HDP iddianamesi: HDP’li siyasetçilere ''sözde siyaset yapanlar’ denildi

İstanbul’da yürütülen operasyon kapsamında haklarında dava açılan HDP’lilerin iddianamesinde HDK tüzüğü bulundurmak, susma hakkını kullanmak ve Erdoğan’ı eleştirmek suç olarak yer aldı.Dihaber’in aktardığına göre,...
İstanbul’da yürütülen operasyon kapsamında haklarında dava açılan HDP’lilerin iddianamesinde HDK tüzüğü bulundurmak, susma hakkını kullanmak ve Erdoğan’ı eleştirmek suç olarak yer aldı.
Dihaber’in aktardığına göre, İstanbul’da 12 Aralık tarihinde aralarında HDP Üsküdar, Avcılar ve Esenyurt ilçe eş başkanlarının da olduğu 15 HDP üyesi gözaltına alınmış, 18 günün ardından mahkeme 8 kişi hakkında tutuklama kararı vermişti. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davada, HDP’liler “Örgüt üyesi olmak'' ve “Örgüt propagandası yapmak'' iddiasıyla suçlanıyor.
HDP Esenyurt İlçe Eş Başkanı Arzu Maço’nun tutuklanmasına gerekçe olarak HDP’nin yaptığı basın açıklamalarını okuması ve sosyal medyayı kullanması gösterildi. Maço’nun tutuklanmasına gerekçe yapılan ihbara da iddianamede yer verildi. Maço’nun gözaltına alınmasından 5 gün sonra 155 Polis Hattı’na yapılan ihbarın içeriğinde “Esenyurt Tabela Durağı civarında oturan ……………ve Arzu MOCO isimli kardeşler de teröre yardım eder eylemlere katılırlar'' şeklindeki ifadeler yer aldı.
BASINA SAHİP ÇIKMAK DA SUÇ SAYILDI
Maço’nun yaptığı basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiği sözler için savcının “Haddini aşan hitaplar'' şeklinde nitelendirme yapması dikkat çekerken, Maço’nun PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını istemesi de “Haddini aşan ve hayal ürünü istek'' olarak yorumlandı. Maço’nun, gazete ve televizyonların kapatılmasına karşı yapılan protestolara katılması da, suç unsuru sayılırken, şu ifadeler kullanıldı: “Yayın yapan sözde gazete ve televizyonların kapatılmasını sözde basın özgürlüğü ihlali olduğunu iddia ederek bahse konu terör örgütü lehine yayın yapmanın adeta basın özgürlüğü olarak gördüğü…'' 15 Temmuz darbe girişiminin de yer aldığı iddianamede, Türkiye’den kaçan bazı üst düzey askerlerin “PKK/KCK kamplarına'' sığındığı da iddia edildi.
Türkiye’de 15 Temmuz gününden sonra meydana gelen patlamaları sıralayan savcı iddianamesinde, 25 Aralık 1991 günü İstanbul’da Çetinkaya Mağazası’ndan günümüze kadar gerçekleşen birçok saldırı olayının alt alta sıralanması da dikkat çekti. “Fırat Kalkanı'' harekatını değerlendiren savcı, HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın gözaltına alınmasını protesto etmeyi de suç unsuru olarak gösterdi.
KÜRT SİYASETÇİLER İÇİN ''SÖZDE’ İBARESİ
DBP’li belediyeler için “sözde'' tabiri kullanılan iddianamede, HDP’li siyasetçiler için de “Sözde siyaset yapanlar'' ifadesi kullanılması dikkat çekerken, emniyet sorgusu sırasında HDP’lilerin “susma'' hakkını kullanması da “örgütsel tavır'' olarak yorumlandı. İddianamede, HDP’lilerin evinde bulunan kitap, dergi ve gazeteler de suç sayıldı. HDP Üsküdar İlçe Eş Başkanı Bilal Algünerhan’ın evinde yapılan aramalarda el konulan Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri ile Heviya Jinê dergisi suçlamalara dayanak yapıldı. HDP Avcılar İlçe Eş Başkanı Birgül Kızıldağ’ın evinde bulunan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tüzüğü ve ajandasında “dokunulmazlıkların kaldırılması'' konulu halk toplantısında aldığı notlar da suç gösterildi.
HABERE YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.