Ezilenlerin Pişmaniyesi
Paulo Freire’nin “Ezilenlerin Pedagojisi” ciddiyetiyle yapılan bir açıklamaya daha şahit olduk. İzmit Pişmaniyesi Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Şahin, bildiri niteliğinde bir çağrıda bulundu. "Bu kent insanlarını kentine ve pişmaniyesine sahip çıkmaya, Pişmaniyeciler Derneği olarak şikâyet başvurusunda bulunacağımız zaman yanımızda olmaya ve bu hadsizlere haddini medeni bir şekilde bildirmeye davet ediyoruz" dedi. Allah Allah… Kim tutar seni be başkan…
***
Açıklamaya diyecek sözüm yok. Adam adı üstünde, Pişmaniye Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı. Pişmaniyeyi koruyup kollamak birinci vazifesi.
***
Sunucu Ali İhsan Varol, “Kelime Oyunu” isimli yarışma programında, “İzmitliler pişmaniye yemez, satarız biz bunu. Yoldan geçenden vergi alalım” deyince, tarihçi yazar Emrah Safa Gürkan da sosyal medya hesabından, “Hiçbir İzmitli pişmaniye yemez arkadaşlar, sizi kekliyorlar. Pişmaniye İzmit’in yoldan geçenleri vergilendirmek için bulduğu bir metottur” paylaşımında bulundu. Dernek Başkanı Mustafa Şahin de söylenenlere tepki gösterdi. Hatta iki isme suç duyurusunda bulunacağını bile açıkladı. Meseleyi bilmeyenler için hatırlatmış olalım.
***
Pişmaniye İzmitlilerin kırmızı çizgisi. Her Anadolu şehrinde görmeye alışık olduğumuz yöresel bir ürünü temsil eden heykellerden İzmit’te de var, pişmaniye heykeli. Pişmaniye üreticileri, 1040 metre pişmaniye çekerek “Dünyanın en uzun tatlısı” unvanıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na sokmuş. Öyle ki Erol Büyükburç’a şarkısı bile yaptırılmıştır:
“İzmitlisin çok özelsin pişmaniye
Birsin teksin ne hoş şeysin pişmaniye
Bir adında tel helvadır pişmaniye
Yıllar yılı dillerdesin pişmaniye
Telli pullu şekermisin pişmaniye
Konu komşu gelsin yesin pişmaniye
Susayınca lıkır lıkır pişmaniye
Paşa suyu hemen içsin pişmaniye
Pişmaniye pişmaniye
Ün verirsin İzmit'ime
Yer etmişsin gönüllere
Pişmaniye Pişmaniye doyamazsın yemelere
Festivalli farklısın pişmaniye
Hem tatlısın hem de namlısın pişmaniye
Keşiflerinde çoğaldı pişmaniye
Tüm dünyada hatırlısın pişmaniye
Bıyıkmısın sakalmısın pişmaniye
Her telsin de taranmazsın pişmaniye
Saklanmışsın kutularda pişmaniye
Masalardan çıkmışın pişmaniye
Pişmaniye pişmaniye
Ün verirsin İzmit'ime
Pişmaniye pişmaniye
Yer etmişsin gönüllere
Pişmaniye pişmaniye
Dayanılmaz lezzetine
Pişmaniye pişmaniye
Doyamazsın yemelere
İzmit'ten bir yolun geçse pişmaniye
Mutlaka al düşünme pişmaniye
Hediye et eşe dosta pişmaniye
Bir kutuda al kendine pişmaniye
Çarşısından al da getir pişmaniye
Kaynanana ver de yedir pişmaniye
Eğer varsa sorunumuz pişmaniye
Bu fırsatta söyle bitir pişmaniye
Pişmaniye pişmaniye
Ün verirsin İzmit'ime pişmaniye pişmaniye
Yer etmişsin gönüllere
Pişmaniye pişmaniye
Dayanılmaz lezzetine
Pişmaniye pişmaniye”
***
Tek derdimiz pişmaniye miydi şimdi? Olsun, o kadar alakasız konular gündemi meşgul ediyor ki pişmaniyenin canı sağ olsun. “Virtue Signalling” olarak bilinen, Türkçede “Duyar Kasma” olarak tanımladığımız bu konuya pişmaniye de dâhil olmuş olsun. Öyle ya ne hakla pişmaniyeyi ötekileştirirsiniz siz? Dünyanın bütün pişmaniyeleri birleşsin, bu hadsizliğe bir dur desin.
Bir değişiklik yaparak, Sayın Yavuz Donat tarzıyla yazdığım bu yazıyı, yine Yavuz Bey’in pişmaniye yorumuyla bitireyim: “İzmit'in pişmaniyesi meşhurdur... Pişmaniyeci, müşteri çekmek için bağırır, yiyen bir pişman, yemeyen bin pişman. Yiyen pişmandır... Zira... Pişmaniyeyi yemek kolay değildir... Üstünüze başınıza dökülür. Yemeyen pişmandır... Zira... Pişmaniye değişik bir damak tadıdır... Bir defa yiyin, hep canınız çeker... Alışkanlık yapar. Siyaset de işte öyle bir şey... "Giren bir pişman, girmeyen bin pişman."
***
Bu da böyle bir yazı. Okuyan bir pişman, okumayan bin… Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle…
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.