılıyor. Ukrayna ve Gazze’deki dengesizlik sayısal asimetri kadar ateş gücündedir. Bu makalede, savaş alanında olan-bitenleri bir asker gözü ile anlatırken, geleceğin savaş senaryoları, kuvvet ve kabiliyetlerinin dönüşümü yanında teknoloji çalışmaları ve savunma sanayinde gelişmeler konusunda da ip uçları vermeye çalışacağız.

Ukrayna’da da ABD’nin Uzay Kabiliyetleri “Oyun Değiştirici” Oldu

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ikinci Rus işgali karada yedi koldan planlanmıştı. Kuzeyden Kiev’i ele geçirmeyi hedefleyen asıl taarruz başarılı olamadığı gibi Rus birlikleri ABD’nin uzay hâkimiyeti karşısında hava üstünlüğü sağlayamayınca kolay hedef olmaya başladılar. Putin çareyi, bütün kuvvetleri Doğu’ya Donbass ve Luhansk bölgesine toplamakta buldu. Diğer yandan, gayretlerini Azak Denizi ve güneyde Karadeniz’in etrafını işgale etmeye yöneltti. O dönemden beri, bu işgalleri halkına zafer olarak göstermeye çalışan Putin, Batının bu işgalleri tanımasını ve yaptırımlarını kaldırmasını ümit ediyor. Batı ise Ukrayna’da hedefe koyduğu Rus ordusunu tamamen imha etmeden ve Putin’in yerine kendi adamını getirmeden savaşı bitirmeyecek.

Ruslara askeri harekâtta başarı vaat eden, asimetrik olarak silah ve araç çokluğudur. Savaşın başındaki kadar olmasa da üstünlük hâlâ Rus ordusundadır. Rusya’nın ilk hatası Ukrayna'nın çok daha küçük olan ordusunun savunma kapasitesini hafife almak oldu. Savaşın ilk saatlerinde harekatın su gibi akacağı hesaplanmıştı ve hava kuvvetleri ile yerdeki Ukrayna kuvvetleri hedef alındı. Bu tip harekat birkaç istikametten birden başlatıldı. Kuzey’de Çernobil Santrali ele geçirildi. Rusya’nın amacı, bir an önce Kiev’i ele geçirerek, kendi şartlarını kabul ettirmekti. Sonrasında Ruslar, Ukrayna’nın merkezine uzak tüm Karadeniz kıyılarını ele geçirmek ve Azak Denizi’ni Rus gölü haline getirmek peşine düştüler. Özetle, Rus Ordusu sanıldığı kadar güçlü değildir, önemli zafiyetleri vardır.

Rusya’nın askeri harekâtının arkasındaki başarısızlığın asıl nedeni, ABD’nin uzaya dayalı sistemler alanındaki üstünlüğüdür. Haberleşme ve yönlendirme sistemleri felç olmuş bir ordunun uçakları hedeflerini bulamaz, kör bir şekilde uçar. Bu avantajı düşmanına karşı kullanan ülke de rakibini savaş alanında kolayca avlar. Şu ana kadar Ukrayna’nın Batılıların sağladığı teknoloji ve operatörlerin desteğinde Rus ordusuna önemli zayiatlar verdiğini izliyoruz. Bu zafiyeti aşmak için Ruslar, Donbass’taki daha dar bir cephede kuvvet yoğunluğu oluşturarak, kolay bir zafer arıyorlar. Savaşın sonunda kaybetse bile Putin kendi zaferini ilan edecek ama siyasi bir çözüm ve gerçek bir barış olmayacak. Batı yaptırımları Rusya’yı çökertene ya da rejim değişene kadar bitmeyecek.

Rus işgali daha ilk günlerinde Elon Musk’ın Starlink ile Viasat uydu iletişim ağı Moskova’nın siber kabiliyetlerini durdurduğunda, Ukrayna direnişi görünür hale geldi. Rus ordusu tökezlemeye başladı. Rus birlikleri ancak bir hafta içinde sınırı geçebildi. Starlink’in uzaya-dayalı internet hizmetleri ve yüzlerce terminali Ukrayna’ya hizmete başladı. Starlink’i sadece Ukrayna vatandaşları ve hükümetini dış dünyaya irtibatlama ve ekonomiye katkısı yanında ülke ordusunun desteklenmesinde de kullanıldı. Kurulan ağ, askeri haberleşme yanında Ukrayna drone’larının ve füzelerinin güdülmesinde de kullanıldı. Starlink yapısı içinde Alçak Dünya Yörüngesinde küçük antenler ve şifreli sinyaller kullanan binlerce uydu var. Şimdiye kadar Rusların karıştırma faaliyetleri büyük ölçüde başarısız oldu.

