Naziler, Romanlar…
İtalya İçişleri bakanı Matteo Salvini, Çizme’de yaşayan Romanların sayımını ve fişlenmesini önermekle kalmadı .“İtalyan vatandaşı olan Romanları, ne yazık ki tutmak zorundayız, geri kalanları sınır dışı edeceğiz” dedi. 1930’ların Nazi Almanyası’nı anımsatan bu konuşmayı Salvini birkaç gün önce 2018 İtalyası’nda yaptı.
İtalya’da çıt yok. Ne bir protesto, ne geniş katılımlı bir tepki. Akdeniz’de göçmen taşıyan Aquarius gemisine limanlarını kapatan Çizme’de İtalyanlar Salvini’yi alkışlıyor. Ülkede tırmanan yoksulluk, işsizlik, açlık sınırındaki aileler ve çocuklar, kapanan fabrikalar, düşük ücretler gibi temel sorunları vitrine çıkarmayan Sarı-Yeşil hükümetin tek derdi “İtalya’yı istila eden göçmenler”.
“AKDENİZ, GÖÇMENLERE MEZAR OLSUN”
Salvini, “Akdeniz göçmenlere mezar olsun” derken, İtalyanların kendisine inanmasını ve peşine takılmasını istiyor.
Anayasayı çiğneyerek Çizme’de yaşayan Romanlar ve Sintilerin fişleneceğini buyurdu Salvini. İtalya’da ikamet eden bu halkların birçoğunun İtalyan vatandaşı olduğunu düşünürsek ne Romanların ne de Sintilerin sınır dışı edilmesi mümkün görünmüyor. Salvini bir şekilde halkın Romanların çocuklarıyla birlikte dilendiklerini ve hırsızlık yaptıklarını anlatmasını bekliyor. Böylece hırsızlık yapanı, kapının önüne koymayı planlıyor.
Bilen biliyor. Otoriter rejimler önce azınlıkları hedef alıyor. Şimdilik Salvini, Romanlar ve Sintilerle uğraşıyor. Yarın öbür gün eşcinseller, koluna dövme yaptıranlar, komünistler ve güneyli İtalyanları, Türkleri hedef almayacağını kim garanti edebilir. Böylece toplumun tüm aşamalarında bir korku siyaseti yaratılıyor.
MODERN NAZİLER
Salvini’nin ırkçı bir yaklaşımla önerdiği sayım, bir İtalyan gazeteciye 1938 yılında çalıştığı mağazanın vitrinine “Bu mağaza Aryandır” yazılı bir not iliştiren güler yüzlü tezgahtarı anımsattı. Bu duyuruyu vitrine asan genç kız, İtalya’nın birkaç yıl sonra faşist yönetime teslim olacağından ve ufuktaki tehlikeden habersizdi sanırım.
Matteo Salvini, İtalyanlara incelikli ve kurnazca bir yaklaşımla üçüncü bin yıla uyumlu bir Nazizm önermekle kalmıyor, ülkenin yaşadığı ekonomik, sosyal ve kültürel krize karşı modern bir Nazizmle karşı koymayı fısıldıyor.
Romanlar ve Sintilerle uğraşan Salvini’yi bir kenara bırakıp Çizme’de doğal ve tarihi güzelliğiyle yabancı turistlerin çekim merkezindeki Toscana’ya gidelim. Floransa, Lucca, Pistoia, Prato bir zamanlar solun kalesi olan şehirler ve kasabalarda okullar, faşist hareketin militanlarına teslim olmuş durumda.
Casa Pound’un yıldızı parlıyor
Salvini’nin lideri olduğu Lig (Lega) den çok faşist eğilimli Casa Pound’un rüzgarı esiyor bölgede. Aşırı sağın gençleri, milliyetçi ve ulusalcı. 2017’de gerçekleşen yerel seçimlerde Casa Pound ve aşırı sağ kanattaki adaylar yüzde 8 oy aldı. Toscana’nın ekonomik yönden görece geri ve yoksul yerleşimlerinde, örneğin Garfagnana’da Casa Pound’un yıldızı parlıyor.
Üçüncü bin yılın genç Nazileri, 20-30 yaş arasında. Her yıl uluslar arası bir çizgi film festivaline (Lucca Cartoon) ev sahipliği yapan Lucca’da gençler arasında hem aşırı sağ hareket hem de lümpenlik tırmanmıyor. Yine faşist siyaset güden ve özellikle liseler ile üniversitelerde örgütlenen “Azione Giovani”, Prato’dan Floransa’ya Lucca’dan Pistoia’ya okullarda öğrenci temsilciliklerinde birinci sırada.
Ezra Pound’u idol seçen üçüncü bin yılın genç Nazileri, İtalya’yı nereye sürükleyecek göreceğiz. Siyah-beyaz bir fotoğraf karesinde “Bu mağaza Aryan” duyurusunu asan genç kız, Çizme’nin üzerine çöreklenen faşizm tehlikesinden haberdar değildi. Takvim yaprağı, 1938’i gösteriyordu. Aradan yıllar geçti. 2018’in İtalyası’nda bakan “Romanları kapı dışarı edeceğiz” derken kimseden ses çıkmıyor.
Faşist idareden yıllar geçse de, İtalya’da Nazi ruhu hiç ölmedi sanırım…
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.