Türkiye direkten döndü
Eskiden 60'lı yılların sonu, 70'lerin ilk yılları Ulusal (Milli) Takımlarımız Dolmabahçe Stadında hazırlık maçları yapardı, rakip olarak genellikle İstanbul Spor, Beykoz, Feriköy, Sarıyer seçilirdi..Amaç son maçı zayıf bir takımla oynamak, sakatlık riskini azaltmak ve bol gol atarak moral kazanmak..
Bu tip maçları çokca izlemiş biri olarak skorlar hatırlıyorum..Genellikle 6,7,8'e karşı sıfırla biterdi..Bazende beraberlik çıkardı , 0-0 , 1-1 gibi..O skorlarda zayıf takım futbolcularının kendilerini gösterme çabaları ve millilerin rakibi küçümsemelerinden kaynaklanırdı..
Dün geceki maçta bu havada geçti..Ancak 75 den sonra iş ciddileşti, kalesini başta kaleci Gomez ve stoper Lima nın gayretleriyle savunan
FIFA listesinde 136. sırada olan futbol fakiri Andorra tam amacına ulaşıyordu ki, 89'da çok kritik bir kafa golü geldi Ozan Tufan dan..Belkide bu gol bizi şampiyonaya götürecek..
Böyle tek kale oynanan bir maçı analiz etmek anlamsız, bir taraf 90 dakika kalesini savunuyor, diğer taraf ise gol atmak için herşeyi deniyor, çabalıyor, ama topu 7.45'in içine bir türlü dürtemiyor.
Ancak illaki bir şeyler yazılacaksa bu maç için notlarımdan şunları aktarabilirim sizlere ABC okuyucuları:
- Zemin niye bu kadar bozuk?
- Seyirci niye sessiz?
- Teknik açıdan bir kelam etmek gerekirse , üstüne gelemeyen Andorra ya karşı geride 3 adamla kalmak neyin nesi?
- Fazla bir söz söyleyip ukalalık yapmaya gerek yok Türkiye-Beykoz (pardon 20 bin nüfuslu Andorra , ama tam demokrasinin uygulandığı küçük bir ülke ) maçı için....
Önümüzdeki maçlara bakacağız!!??
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.