Diğer yandan, ticari uydu sistemleri Ukrayna’da da etkinliğini ispatladı. Daha önemlisi birkaç, süper yetenekli, saldırılması zor uydu yerine; daha küçük, daha az pahalı uyduların oluşturduğu ağın etkinliği test edildi. ABD Uzay Kuvveti, bu dersi şimdi geleceğin savaş senaryolarına uygun kabiliyetlere dönüştürüyor.

Rusya’nın sonraki tepkisi “eğer (teknolojiyi) yenemiyorsan, ona katıl” şeklinde oldu. Ruslar, 2024 başında Ukrayna topraklarında Starlink kullanımına sızmaya başladılar. Elon Musk, SpaceX’in Ruslara giriş veya terminal sağladığı iddialarını yalanlamak zorunda kaldı. 19 Şubat 2024’de Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Mykhailo Fedorov bir televizyon programında Rusların SpaceX ağına girmelerini nasıl durduracakları üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Savaş Alanında Yaşananlar

Rusların sayısal üstünlüğü ve kabiliyetlerindeki asimetri karşısında Batılıların Ukrayna’da taktiği Kelebek Taktiği olarak adlandırılıyor. Kelebek Etkisi, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Kelebek, belirli bir istikamet gözetmeksizin uçarak, çevresinden azami fayda sağlamaya çalışır. Kelebek Taktiği ile savaşta herhangi bir istikamet özel olarak seçilmeksizin, küçük değişikliklerle azami sonuç verecek operasyonlar yaparak toplamda rakibe üstün gelmek hedeflenmektedir.

Aşındırma savaşı şeklinde süren çatışmalar da Ukrayna’nın Rusya karşısında başlangıçta nüfus, coğrafya ve silah tedariki gibi dezavantajları vardı. Batı Ukrayna’yı savunma ihtiyaçlarını tedarik etmeye çalışırken, Rusya’nın geniş coğrafyası ise ona silah transferinde sığınak sağlıyor.

Ukrayna savaş alanında insansız hava araçları kullanımı daha çok gündeme gelse de kara savaşlarında Rusların kullandığı taktik ve teknikler, II. Dünya Savaşı’ndan kalmadır. Bu duruma, piyadenin tankların himayesinde ilerlemesi taktiği, mayın temizleme teknikleri örnek olarak gösteriliyor. Hem Ukrayna hem de Gazze’de mühimmat eksiği ve sanayinin üretim taleplerine yetişme gayreti öne çıkıyor.

IISS raporuna göre, Ukrayna’daki savaşın başlangıcından Ocak 2024’e kadar Rusya 3000 tank kaybetti. Bu kadar çok tank kaybının nedeni olarak eski ve daha az yetenekli oldukları, depodan çıkarılıp acilen sahaya sürülmeleri gösteriliyor. Ruslar her ay sahaya 100 tank sürmek zorunda kalıyor ve bunu en fazla 3 yıl sürdürebilir. Bununla beraber Rus füze ve İHA’ları Ukrayna’da önemli etki yarattı. Kiev önemli sayıda araç kaybederken Batı yenilerini gönderiyor.

Ukrayna’nın karşı taarruzu Rus mayın tarlaları ve tahkimatı nedeniyle yavaş ilerledi. Ancak, Kiev’in Kırım ve Moskova’ya yönelik derin vuruşları büyük başarı olarak nitelendirildi. Ukrayna, Batı dünyasından gelen askeri yardımlar arasında yer alan ATACMS, HIMARS gibi taktik füze sistemleriyle cephe gerisindeki Rus Hava Kuvvetleri üslerini ve tesislerini vurabilmektedir. Ruslar ise zaman zaman taktik ve balistik füzelerle Ukrayna’daki kritik tesis ve merkezleri devre dışı bırakmayı amaçlayan taarruzlar gerçekleştiriyorlar.

Savaş başladığında Ruslar, büyük Sovyet ordusu şeklinde 40 km.ye varan uzunlukta tank, muharip taşıyıcı ve kamyon trafiği ile zor durumda kalmışlardı. Şimdi Ukrayna şehirlerini füze ve drone ile vurma taktiği izliyorlar. Rus keşif drone’ları Ukrayna hava savunmasının zayıf noktalarını tespit etmeye çalışıyor. Siber/elektronik ortamda, Ruslar başlangıçta Ukrayna birliklerinin kullandığı ViaSat haberleşmesini nakavt ettiler ama imdada Musk’ın Starlink’i yetişti. Ukrayna ve Batı, Ruslara göre daha hızlı yeni duruma adapte oldular. Batının en önemli avantajı yenilikler oldu.

