Dünya’da karşılaşmış gibi…
Sanma ki Yaşıyorum Sanma ki ben çok mutluyum…
Gösterimi uzun zaman önce başlayan ancak yeni izleme fırsatı bulduğum “Dünya’da Karşılaşmış Gibi” nin etkisinden henüz çıkamadım.
Berkun Oya’nın yazıp yönettiği oyun bambaşka bir tarzda , yepyeni bir soluk… Masum, Cici, Bir Başkadır gibi televizyon yapımlarından da tanıyacağınız Berkun Oya uzun süre konuşulacak bir başyapıt çıkarmış. Dünyada Karşılaşmış gibi, bir tiyatro oyunundan daha fazlası, bambaşka bir deneyim sunuyor seyirciye…
Salona girdiğini anda daha önce yaşamadığınız bir deneyim yaşayacağınızı anlıyorsunuz. Sandalyelerin üzerinde kulaklıklar, cam ile kapatılmış bir sahne ile karşılaşıyorsunuz. Görevli kulaklıklarınızı takıp müziği duyup duymadığınızı kontrol etmenizi anons ediyor, ‘Eğer duyamıyorsanız elinizi kaldırın, arkadaşlarımız yardımcı olacak…’
Ve başlıyor, Ferdi Tayfur’un sesinden dinlemeye başlıyorsunuz, Sanma ki yaşıyorum, sanma ki ben çok mutluyum… her yer kararıyor ve birkaç saatliğine kendinizi Berkun Oya’nın bu sihirli dünyasına bırakıyorsunuz…
Hepimizin acıları var, hepsi kendine has… Yalnız değiliz acı çekmekte ve bir o kadar yalnızız, şahsımıza münhasır ve eşsiz acılarımızı yaşamakta… kimimiz devam ediyoruz yaşamaya, kimimiz o bizi acıtan zamana sıkışıp kalıyoruz, anlam veremiyoruz etrafımızda akıp giden zamana… Düşüncelere karışıyor Ferdi Tayfur’un şarkısı, sanma ki yaşıyorum sanma ki ben çok mutluyum…
Oyun başladıktan sonra açılan kapı ile sahnenin diğer tarafında bir sahne daha olduğunu anlıyorsunuz, oyun orada da devam ediyor. Aradan sonra seyirciler yer değiştiriyor ve oyun tekrar başlıyor. Oyuncular aynı oyunu tekrar oynuyor ve siz sahnenin diğer tarafındaki hikayeyi izliyorsunuz. Settar Tanrıöğen, Alican Yücesoy, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Defne Kayalar sizi karakolda sıradan bir geceye götürüyor ve sıradan olmayan bir deneyim yaşatıyorlar.
Oyunculuklar tek kelime ile muhteşem. Kulaklıklar sayesinde en ufak bir iç çekiş, nefes alışa ve en küçük bir çıtırtıya kadar tüm sesleri duyuyorsunuz. Karakterlerin acıları sizin acılarınıza karışıyor bütünleşiyorsunuz. John Malkovich olmak gibi bir deneyim.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız oyuna bilet bulmak pek kolay değil, sıkı bir takipçi olmak gerekiyor, zira biletler birkaç dakika içerisinde tükeniyor.
Tiyatromuza yeni bir soluk getiren, her yapımda bizi şaşırmayı başaran Berkun Oya’nın yeni projelerini sabırsızlıkla bekliyorum.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.