Eğitimciler Tartışıyor(5): Maddeler Halinde Eğitim Sorunları
Eğitimciler tartışıyor yazı dizinimizin 5. ve aynı zamanda son kısmında Bağımsız-Eğitim Senden Genel Başkan Abdullah Soy ve Genel Sekreter Yılmaz Turhan Türkiyenin eğitim sorunlarıyla alakalı düşüncelerini gazetemizle paylaştı.
Sendikacılığın (gerçek hukuk devletlerinde olduğu gibi) her türlü siyasi, dini, etnik ve meslek gruplarına eşit mesafede olan ve bunun hak mücadelesi ile yapılacağını savunan Bağımsız Eğitim-Sen, en temel sorunun siyasi etkilerin eğitimi yaz-boz tahtasına çevirmesi olduğunu savunmaktadır. Bu çerçeve de maddeler halinde aşağıdaki sorunları ve çözümleri önermektedir;
Bağımsız Eğitim-Sen Genel Başkanı Abdullah Soy
Bağımsız Eğitim-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Turhan
1) Eğitim müfredatları sadece bilimsel temellere dayanmalıdır. (Bu müfredata özellikle siyasilerin karışmasına engel olunmalıdır. Bu konuda talim terbiye kurulu her türlü etkiden uzak tam bağımsız olmalıdır. Siyasiler sadece bazı idari konularda yetkili olabilmelidir. Keyfi müfredat değişikliği kaostur, sorundur. Siyasilerin mensubiyet şuuruyla objektif olması bir hayli zordur.
2) AB ülkeleri ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi meslekler en baştan yeniden tanımlanmalı ve hangi mesleğin donanımlarının kazanılması için hangi müfredatı ve süreyi (beceri eğitimi dahil) kullanacağı belirlenmelidir. Bunu için özellikle eğitim bilimciler ve meslek örgütleri uzun soluklu bir çalışma yapmalıdır. Belki daimi bir kurul oluşturulabilir. Özellikle Yüksek öğrenim ile çok sıkı işbirliği yapılmalı, işgücü analizleri sıkı takip edilmelidir.
3) Eğitim Fakültelerinin de eğitim içerikleri bu doğrultuda güncellenmeli piyasada hiç karşılığı olmayan bölümler, ihtiyaç olan bölümler/alanlara dönüştürülmelidir. Çağdaş dünyada gelişen teknoloji ile ilgili yeni eğitim alanları hızla müfredata alınmalıdır.
4) Sadece Eğitim Fakültelerinden öğretmen temin edilmeli, öğretmen sayısı yetmediği durumlarda diğer çözümler uygulanmalıdır.
5) Türkiyenin kurtuluşu mesleki ve teknik eğitimdir. Bunun için bu okullarında orta okulu açılmalı ve ikili eğitim metodu ile kalifiye mezun elde edilmelidir.
6) Mümkün olduğunca ortaöğrenimde özel kurumlarda değil devlet okullarında eğitim verilmelidir. Bunun için öncelikle üniversite giriş sistemi, ortaöğrenimde öğrenciye verdiğimiz ana derslerdeki başarıları göz önüne alınarak o içerik kazanımlarının yeterliliklerini ölçmek olmalıdır. Öğrencimizi test ve tost çocuğu olmaktan kurtarmalıyız.
7) Öğretmeni tekrar saygın konumuna çıkarmalı, en kutsal meslek olan eğitimciliği alelade bir meslekmiş gibi görmekten/sunmaktan derhal vazgeçmeliyiz. En değerli varlıklarımız olan evlatlarımızı eğiten değerli eğitimcileri geçim telaşı ve maddi beklenti girdapından kurtarmalıyız.
8) Öğrencilerimizi gerçekten özlenen/arzulanan çalışma ve rekabet atmosferine çekmeli, onların kendilerini geliştirmelerine ve bize göstermelerine imkan verecek yarışma ortamını oluşturmalıyız.
En değerli sermayemiz olan gençliğimizi ucuz işçi olmaktan kurtarmayı düşünmek hepimizin en acil ve temel görevi olmalıdır.
EĞİTİMCİLER TARTIŞIYOR YAZI DİZİNİMİZ BURADA SON BULMAKTADIR.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.