Ukrayna ordusu, 2014 yılındaki işgal esnasında Kırım ve Doğu Donbass’ta büyük kayıplar vermişti. Ancak, sonrasında ordu reforme edildi ve cephede küçük birliklere inisiyatif verildi. Bu askerler mevziler arasında şiddetli taarruzlar yaptılar, drone kullandılar. Kurulan astsubay kolordusunun askerleri savaşmak için üst rütbelilerin kararını beklemedi.

Ukrayna’da Amerikan Abrams, Alman Leopard 2 ve İngiliz Challenger 2 gibi tanklar var ama tanklar savaşın stratejik gelişimini değiştirecek konumda değiller. Çünkü daha çok uzun menzilli ateşlere ve hava savunmasına ihtiyaç var. Tanklar, Rus savunmasının delineceği günü bekliyor.

Ukrayna’nın stratejik coğrafi hedefi Kırım ve özellikle Rus donanmasının olmazsa olmazı hatta Moskova için savaşın asıl gerekçesi olan Sivastopol limanının geri alınması.  Bu yüzden, Karadeniz’de Rus gemileri ve denizaltıları hedef alınıyor.

Ukrayna, drone-güdümlü topçu atışları komuta merkezlerinin mezarlığı oldu. Yapay zekâ algoritmaları sahada herhangi bir yaşam, hareket, vücut ısısı, telsiz sinyal, arıyor ve sonra silahı hedefe yönlendiriyor. Çare ise ya her telsiz veya telefonu kapatmak ya da elektronik savaş sensörleri ile birliklerinizin yaydığı yayınların tespit edilmesini önlemek veya cihazları kapatmak.

Bilinmeyenlerin arttığı muharebe ortamı, tarafların önceden planlanmış stratejilerini uygulamalarını daha da zorlaştırmaktadır. Bu durumda taraflar hâkimiyetlerindeki alanları kaybetmemek, psikolojik üstünlüğü elde etmek, düşmanı sürekli baskı altında tutarak moral ve motivasyonu zayıflatmak ve planları için daha uygun şartlar oluşuncaya kadar zaman kazanmak maksadıyla karşı tarafı azami derecede yıpratmaya çalışmaktadır. Karşı tarafı yıpratma yönünde tarafların ellerindeki en önemli vasıta ise uzun menzilli atışlardır.

Topçu silahları da bu ateşi sağlayabilecek en etkili, maliyeti uygun ve sürekliliğe imkân veren sistemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, Rusya Ukrayna Savaşının başladığı ilk günden bu yana her iki taraf için de en çok kullanılan sistemlerden birisi de topçu silahları olmuştur. Kundağı motorlu, çekili, tekerlekli araca monteli obüsleri ve çok namlulu roketatarları her türlü mühimmatıyla savaşın başlangıcından bu yana her cephede görmek mümkündür.

Ukrayna’dan Alınan Dersler

Topçu. Ukrayna Savaşı’ndan alınan dersler Paris’te yapılan savunma konferansında yeni bir tartışma başlattı; isabet güdümlü atışlar ve kitlesel ateşler arasındaki denge nasıl olmalıdır? NATO hep isabet güdümlüden yana oldu. Küçük sayıda isabetin, büyük sayıda olan kitlesel ateşlerden daha iyi olduğu görüldü. 60 top mermisinin yapacağı işi bir isabet güdümlü mühimmat yapabilir. Geleneksel topçunun elektronik savaş ortamında en iyi çözüm olduğu düşünülüyor. Ukrayna savaş ortamında, Rus karıştırması ve aldatması ile isabet güdümlü mühimmat yüksek oranda başarısız oluyor. Ancak, kitlesel ateşler için de büyük miktarda mühimmat ikmali gerekiyor ve Ukrayna’da en büyük sıkıntı alanını oluşturuyor.

