Türkiye Astana'yı ihlal mi ediyor? El Nusra militanları nerede?

Ömer Ödemiş

Yaklaşık 3 ay kadar önce, ABD IŞID ile anlaştı diye yazmıştım. Rakka operasyonu başlayalı yaklaşık 6 ay olmuş, ancak ABD ve müttefikleri PYD (diğer adıyla Suriye Demokratik Güçleri / SDG) hemen her gün bir mahalleyi ele geçirmiş ama ciddi bir çatışma yaşamamıştı. 3 yıla yakın süredir kenti elinde tutan ve tünellerle, yer altı sığınaklarıyla adeta yerin altında ikinci bir Rakka kenti kuran IŞID hemen her bölgeyi düşük yoğunluklu çatışma ile kaybediyordu. Bu dikkat çekici bir durumdu.

El Bab kasabasında bile yaklaşık 90 gün dişe diş savaşan, onlarca araç patlatan ve rakibe 600 civarında kayıp verdiren IŞID terör örgütü, Rakka da adeta hayalet bir güce dönmüş, tüm savaşma yeteneğini birden kaybetmiş, ABD ve müttekifi PYD'nin adım adım ilerlemesine izin vermişti. Bu durum tek bir gerekçe ile açıklanabilir idi; Anlaşma.

IŞID bölgede yenileceğini anlamış ABD ve müttefiki güçlerle ciddi bir anlaşma yapmıştı. Buharlaşma anlaşması. Çatışıyoruz denilen süreçte perderpey savaşcılarını bölgeden çıkarmış, yeni mevzilere taşımıştı. Bu gerçeklik Suriye ordusunun deyrezoru almasıyla ortaya çıktı. Bu kentte sıkışan 20kadar IŞID yöneticisi ABD halikopterleti le taşınırken Rus izleme sisitemine yakalanmıştı.

IŞID ile savaşarak bölgeyi özgürleştirmek yaygarası ile Surieye gien ve bölgede bulunan Kürt silahlı grubu ile ittifak yapan ABD, sözde düşmanı ile anlaşarak, girdiği kentte kalıcı olmanın yollarını arıyor. Üselik hemen her kesime yalan söyleyerek, Kürtler üzerinden alğı oluşturarak, bölgede etkinlik alanı oluşturmaya çalışıyor. IŞID Kobani de( Ayn El Arab) Kürt halkına saldrımış, ABD ve müttefiki güçler bu saldırıdan sonra Kürt halkını korumak için Bölgeye girmişlerdi. Uydurduğu giriş gerekçesi ortadan kalkmasına rağmen Suriye topraklarından çıkmayarak işgal etmeye devam etmektedir.

ABD'nin Suriye topraklarını işgal etme hamlesi bir noktada anlaşılabilir. Yani emperyalist karekterine uygun düşen bir davranış. Peki PYD'ye ne demeli? Eperyalizme güvenerek, gerici IŞID ile anlaşmayı bile kabul ederek, bölgede farklı bir statüde var olmak istiyor. Yüzlerce yıldır birlikte yaşadığı halkların can düşmanı ABD ile işbirliği yaparak özerklik statüsünü kazanmak istiyor.

Suriye devlet yetkilileri idari özerlik konusunda konuşabileceklerini, yerel yönetimlerin daha demokratik ve özerk olmasının bölgede yaşamı kolaylaştıracağını değişik defalar açıkladılar. Bu anlamda adımlar atılmalı ve emperyalizmi bölme, parçalama ve çatıştırma oyununa gelinmemelidir. ABD'nin Suriye topraklarından çıkması için baskı yapılmalı, bölgede yaşayan Kürtler kalış ve işgalci olmalarına gerekçe oluşturmamalıdırlar.

Rakka kentinden ayrılan IŞID nereye taşındı?

