ABDde Erdoğan ve çevresine yaptırım girişimi
ABD Kongresi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınlarını Global Magnitsky Yasasıyla tehdit ediyor.
Yasa, Kongreye insan hakları ihlalleri ve yolsuzluğa adı karışan yabancı devlet yetkilileri, yakınları, resmi görevliler ve iş adamlarına yaptırım yetkisi veriyor.
2012 yılında kabul edilen Magnitsky Yasası, ABDdeki mal varlıklarının dondurulması ve ülkeye girişi ile ticari faaliyetlerini yasaklanması gibi cezaları kapsıyor. Bu konuda yayınlanmış bir Başkanlık kararnamesi de var.
Rusyada 2009 yılında hapishanede işkenceyle öldürülen yolsuzluklarla mücadele eden avukat Sergey Magnitskydan adını alan yasa kapsamında Rusya, Çin , Özbekistan , Myanmar, Gambia, Sudan, Kongo, Pakistan, gibi ülkelerden geniş bir isim listesi bulunuyor.
Trump Yönetimi, İzmirde tutuklu olan rahip Andrew Brunsonun serbest bırakılması için Kongrenin yoğun baskı altında.
Konsolosluk çalışanları ve Nasada çalışan aynı zamanda ABD vatandaşı olan Serkan Gölgenın tutukluluğu da gündemden düşmüyor.
Kongrenin hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı isimler var.
Senatör Jeanne Shaheen (Demokrat, New Hampshire) ve James Lankford (Cumhuriyetçi, Oklahoma) Erdoğan ve yakınlarını yaptırım listesine koymak için Dışişleri Bakanı Tillersonın Türkiye ziyaretinden önce harekete geçti.
Yasa değişikliğini Türk yetkililere de uygulanacak şekilde derleyip 1.3 trilyon dolarlık bütçeye ekleyerek Başkan Trumpın imzasına sunmayı planladılar.
Bildirildiğine göre, Dışişleri Bakanlığının gayretleriyle listenin bütçeye eklenerek Trumpa gönderilmesi son anda önlendi.
Dışişleri Bakanı Tillersonın bizzat devreye girdiği söyleniyor.
Erdoğanın Başkan Trumpın kovduğu Tillersonla Dışişleri Bakanı Çavuşoğlunun taraflara tercümanlık yaptığı kayıt tutulmayan, kamuoyundan detayları saklanan üç buçuk saatlik konuşmada konunun ele alındığı bildiriliyor.
Washington siyasi kulislerinde birçok kişi yasanın, ABDnin elinde önemli bir koz olduğunu düşünüyor.
ABD-AKP ilişkileri artık rehine diplomasisi olarak değerlendiriliyor.
Derdoğan- Tillerson görüşmesinin önemli bölümünde rehine pazarlığı yapıldığı konuşuluyor.
Kim ne aldı verdi, bilinmiyor ama Amerikan tarafının daha avantajlı olduğu konusunda görüş birliği var.
Amerikalı yetkililer, Erdoğanın Sarraf ve Gülenin durumunu kabullenmek zorunda olduğunu söylüyor.
Ankara yasal süreci bekleyecek. Şimdilik yapacak bir şey yok diyorlar.
Bir yetkili, Tillersonın bir kez daha aynı mesajı ilettiğini hatırlatıyor.
Sonuç olarak bu aşamada, ufukta bir değiş - tokuş ihtimali görünmüyor.
İmama karşılık papaz pazarlığı rafa kalkmış durumda.
Ancak Magnitsky tehdidi kalkmış değil.
Tillerson artık yok.
Dışişlerinde CIAcı Pompeo ile Ulusal Güvenliğin başında çok tartışmalı bir isim Bolton var.
İlişkiler Başkan Bushun Irak işğali öncesi yapılan pazarlıkta Erdoğan Hükümetiyle yapılan Teksasdaki at müzayedesi örneği benzetmesini hatırltıyor.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.