Baltık devletleri başşehirlerine 200 km. mesafedeki Rusların işgal tehlikesine karşı strateji arayışı içinde. Rusya bu ülkelerin sınırlarına büyük bir ordu yığabilir. Bu durumda Ukrayna’da olduğu gibi kitlesel ateşler için 155 mm. topçu kullanımı olarak ortaya çıkıyor. Bunun dezavantajı çok mühimmat ihtiyacı, faydası ise elektronik savaştan etkilenmemek. İsabetli silahlar uydu güdümüne tabi. Çare ön cephe için kitlesel, derin hedefler için isabetli mühimmat kullanmak olsa da derindeki önemli hedefler için de kitlesel topçu kullanılabilir. Diğer bir gayret, ateş platformlarının daha iyi korunması, tedarik zincirinin ve daha yüksek ateş oranlarının otomasyonu.

Komuta Yapıları. Ukrayna, komuta yerlerinin mezarlığı oldu. Drone çağında özellikle Rusların büyük karargâhları asıl hedef oldular ve isabet güdümlü atışlar ile generallerini kaybettiler. Bu ders, Batının Birleşik Hava Harekât Merkezilerinin (CAOC), İmha Savaşı doktrini uygulayan Çin’in uzun-menzilli füze taarruzu ve siber saldırılar yapan yüksek teknolojili bölgelerine karşı nasıl kullanılacak? Artık savaş alanında çadırların, araçların ve antenlerin içinde görev yapan kurmayların devri geçti. Ukrayna’da bunların ömrü birkaç dakika ile sınırlı oldu. CAOC gibi bir merkeze bağlı alt yapılar şeklindeki bugünün Batılı komuta sistemleri, oldukça kırılgan ve bu kırılgan noktalar Çin’in imha savaşı sistemleri ile istismar edilebilir.

Çare gene yapay zekâlı komuta yapıları ya da sistemleri yapay zekâ ile güçlendirmek. Merkezi kontrol ve merkezi olmayan sistemler taktik uçlara kadar farklı güçlü ve zayıflıklara sahip ve çare olarak yapay zekânın çeşitli şekilleri kullanılmalı ve bunun içinde farklı bir kurumsal kültür gerekiyor. Rehavet zamanı değil, yukarıdan aşağıya tehdide göre esneklikler getirecek yenilikler getirilmeli. Daha pahalı ama daha karmaşık ve esnek iletişim sistemleri inşa etmeliyiz.

İngiliz Savunma Bakanlığı’nın geleceğin kuvvet yapılanmasında şu ana temel üzerinde durulduğunu biliyoruz; geleceğin çatışmalarında İngilizlerin nasıl savaşacağı, silahlı kuvvetlerin potansiyel yeniden yapılanması ve diğer kabiliyet seçenekleri. Tıpkı Amerikalılar gibi geleceğin savaş vizyonu ile Entegre Savaş Komuta Sistemi’nin adaptasyonu ana konu. Güçlü ve küresel bir entegre hava ve füze savunması ile dönüşümsel komuta ve kontrol kabiliyeti üzerinde duruluyor.

Drone’lar. İnsansız sistemlerle ilgili tecrübeler yeni değil. Örneğin Afganistan ve Irak’ta tabur büyüklüğünde bir görev kuvveti, insanlı ve insansız araçlarla patlayıcı maddeleri bulma ve imha etme görevi icra ettiler. Bu görev sonrası insansız keşif stratejisi ve drone kullanımı gelişti. Bazı birlikler şimdiden küçük drone’ları muharebe stratejilerine entegre ettiler. Örneğin ABD’de 82. Hava İndirme Tümeni bu alanda ilk birliklerden biri. Drone kullanımı özel hüner ve teknoloji bilgisi gerektiriyor.

İnsansız hava ve kara araçları genellikle karar verme süreçleri için yapay zekâ, gelişmiş durum farkındalığı için sensör füzyonu ve veriyi kontrol ve aktarmak için güvenli haberleşme ağlarına ihtiyaç duyar. Birleşik drone sınıfı; uzay, hava, deniz ve kara ortamlarında askeri strateji ve teknoloji uygulamalarını, bir alandaki gelişmeleri diğerine etkili şekilde uygulayarak senkronize eder. İnsansız sistemler sınıfı, drone teknolojisi geliştirme ve müşterek stratejiyi hava, deniz, kara ve uzay kuvveti arasında koordine etmelidir. Tıpkı muhabere sınıfı gibi drone sınıfı da hem kendi drone birliklerine sahip olacak hem diğer birliklere destek olacak, diğer birliklerin de kendi drone’ları olacak. Ve bunların hepsi çoklu ortama entegre edilecek. 

Ukrayna’daki savaş, çarpıcı bir şekilde savaşın doğasının hızla evrildiğini gösterdi. Drone’lar ve otonom sistemler sadece savaş vasıtası değil, savaş alanında oyun değiştirici oldu. Mesele bu yeni sistemleri askeri stratejinin bir parçası haline getirmek ve çoklu ortama, kuvvet yapılarına entegre etmek.

