Ali Kaya Soysal
Ali Kaya Soysal - Ali Kaya Soysal | Koronavirüs günlerinden maçlara geçiş...

Ali Kaya Soysal | Koronavirüs günlerinden maçlara geçiş...

ABC'ye yazdığım son makalenin üstünden 3 hafta geçti, o zamandan bu yana salgının bizde ve dünyadaki gelişmesini takip ettim.. Sayısal verilere göre sanki Türkiye'de son zamanlarda biraz azalma gözüküyor: Test sayısı tartışmalı olmakla birlikte, bu konuda uzman değilim, ancak Amerika kıtasında kuzeyiyle, güneyiyle patlama yaşanıyor.

Son yazımda özetle şunları önermiştim:

Avrupa Futbol Şampiyonası, Tokyo Olimpiyatları ve çeşitli turnuvalar iptal edilince bende alanım olan konuda hangi spor branşlarına dikkat edilmesi gerektiğini paylaşmıştım..

Mesela, voleybolun, tenisin, masa tenisinin, okçuluğun-atıcılığın... gibi fiziki mesafe açısından sıfır riskli branşların devam etmesi gerektiğini, ancak başta güreş ve boks olmak üzere ikili mücadelenin yoğun yaşandığı futbol, basketbol, biraz hentbol gibi takım sporlarının uzun süreli ertelenmesi gerektiğini belirtmiştim.

Bireysel dallarda ise sporların kraliçesi atletizmde bazı branşların , uzun, üç adım, yüksek ve sırıkla yüksek atlama, gülle, çekiç, cirit atmaların serbest kalmasını, ama sprint koşularının dışında kalan 800 metreden başlayarak tüm yarışlarının engellenmesini yazmıştım.

Halter ve jimnastikte problem olmadığını , ama yüzme yarışlarında kulvarların 6'ya indirilmesi gerektiğini de yazmıştım hatırladığım kadarıyla..

Neyse...

Dünyada sırasıyla silah, uyuşturucu ve fuhuş sektörlerinden sonra 4. ekonomik güç olan futbol bazı ülkelerde başladı ve gelecek günlerde bizde de "start" alacak..

Liglerin başladığı Bundesliga ve ilerideki tarihlerde devreye girecek olan La Liga, Premier Lig ve Serie A nın içişlerine girmek haddim değil, çünkü o devletlerin 3 aydır halklarına nasıl "karşılıksız" yardımda bulunduklarını yaşadık, duyduk.

Bizde ise durum farklı, sms yoluyla halkından 10 lira isteyen, ıban no'suna bağış talep eden "devlet baba"...

Ve, bu devlet baba Katarlı Be-in Sports'un baskılarına dayanamayarak "Süper ligin" 12 Haziran'da başlatılmasına karar verdi..

Bu karar alınırken Bilim Kurulu'nun görüşlerine hiç değer verilmediğini sanıyorum, Teknik Direktörlere ise hiç danışılmadığını biliyorum...

TFF dan söz etmiyorum bile..

Ayrıca, şu gözlerden kaçmasın..

Katarlı yayıncı kuruluş Mart'tan bu yana üyelerinden izlemediği maçların bedelini çatır çatır tahsil ediyor, kulüplere ödeme yapmazken...

Aslında 5-10 kişinin önderliğinde, binlerce üyenin imzasıyla tüketici mahkemelerine başvurulursa ödenen paralar tazminatla geri alınır... Bu bağlamda Norveç veya Danimarka adaletine dilekçe verilmesini öneririm..

Anladık, artık geriye dönüş yok, futbol maçları başlıyor...

Taç atışlarından sonra topun dezenfekte edilmesi, kalecilerin yanlarında kolonya bulundurması, serbest vuruşlarda barajın boylam olarak 9.15 , ama enlem olarak futbolcuların arasında 1.5 metre olması gerektiği, atılan gollerden sonra oyuncular birbirleriyle kucaklaşamayacaklarsa maçların 0-0 bitmesi gibi mizahi önerilerim bir yana , ki bu örnekler

çoğaltılabilir.

Ciddi bir tavsiyem olacak, bilmiyorum TFF değerlendirmeye alırmı?

Seyircisiz oynanacak maçlarda stadlarda federasyon yetkilileri , her iki kulübün yöneticileri , hakem gözlemcileri,basın mensupları,sakat ve kadroya girememiş futbolcular ve yakınları yer alacak..Sahalardaysa , iki takımın futbolcuları, yedekleri, teknik adamları, tercümanları, sağlık ekipleri, malzemecileri, yayıncı kuruluşun görevlileri, güvenlikçiler ,emniyet güçleri, ne işe yarayacaklarsa, top toplayıcılar, 4 hakem, tanrıdan VAR lar Riva da..

Yani tahmini toplam 250-300 kişiden söz ediyorum..

Bunca insanın stada girişi çıkışında comit açısından problem olmayacaksa bari tribünlerede seyirci alın, mesela 1/3 oranında..

Hem kulüplerin ekonomik darboğazında bir pansuman olur, hem de oynayan futbolculara 90 dakikalarda motivasyon sağlar..

Hatta bir önerim daha var...

Elde edilecek hasılatların kulüplerin insafına kalmış bir yüzdesi bu süreçte hayatını kaybetmiş sağlık personelinin ailelerine bağışlanması ne güzel olur değil mi?

Tabi 'Birisi' izin verirse...

Toplam 2693 defa okunmuştur.

Ali Kaya Soysal diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.