Şiddetin psikolojisi
Şiddet, saldırganlık, öfke, düşmanlık, rekabet, engellenme, korku gibi durumlardan kaynaklanan ve karşısındakine zarar vermeyi, onu durdurmayı ona engel olmayı ya da kendini korumayı hedefleyen fiziksel, sözel her türlü davranış olarak ele alınmaktadır.
Saldırganlık, başka bir kişiye zarar vermek amacıyla yapılan bir davranıştır.
İnsan doğasına ilişkin görüşler; insanların doğuştan kötü ve iyi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Aynı zamanda tüm siyasal düşünce tarihi, iki düşünce kesimi arasındaki bir karşıtlığın tarihidir.
İnsanların iyi ya da kötü olmalarının koşullara bağlı olduğuna inananlar arasındaki bir karşıtlıktır bu.
Ancak; insanların doğuştan özellikleri ne olursa olsun, içinde bulundukları koşulların, kötü davranışların ortaya çıkıp çıkmamasında etkili olduğu da bir gerçektir.
Kuşkusuz, burada çevresel faktörlerin önemi vurgulanmaktadır. Saldırganlık da dâhil olmak üzere, insan davranışlarının çoğunun izleme, taklit etme ve örnek alma ile öğrenileceği vurgulanabilir.
Birçok araştırma; çocuğun saldırgan modelleri izleyerek öğrendiği saldırgan tepkileri, eylemler pekiştirildiği ya da çocuk bunları pekiştiren saldırgan modeller izlediği zaman daha fazla şiddet gösterdiğini ortaya koyulmaktadır.
Yine, dayağın yaygın olduğu çocuk yetiştirme alışkanlıklarının çocuğu saldırgan duygular içerisine sürüklemektedir.
Araştırmalar; saldırgan olmaya yatkın olan kişilerin kendi ailelerinde, televizyon programlarında veya bilgisayar oyunlarında saldırgan rol modellerini izledikten sonra saldırgan olma ihtimallerinin arttığını gösteriyor.
Genetik faktörlerin ve aile ortamının saldırganlıkta önemli bir yer tuttuğu vurgulanmaktadır.
Genetik faktörler kişilik özellikleri, mizaç, zeka, duygular, motivasyon ve çeşitli zihinsel problemler gibi insan davranışlarının gelişimini %30-%70 oranında etkilemektedir.
Genler, insan saldırganlığının gelişiminde de benzer şekilde rol oynamaktadır.
Araştırmacılar; genetik faktörlerin insan saldırganlığını ne kadar etkilediğini tespit etmek için ikizler ve evlat edinilmiş çocuklar üzerinde araştırmalar yapmışlar.
Eğer genetik faktörler insanlardaki saldırganlığı etkiliyorsa genlerinin %100ünü paylaşan tek yumurta ikizlerinin saldırgan davranışları, genlerinin %50sini paylaşan çift yumurta ikizlerine göre bir birlerine daha çok benzemelidir.
Aynı şekilde, genetik faktörler insan saldırganlığını etkiliyorsa, saldırgan anne babalardan olma çocukların, saldırgan olmayan anne babalar tarafından evlat edinilmiş olsalar bile saldırgan olmaları beklenir.
Araştırmacılar, 50den fazla ikiz ve evlat edinilmiş kişiyi analiz etmiştir, ve genetik faktörlerin, saldırgan/anti sosyal davranışların gelişmesinden sorumlu olan davranışların %34ü olduğunu tespit etmiştir.
Bu araştırmalar genetik faktörlerin insanları kısmen de olsa saldırganlığa yatkın hale getireceğini gösteriyor. Ancak, bu saldırganlığın gerçekten meydana gelip gelmeyeceği olasılığı çevresel faktörlere bağlıdır.
Araştırmacılar; suça eğilimli anne-babalardan potansiyel olarak kötü genler miras alan erkek çocukları gözlemleyerek genetik ve çevresel faktörleri incelemiştir…
Kötü genler miras alan çocukların sadece %7sini incelemiştir…
Kötü genler kötü bir çevre ile etkileşimin çocukların büyük bir bölümünün suç işlediğini göstermektedir. Çalışma aynı zamanda, iyi bir çevrenin büyük oranda kötü genler miras almış olmanın ortaya çıkardığı potansiyel zararları dengeleyebildiğini ve saldırgan ya da anti sosyal davranışlar gelişmesinin önüne geçebileceğini gösteriyor.