Ukrayna’daki savaş, insansız sistemlerin artık geleceğin değil, bugünden savunmanın parçası olduğunu gösterdi. Ukrayna’da drone kullanımının artması, teknolojiye yaklaşımı da esaslı olarak değişirdi. Ukrayna başkanı Volodymyr Zelenskyy’nin silahlı kuvvetler içinde ayrı bir kuvvet kurma kararı, askeri stratejide de önemli bir kaymayı gösteriyor. Savaş alanının evriminde insansız sistemler hayati roller oynayacak.

ABD de hangi savaş ortamında olursa olsun insansız sistemler için kendi ihtiyaçlarına odaklanıyor. ABD’nin çoklu savaş ortamında kara, hava, deniz ve uzay var. Ancak, insansız sistemlerden bir kuvvet yaratmak her ortamda hâkimiyet kurma anlayışında değişimlere yol açabilir. Her kuvvetin kendi insansız sistem kurma gayretleri yeniden gözden geçirebilir. Drone’lar ve otonom sistemlerden entegre edileceği yeni bir ortam düşünülebilir.

Ukrayna bize iki çok önemli ihtiyacı öğretti; drone saldırılarına karşı daha ucuz çözümler ve 10.000 feet’in altında sürekli havadan resmi sağlanması. 10.000 feet altında sürekli hava resmi önemli çünkü burada drone ve füzeler genellikle radara yakalanmıyor. E-7 radar uçağı bu maksatla kullanıldı. Bunlara hava balonları gibi çözümler de eklenebilir.

Drone savaşları küresel ölçekte yayılıyor ve drone’ları önlemek için geleneksel füze gibi drone’dan daha pahalı mühimmat yerine daha ucuz yöntemler geliştirme gereği var. Drone’a karşı uçaksavar silahları ve elektronik savaş etkili olabilir ya da teknoloji gelişirse doğrudan enerji kullanılabilir. Ukrayna’da drone karşı bazı karmaşık yöntemler kullanıldı. Bunlar arasında akustik sensör ağı ile drone faaliyetinin belirlenmesi ve uçaksavar bataryalarına bildirilmesi var.

Ukraynalılar yüksek teknolojili kabiliyetler kullanarak askeri güçlerine akıllı güç unsurlarını katıyorlar. Kullandıkları insansız ve otonom sistemleri insanlı birlikleri takviye ediyor, onların yerini almıyor. Sensörler, yeniden kullanılabilir drone’lar, bulut teknolojisi, Starlink uydular, yapay zekâ ve Diia gibi düşmanın yerini tespit eden uygulamalar, hedefleme çözümleri ve güdümlü ateşler ile savaş alanında en sonuç alıcı seçimler yapılıyor. Ukrayna ordusunun bütün seviyelerde teknoloji deneyimi ve birleşik silah taktiklerine entegre olması, onlara katı, oldukça merkezi ve vizyonsuz Rus ordusu karşısında sınıf atlattı.

Ukrayna’daki savaş yapay zekâ kullanan drone’lar için bir devrim yaratıyor. Rusya ve Ukrayna’nın kullandığı yapay zekâlı akıllı drone’lar hedefleri buluyor ve onlara ulaşmak ve vurmak için insan operatörüne ihtiyaç duymuyor. Kendi kendini yöneten drone’lar sayesinde operatör ile drone arasındaki iletişimi kesmek için başvurulan elektronik savaş sistemleri de devreden çıkarılmış oluyor. Yetenekli ve az bulunur drone operatörleri, kendi kendini yöneten drone’lar nedeni ile gereksiz hale geliyor, onların yerini potansiyel hedefi belirleyip düğmeye basmak için eğitilmiş askerler alıyor. Drone geliştirmede yeni adımlar, drone’ları bir ağ içinde topluca kullanmak ve bilgiyi paylaşmalarını sağlamak.

Bugünün drone operatörlerine gelecekte makine öğrenmesi programcıları, bulut teknisyenleri, uzman mekanikçiler ve daha farklı sistemlerin operatörleri eklenecek. Drone sınıfı için uzmanlık eğitimi ve yetenek geliştirme programları olacak. İnsansız sistemler alanındaki yenilik ve entegrasyonu hayal etmenin başındayız. Bu yeni sınıf geleneksel askerden farklı yetenek havuzları geliştirmek için farklı bir insan gücü gerektirecek. Drone teknolojisi ve otonom sistemlerde ki yenilikleri geliştirmek için farklı yetenekleri aramak gerekecek.