ABD ve dolayısıyla PYD ile anlaşarak Rakka kentini teslim eden IŞID terör örgütü elemanlarının bölgeden nasıl ayrıldıkları ve nereye gittikleri konusu net olarak anlaşılabilmiş değil. Sayıları 10 binden fazla olduğunu bilinen bu kadar katilin anlaşma yapmadan kenti terk etmiş olması mümkün görünmemektdir. Suriyeli olmayan IŞID katillerinin kendi ülkelerine dönmelerinin sağlandığı, bu çerçevede de 900 kadar IŞID katilinin de Türkiye'ye geçtiği seslendiriliyor. Suriyeli olanların ise hala bölgede değişik üniforlmalarla ABD gözetiminde bulundukları belirtiliyor. Yani sakallarını kesip, üzerlerinde ki üniformayı değiştirip bölgede yeni müttefiklerle yer almakta, Suriye devletini zayıflatmal için saldrılarına devam etmektedirler. ABD bu katilleri daha değişik hamlelerde kullanmak amacıyla koruyarak, yeniden biçimlendirmeyi planlamaktadır.

ABD!nin Suriye de yenildiğini kabul etmesi zaman alacak gibi görünmektedir. Bu süreç içerisinde Kürt örgütlenmeler ve yeniden biçimlendirme kararlılığında olduğu IŞID katilleri ile birlikte yeni girişimlerde bulunması beklenmektedir. Bölgede yeni terör saldırılarına karşı hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak gerekli görülmektedir.

Nusra İdlib'den nasıl çıkarılacak?

Türkiye yaklaşık 20 gün kadar önce, ÖSO isimli paralı askerle birlikte Astana kararları çerçevesinde İdlib kentine girdi. Beklentilerin aksine hiç bir çatışma yaşamadan, adeta anlaşarak yaklaşık 20 km. Suriye topraklarında ilerleyerek, İdlib kent merkezine yakın bir bölgeye ulaşarak, kontrol noktaları oluşturdu.

Daha önce Türk askerine karşı direneceklerini ve İdlib kentine girmelerine izin vermeyeceklerini açıklayan Nusra terör örgütü bu güne kadar çatışmadan Türk askeri gücünün ilerlemesine adeta destek verdi. Bölgeden gelen haberlere göre Nusra ile Türk silahlı gücü birlikte davranmakata, anlaşma içerisinde İdlib kentinde bulunmaktalar. Yani Türkiye bir kez daha Astana da verdikleri sözün dışın açıkarak, Nusra ile çatışmamış, tersine Nusra'nın karuması kurtarılması ve bölgeden bir biçimde çıkartılması işlevine soyunmuştur.

Nusra da Rakka da Işıd'ın yaptığı gibi buharlaştırılarak yok edilecek, nerede oldukları bilinmeden varlıklarına devam etmeleri planlanmaktadır. Sayıları tahminan 15 bin civarında oldukları sanılan Nusra katillerinin geldikleri ülkelere gitmelerinin yolu açılacak, Suriyeli olanların ise ÖSO üniforması giydirilerek buharlaştırlacakları iddia edilmektedir.

Nusra terör örgütü ile İdlib kentini birlikte organize ederek düşüren AKP iktidarı, müttefiklerini koryarak, bir başka biçimde yeniden mevzilendirmeye çalışmaktadır. Rusların Nusra terör örgütüne ilişkin hassasiyetleri nedeniyle sıkıntı yaşayan AKP, Suriye devletinin de tepkilerine hedef olmaktadır. Suriye devlet yetkilileri yaptıkları açıklamada, Türkiyenin astana anlaşmasının dışına çıktığını, işgalci konumunda olduklarını belirterek bölgeden çıkmalarını istemişlerdir. Rusya ise Trükiey'nin ne yapacağının bir süre daha beklenilmesini istemektedir. Nusra örgütünün çeçenler arasında ciddi bir etkinliğinin olması, Rusya konsolosunun bu örgüt tarafından öldürülmesine Ruya'yı tedirgin etmektedir. Rusya'nın,Türkiye'nin Nusrayı kontrol altında tutarak korumaya çalışma planına destek vermeyerek, ciddi tepki göstermesi beklenmektedir.

AKP iktidarı Suriye devletininin yıkılması için ilişkiler geliştirdiği radikal islamcı terör grupları ile geliştirdiği ilişkilere artık son vermelidir. Suriye halkı bu savaşı kazanmıştır. Bu kazanım kabul edilmeli ve yeni stratejik hamlelerden vazgeçilmelidir. Stratejik derinlik, stratejik yenilgi ile sonuçlanmıştır. Bu durum değiştirilemez bir gerçektir. Kabul edilmeli ve buna uygun samimi adımlar atılmalıdır.