Okumaz-yazmazlık ve sonuçları
Bilindiği gibi, okumaz-yazmazlık okuma yazmayı oluşturmamış ya da okuma yazmadan yoksun toplululuklara özgü niteliklere verilen isimdir. Okumaz-yazmazlık bireylerin birtakım olumsuz durumlarla karşılaşması elbette kaçınılmazdır. Yine, okumaz-yazmazlığın azımsanmayacak oranda olduğu bilinen bir gerçektir.
Olumsuz etkenlerin başında okumaz- yazmazların çevrelerine uyum çekmelerinde güçlük çekmeleri gelmektedir. Elbette, kişilerin amaç/amaçlarını gerçekleştirilmelerilmesi ve çevrelerine uyum sağlamalarında okuma-yazma bir olanak olabilir. Ancak, burada okuma yazmayan bilmeyen kişiler açısından mümkün olamamaktadır. Yine, bu kişiler toplumun etkin üyesi olmamaktadır.
Diğer taraftan, okumaz-yazmaz sınıfını etkileyen en önemli öğelerden biri de bu kişilerin problem çözme güçlerinin yetersiz olmasıdır. Bu durumda zaten düşük özgüven düzeylerini daha da indirecektir. Çünkü, problem çözme yeterliliği özgüvenin elde edilmesinde önemli bir etkendir. Böylece, bu kişiler özgüven düzeyleri düşük olduğundan yaşama etkin olarak katılamamaktadırlar. Elbette, bu toplum üyelerini mutsuzluk beklemektedir.
Yine, bu kişilerin karar verme olanaklarını okumaz-yazmazlık oranı etkilemektedir. Çünkü, yaşama etkin katılımlarını sağlayacak olay ve olguları değerlendirecek kararları verememektedirler. Böylece, bu kişiler başka/başkalarına bağımlılığı daha da artacaktır. Çünkü düşünceyi sağlayacak değerlendirmelerden yoksundurlar. Boşuna değil bazı yetkililerin eğitim düzeyi yükseldikçe oylarımız düşüyor diye söylemde bulunması.
Diğer taraftan, okumaz-yazmaz kişiler değerlendirme güçlükleri yaşamaktadır. Çünkü, söz konusu sorunlarının çözümü konusunda yeterli bilgiye sahip olamayabilmektedirler. Burada da bu kişiler çözümü başka/başkalarının kararına bağlamaktadır.
Bütün bu anlatılanlar bu kişilerin birey ve kendisi olamamalarına yol açamamaktadır. Tabii ki bu durumda okumaz-yazmazların mutsuzluğuna neden olmaktadır. Çünkü, birey olamayan bu kişiler çevresiyle gerçek anlamda uyumlu birliktelik sağlayamamaktadır. Elbette, kaçınılmaz son bu kişilerin topluma yabancılaşmasıdır.
Bu anlatılanlar sorunun çözümünün ne olacağını da beraberinde getirmektedir. En başta halk bilinçlendirilmelidir. Okumanın ve yazmanın getirileri konusunda halk bilinçlendirilebilir. Ancak, bazı erkeklerin eşlerinin okuma yazma gibi bir edime sahip olması engellenmektedir.
Diğer Taraftan, bazı kamu kurumları okuma-yazma edimi için işlerlik kazandırılabilir. Yine, halk eğitim merkezleri daha işler hale getirilerek okuma yazmayanlar bilinçlendirilebilir.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.