Tanklar. Tarih bize bu konuda yol haritası veriyor. Tanklar, I. Dünya Savaşı’nda ilk defa ortaya çıktıklarında piyadeye tahsis edildi ve onu destekleyici rolde, düşman hatlarına zırh koruması ile ilerlemek için kullanıldı. Tankın hızı, piyadenin yürüme hızını tabiydi ve stratejik potansiyeli henüz ortada yoktu. Ama II. Dünya Savaşı’nın başlangıcında askeri strateji evrimleşti ve tankların, piyade veya süvarinin yapamayacağı taktik avantajları olduğu anlaşıldı. Böylece 1940 yılında tank sınıfı kuruldu.

Bugüne gelecek olursak, drone ve otonom sistemler ile yenil havacılık, zırhlı veya piyade birliklerine geleneksel rollerinin ötesinde kabiliyetler sunuyorlar. Bu yetenekler arasında sürü saldırıları, daimi gözetleme, psikolojik operasyonlar, elektronik savaş, otonom operasyonlar ve daha fazlası var. Bu taktikler, Ukrayna savaş alanında görüldüğü gibi modern savaş alanını yeniden şekillendiriyor. Küçük ve büyük drone’ları potansiyeli mevcut silah sınıflarının rolünü değiştirecek yeni bakış açıları ortaya çıkarıyor.

Tanklar “oyun değiştirici” rolde olmasa da, tankların ve diğer zırhlı araçların hala savaş alanında yeri olduğu düşünülüyor. Ruslar şu ana kadar en az 3000 tank kaybederken, kalitenin sayıya üstün geldiği düşünülüyor.

Savaştan alınan derslere göre ABD, M1 Abrams tanklarında iyileştirme kararı verdi. Bu iyileştirme içinde daha az ağırlık, daha iyi askerleri koruma ve lojistik yükün azaltılması var.

Kara Kuvvetleri, Ukrayna örneğine bakarak ülkeler insansız araçları ve küçük/orta hava drone’ları edinme peşinde. İnsansız Sistemler, piyade, zırhlı kuvvetler veya havacılık gibi ayrı bir sınıf haline getirilebilir.

Savaşın doğası hızla değişiyor, küçük görev kuvvetleri ve bireysel birim deneyimi artık yeterli değil. İnsansız sistemler sınıfının bir parçası olarak profesyonel drone kolordusuna ihtiyaç duyuldu.

ABD’nin yeni Drone Kolordusu, insansız teknolojilerin adaptasyonu, yeni stratejilerin ve yetenek yönetiminin geliştirilmesi için bir başlangıç olabilir. Bu düşünce yeni değil. Irak ve Afganistan’da drone yeteneklerinden kalite ve sayı olarak artan oranda istifade edildi. Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yardım koalisyonu, çeşitli senaryolar için bir milyon dolar değerinde drone hazırlıyor. ABD’nin Replicator programı, savaş alanında binlerce otonom sistemi savaşçı olarak kullanmayı öngörüyor.

ABD Kara Kuvvetleri drone’lara çok fonksiyonlu elektronik savaş cihazları monte ederek ve kamyon üzeri taktik sistemler ile taktik elektronik savaş kabiliyetlerini restore etmeye başladı. Diğer kuvvetler de, Alçak İrtifa Yörüngesi uyduları ve düşük masraflı drone’lara ilgilenmeye başladılar. Bu ilgi küçük, akıllı, ucuz insansız sistemlerin geliştirilmesine yönelik Replicator İnisiyatifi’ne yol açtı. Bunu yaparken, Ukrayna’daki dersin Batı Pasifik’teki savaşta da yani uzak mesafelerde ve daha teknolojik bir düşmana karşı geçerli olup olmadığı tartışılıyor.

Deniz Kuvvetleri. Ukrayna’daki deniz ortamını şu anahtar kelimelerle özetleyebiliriz, drone’lar, ablukalar ve batan gemiler.

Karadeniz’deki deniz savaşı bir tür denizaltı ve yüzeyde düşük yoğunluklu savaş şeklinde sürüyor. Ukraynalılar, deniz drone’ları ile Rus Deniz Kuvvetleri’ne önemli zayiatlar verdiriyor. Şubat 2024’de Rus çıkarma gemisi Cesar Kunikov bu şekilde batırıldı. Pentagon raporlarına göre, Ukrayna Kuvvetleri savaşın ikinci yılına girerken Karadeniz’de şu ana kadar en az 20 orta Rus deniz kuvveti aracını batırdı, yok etti veya hasar verdi.