***
Aslında; araştırmalar, özetle saldırganlığın kökenlerinin insan doğasında mı yoksa bazı toplumlarda yer alan toplumsallaşma etkenlerinde mi yattığını merak etmektedirler.
Freud, insanda saldırganlığın ölüm içgüdüleri olarak biyolojik bir temele dayandığını öne sürmüştür… Freud, genellikle bu konuda karamsar olarak nitelendirilmiştir.
Bununla birlikte, Freud saldırganlık içtepilerinin konulmasına kültür ve toplumsallaşma yoluyla ket vurulabileceğini öne sürmüştür.
Sosyal psikologlar, saldırganlığın taklidin, örnek almanın ve öğrenmenin saldırganlık üzerindeki rolünü vurgulamaktadırlar.
Şiddet üzerine önemli bir eser bırakan Erich Froom, şiddeti üçe ayırmaktadır:
1-Tepkisel şiddet: İnsanın kendisinin ya da başkasının yaşamını, özgürlüğünü, onurunu malını korumak için başvurduğu şiddettir.
2-Ödünleyici şiddet: Güçsüzlüğü gizlemeye ya da güvensizliği telafi etmeye yönelik bir şiddet türüdür.
3-Kana susamışlık şiddet türü: Kişi kan akıtarak kendisini canlı, güçlü, eşsiz ve başkalarından üstün duyuyor. Gerçi bu daha çok ilkel toplumlarda görülen bir durum ise de dünyada tümden yok olduğunu öne süremeyiz.
***
Froom, şiddete ya da barışa yatkın ruhsal yapıları da ikiye ayırıyor. Ölüm severlik ve yaşam severlik.
Ölüm severler için, gelecek değil geçmiş önemlidir. Hiçbir zaman gelecekte yaşamaz, hep geçmişte yaşarlar. Onlara göre, yalnızca iki cins vardır. Güçlülerle güçsüzler, öldürenler ve öldürülenler.
Katıksız bir ölüm sever tipinin en açık örneği ise Hitlerdir.
Ölüm severlerin belirgin özelliği yaşamı korumak değil, yaşamı yok etmektir. Yaşamı yok etmek, ölüm severin yaşama biçimidir.
Yaşam sever karakter tipi; üretkenliği, sevgiyi ve aklı içerir. Yaşam sever kişi güvenliğin, adaletin ve özgürlüğün olduğu ortamda yetişir.
hgunes0202gmail.com
KAYNAKLAR
1-Atkınson, Rıta L ve Diğerleri(2002).Psikolojiye Giriş(Çeviren: Yavuz Alogan).Ankara: Arkadaş Yayınları.
2.Aydın, Mustafa(2014). Eğitim Yönetimi. Ankara: Gazi yayınevi
3-Budak,Selçuk(2009).Psikoloji Sözlüğü.Ankara:Bilim ve Sanat Yayıncılık.
3.Froom,Erıch(2008).Sevginin Ve Şiddetin Kaynağı(Çevirenler: Yurdanur Salman-Nalan İçten).İstanbul:Payel Yayınları.
4.Froom, Erıch(1995).İnsanda Yıkıcılığın Kökenleri .Çeviren: Şükrü Alpagut.İstanbul:Palme Yayınları
5.İnanç;Banu Yazgan ve Ercüment Yerlikaya(2008).Kişilik Kuramları.Ankara:Pegem Yayıncılık
6.Hogg, Mıchael A ve Graham M. Vaughan(2007).Sosyal Psikoloji(Çevirenler: İbrahim Yıldız- Aydın Gelmez):Ankara: Ütopya Yayıncılık.
7.Kağıtcıbaşı, Çiğdem(2008).Günümüzde İnsan Ve İnsanlar Sosyal psikolojiye Giriş.İstanbul:Evrim Yayınları.
8.Kışlalı,Ahmet Taner(2003).Siyasal Sistemler.Ankara:İmge
9.Morgan,Clıfford(2005).Psikolojiye Giriş(Yayına Sorumlusu:Sirel Karakaş).Ankara.
10.Plotnik,Rod(2009).Psikolojiye Giriş(Türkçesi:Tamer Geniş).İstanbul:Kaknüs.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.