Bitmesini istemediğim maç
Avrupa kupalarından elenmiş, ligde ise istikrarsız giden moralsiz Beşiktaş ile son haftalarda çıkışta olan, üç maçlık galibyet serisi yakalayan özgüveni yüksek Trabzon dün akşam İstanbul'da karşılaştılar. Beşiktaş'ın kadro eksikliğini de göz önünde bulundurursak maç önü kağıt üstünde Karadeniz ekibi bir adım ileride gözüküyordu bana göre.
Maça iki tarafta açık futbolu tercih ederek, önde basarak başladı. Beşiktaş sağ kanatta Quaresma'nın verimsizliği yüzünden etkili atak ve orta sıkıntısı yaşarken, solda Lens ve Adriano orta alanda ise Adem Ljajic imzalı gol girişimlerinde bulunuyordu. Buna karşın Trabzon defansını sağlam tutup ileri çıkarmazken, orta alanda Sosa şefliğinde, forvette son derece iştahlı genç Abdulkadir ve ona ayak uydurmaya çalışan Onazi, Nwakaeme, Rodallega hücum üçlüsüyle Beşiktaş ceza alanını yıpratıyorlardı.
Sahaya yansıtılan futbol kalitesi iki takım adınada ülke standartlarının çok üstüne çıktı. Buna bir de hakem Halil Umut Melen'in mükemmele yakın idaresi eklenince ortaya seyir açısından tad veren, bitmesini istemediğim bir maç çıktı. İlk 45 dakikanın en kötüsü Quaresma'ydı, varlığı ile yokluğu belli değildi, ikinci yarı Gökhan Töre ile değişir diye düşünürken Şenol Güneş'in tercihi farklı oldu. Gökhan Gönül'ü sürdü sahaya. İlk yarı 0-0 bitecek derken son dakikada orta alanda kaptırılan topu Sosa harika bir derin orta ile ceza alanına depar atan Rodallega gönderdi. Geriye koşan Medel'in zamanlama hatasıyla topla buluşan bu oyuncu, Karius'u da vücut çalımıyla geçip takımını 1-0 öne geçirdi.
Futbolda devrenin son dakikalarında atılan ve yenen goller soyunma odasına giderken moral açıdan çok önemlidir. 15 dakikalık arada konuşulacak her şeyi değiştirir. Hele ardından ikinci yarının başında yanlış bir taç atışından saçma sapan bir gol daha yerseniz tamamen çökersiniz. Nitekim Nwakaeme'nin attığı 2. Trabzon golü Adriano'nun hatalı taç kullanması ve Ljajic'in çevre kontrolü yapmama sonucu oluştu.
Ancak Beşiktaş 47. dakikada iki farklı geriye düşmesine rağmen olağanüstü enerji ve hırsla maça sarıldı ve Trabzon kalesini bunaltmaya başladı. İkinci yarıya Caner'i sol forvet olarak takviye eden Şenol hoca bu değişiklikle çok isabetli bir karar verdi. Çünkü sol kanatta Caner ataklarda başrol oynadı. Kanat bindirmeleri, kaliteli ortalar hep ondan geldi ve bunlardan birinde ön direğe Dorukhan hamle yaptı. Kendisini marke eden Onazi'ye çarpan top ağlarla buluştu. Bu golle beraber tribünlerle takım dahada coştu...
Trabzon artık kalesini savunuyor. Beşiktaş ise atak futbolunu sürdürüyordu. Kısa sürede atılacak beraberlik golü maçı galibiyete çevirecekti. Sahadaki manzara bunu gösteriyordu.Tabi Sosa'nın sakatlanıp çıkması da Trabzon adına bir handikaptı bunu unutmayalım. Dakikalar 62'yi gösterdiğinde bence maçın kırılma anı yaşandı. Dorukhan'ın soldan gelişen atakda sağ çaprazdan temiz bir şutla attığı beraberlik golü ile coşkulu kutlamalar yapılırken 2.5 dakika süren VAR uyarısıyla iptal edildi...
Şimdi burada bir konuya değineceğim; yazılarımı takip edenler bilir, ben VAR uygulamasına Dünya Kupası'ndan bu yana 3 nedenle karşıyım:
1. olarak futbolun doğallığını öldürüyor.
2. olarak oyunun temposunu düşürüyor.
3. olarak hakemin kendine güvenini bozuyor. Söz konusu iptal edilen golde VAR'ın tespit ettiği ofsayt pozisyonu top ağlara gitmeden tam 4 (yazıyla dört) aksiyon önce gerçekleşti ve süre olarak aradan 15-20 saniye geçti. Bu durum bana çok saçma geliyor. VAR'ın pozisyon geriye dönüşlerinde bu denli "eskiye uzanması" futbolun doğallığına tamamen ters.
VAR tartışmasında 2-3 dakika duran oyun süresi Beşiktaş'ın baskısı karşısında adeta "mola" alan Trabzon'a yaradı. Tekrar toparlandılar, pas yapmaya başladılar, hatta Beşiktaş kalesini yoklama denemeleri de oldu. Beşiktaş o muazzam temposunu ve arzusunu 90 küsurlara kadar terk etti. Son 10 dakikada Güven'in yerine Mustafa Pektemek girdi, soldan Caner'in rakip defansı bezdirici ortaları tekrar etkili olmaya başladı ve sonunda 90+4'de soldan Caner imzalı korner Uğurcan'ın hatasıyla arka direğe gitti. Pektemek kafayla beraberlik golünü attığında Beşiktaşlılar 2-0'dan dönüşlerine sevinirken Trabzonlular ise galibiyete bu kadar yaklaşmışken 2 puan bırakmanın kahrını yaşıyorlardı.
Ben ise böylesine güzel bir maç, nefesleri kesen heyecan niye sadece 97 dakika sürdü diye hayıflanıyordum ama öte yandanda Türk futbolu Dorukhan, Abdülkadir, Hüseyin ve kaleci Uğurcan gibi genç yetenekleri kazandı diye seviniyordum..
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.