Deniz drone’larının bu kadar etkili olmasının nedenlerinde birisi, geniş Pasifik Okyanusu’na göre Karadeniz’de kontrol noktalarını izleme kolaylığı. Bu durum, Karadeniz’deki savaş deniz savaşı ile ilgili düşüncelerde önemli değişiklik yaptı.

Ukrayna, drone’lar ve küçük insansız araçlarla büyük bir asimetrik avantaj sağladı. Hep söylenegelen yüzey gemilerinin hassasiyeti artık gerçek oldu. Ucuz bir bota patlayıcı yerleştirerek intihar saldırısı yapmak yeni değildi. Modern teknoloji ile insansız yüzey aracı operatörleri daha iyi kontrol sağlıyor. Amerikalılar, bu tek yönlü saldırı taktiğinin açık Okyanus’ta değil daha çok İran Körfezi, Karadeniz ve Tayvan Boğazı gibi yerlerde kullanılabileceğini düşünüyor.

Ukrayna’da ortaya çıkan diğer bir tecrübe deniz ablukası ile ilgili oldu. Ruslar, sık sık Ukrayna’nın Avrupa ve Afrika’ya denizden tahıl ihracatına engel olmaya çalıştılar. Ukrayna ekonomisine verilen hasarın ötesinde bu daha çok Afrika ülkeleri için sorun oldu ve ekmeğin fiyatının artması sivil ayaklanma riskini artırdı. Ambargo uygulaması denizlere çıkışın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Büyük denizlere çıkmak için Karadeniz, Kızıldeniz gibi yerlerde hâkimiyet kurmak yanında herkesin özgür alanı olarak kabul edilen Okyanusların güvenliği için de yeni tedbirler düşünme zamanı. Serbest ticaret, serbest dolaşım gibi küreselleşmenin merkezinde olan özgürlüklerin sekteye uğraması tüm dünyayı olumsuz etkileyecektir.

Karadeniz’e dönecek olursak, Türkiye’nin 1936’da imzalanan Uluslararası Montrö Sözleşmesi’nden kaynaklanan büyük derecede serbest dolaşım hakkı Batılıların dikkatini çekmektedir. Amerikalılara göre, Türkiye, ABD ve müttefik deniz kuvvetlerine Karadeniz’e giriş izni verse idi savaş erken bitebilirdi. Türkiye’nin uluslararası hukuku öne çıkarmasına rağmen, Rusların niyeti Karadeniz’de sürekli genişlemek ve bunun ileride Türkiye için de sonuçları olacak.

Hava Kuvvetleri. Üst hava sahasında durum savaşın ilk günlerinden beri çok az değişti. Ukrayna üzerinde ve uzayda Batının kurduğu sistemler hava üstünlüğünü sürdürüyor ve bu savaşın gidişatının ana omurgası olmakla kalmayıp, sonucu için de belirleyici olacak. Daha aşağılarda oldukça etkili hava savunma sistemleri karşısında hem Rus hem de Ukrayna uçakları tespit edilmemek için alçaktan uçuyor ya da uzaklarda dolaşıyor.

Ukrayna ancak savaşın ikinci yılında uzun menzilli havadan atılan füzeler (İngiliz Storm Shadow gibi) edinebildi ve bunlarla Rus denizaltısı Rostov-on-Don ve bazı kritik hedefler vuruldu. ABD ise karadan atılan ATAMCS füzeleri göndermeye devam ediyor.

Yeni taktikler adapte edildi. Örneğin Ukrayna’nın çevik muharip uçak kullanma tekniği, Rus saldırılarından kaçınmak için yeni bir model. İki tarafta artan miktarda drone saldırılarına başvuruyor ve tespit edilmemek için çok geç olana kadar alçaktan uçuyor.

Ukrayna’nın yeni talepleri NATO müttefiklerini bazı tedbirlere itti. E-7 Wedgtail AWACS düzenli olarak uçuyor ve istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR) sağlıyor, drone ve füzelere aktarıyor. ISR resminin oluşumu için balon gibi havadan hafif araçlar keşfedilmeye çalışılıyor.

Savaşın başından beri Kiev’in en çok istediği şey yeni savaş uçakları oldu. Ellerindeki Sovyet döneminden kalma uçakların kabiliyetleri sınırlı. Yeni uçaklar geçen yaz Ruslara yapılan saldırı döneminde bile hala gelmemişti. Ancak şimdi F-16’lar yolda ve Ukrayna pilotlarının eğitimi başladı. Mayıs 2024’de 12 pilot eğitimini tamamlamış olacak. Ukrayna’ya ilk F-16’lar Danimarka’dan bu yaz gelecek.

Ayrıca, Lockheed Martin yapımı savaş uçakları Avrupa ülkelerinden aktarılacak; 19 Danimarka’dan, 24 Hollanda’dan, 2 Norveç’ten ve sayısı belli olmayan Belçika’dan gelecek. Uçaklar 2025 yılı başında yani uygun lojistik altyapı tamamlandığında Ukrayna’da olacak.

Silah Sistemleri ve Mühimmat. II. Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’daki en büyük silahlı çatışmada, Ukrayna’nın müttefik ve ortakları, Kiev’i desteklemek için kara silah sistemleri ve formasyonlarında alınan derslere göre yeni yöntemler araştırıyorlar.

ABD Kara Kuvvetleri, savaşı izleyerek neyin çalışıp, çalışmadığını inceliyor ve modernizasyon planlarını revize ediyor.

Ukrayna’nın mühimmata bağımlılığı yakın gelecekte de devam edecek. En büyük zorluk 155 mm. Topçu stoklarında. Ocak 2024’de NATO, 155 mm. Mühimmat üretimi için 1.2 milyar $ değerinde anlaşmalar yaptı. ABD de üretimi artırıyor ve 2025 yılı içinde her ay 100.000 topçu mermisi üretilecek.

Kara Taktik Füze Sistemi (ATACMS) iki yıldır Ukrayna’da kullanılıyor ve daha uzun menzilli olanları 2025’de gelecek.

Uydu-savar silahları test edilmesi ile ilgili ABD’nin BM’de yaptığı öneri 37 ülke tarafından imzalanmasına rağmen; Rusya Ukrayna’ya Batı desteğini gerekçe göstererek veto etti.

Ukrayna’dan alınan dersler gelişmiş karada, havada, denizde ve uzayda konuşlu sensörlerin ve uzun menzilli hava ve füze kabiliyetlerinin önemini gösteriyor. İngiliz ordusunun Ruslarla uzun süreli bir savaşa tutuşamayacağı, savaş kabiliyetinin aylarla sınırlı olduğu değerlendiriliyor. Bu yüzden, NATO ve 5. Maddenin önemi artıyor. 2024 yazındaki NATO Zirvesi’nde İngilizler belirli kabiliyetler ve mühimmat standardı konusunu gündeme getirdiler.

Gazze’nin Öğrettikleri

7 Ekim 2023’de Gazze’de İran’ın vekil gücü Hamas’ın başlattığı çatışmalar, ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da İran’a karşı kurduğu caydırıcılığın işe yaramadığını gösterdi. İran’ın Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’deki vekil güçleri üst üste İsrail topraklarını ve Amerikan üslerini hatta Kızıl Deniz’de ticari gemileri hedef aldılar. İran yapılan saldırıları ile ilişkisini inkâr etse de Batı böyle düşünmüyor. Vekil güçler ile ilgili para, eğitim, araç ve kontrol ilişkisini sorguluyor.

İsrail dünyanın en gelişmiş ordularından birine sahip olmasına rağmen, Gazze sınırında bir milyar dolara inşa ettiği duvar düşük teknolojili rakibi karşısında baskına uğradı. İsrail’in güçlü savunma teknolojileri sektörü ve teknolojiyi iyi bilen askeri planlamacıları, bu akıllı duvarın Gazze sınırında pek çok askerin yapacağı işi üstleneceğini ve buradan tasarruf edilecek askerlerin Batı Şeria’da kullanılmasını hesaplamışlardı. Gelişmiş sensörler, radar ve otomasyon makineli tüfeklerle donatılmış sınır çitleri, Demir Kubbe ile birlikte gerekli ikaz ve karşılığı sağlayacaktı. İsrail’in hatası, sınırlı stratejik derinlikte için esas alan saldırı doktrinini bir kenara itip, büyük ölçüde teknolojiye dayanan savunmaya geçme tuzağına düşmesi oldu. Hamas saldırısı kısmen başarılı olsa da alınan ders şu; İsrail’in teknolojiye olan güveni gözden geçirilmeli.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için; https://www.academia.edu/122160170/Ukrayna_ve_Gazze_Savunma_Anlayışlarında_Radikal_Değişimlerin_Habercisi

Toplam 293 defa okunmuştur.

Prof. Dr. Sait Yılmaz diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.