Levent Uğurlu
Levent Uğurlu - Levent Uğurlu

Dün Aziz, bugün Sezen dua ettim hepimiz için

Bir önceki yazımızda “sosyal vaizlik” ve “dijital din” kavramlarının popülerlik kazandığına ve literatürde sayısız çalışmaların yapıldığına dikkat çekmiştik. Ancak teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin hoca aynı hoca, cemaat aynı cemaat diye bir dipnot düşmüştük.
***
Bugün bu konuyu biraz daha açalım isterseniz. Zira din hayatımızın her alanında ağırlığını hissediyor. Gündem sürekli dini temalar üzerinden belirleniyor. Bunun yanında ekonomik faktörler, üretim araçları, teknolojik devinim hızla değişse de dinin yapısal problemleri değişmiyor. Dedik ya hoca aynı hoca, cemaat aynı cemaat.
***
İki ay sonra Ramazan ayı gelecek, göreceğiz din adına yapılan içerik üretimlerini… Bir toplumun ahlaki gelişimine, birbiriyle olan münasebetine zerre katkısı olmayan konularla bir gösteri izleyeceğiz. O gösteriden galip çıkan her zaman olduğu gibi popüler kültür olacak. Zaten maksatta bu değil midir? Tamamen pragmatik bir yaklaşımla, reyting kaygısıyla din üzerinden medya üretimi yapılmakta; din ve toplum süratle yozlaştırılırken, arka plandaki medya profesyonelleri de purosunu tüttürmekte, viskisini içmektedir. O profesyonellerin yine yurdum Müslümanına Sezen Aksu linçletmesi de bu konunun içindedir. Gerek sosyal medyada gerek geleneksel medyada Türkiye’de popüler kültür etkisindeki din üzerinden yapılan rıza üretiminin temel çıkış noktası budur. Çünkü tüm bu süreç aynı zamanda politik bir gösteri alanını temsil eder. Medya vasıtasıyla dinle ilgili aldığımız tüm mesajların bir kültürel endüstri sistemi tarafından üretildiğini ve birer tüketim metasına dönüştüğünü görmek için Adorno olmaya gerek yoktur. Zira Türkiye’de bu işler yıllardır insanların gözünün içine soka soka yapılmaktadır. Algı yönetimi ve siyasal iletişimin birer parçası olarak dini semboller kitlelerin refleksleriyle biçimlendirilmektedir.
***
Bir şarkı sözü üzerinden dini hassasiyet geliştiren odaklar, sayısız ne hadiseleri ballandıra ballandıra tüketimimize sundu hâlbuki… Ve sunmaya da devam ediyor… “Barbi bebek tahrik eder mi?” tartışması ekseninde hocalar barbi bebeklerle canlı yayınlara çıkarılmadı mı bu memlekette? Ama ağzımızı ayırarak izledik. İki ay sonra Ramazan ayı gelecek ve televizyonlarda dini değerler yine ayaklar altına alınacak, yine dalga konusu yapılacak. Bunlara tepki gösterecek miyiz? Hayır. Yine ağzımızı ayırarak izleyeceğiz. Çünkü medyanın rıza üretim süreci böyle işliyor… İşlerken de hedeflere ulaşılmış oluyor… Bir taraftan gerçekten tepki gösterilmesi konuları beğeniyle izlerken incir çekirdeğini doldurmayacak konular üzerinden ise şiddetli bir linç iklimine neden olabiliyoruz…***
Sağlıklı bir zihin yapısı önce bunu düşünür. Ben bir şeye tepki gösteriyorum ama burada manipüle edilme ihtimalim var mı? O klavyelere ellerimiz gidiyor sonuçta, sağlıklı düşünmeden sosyal medyada bir linç kervanına katılmadan önce bu soruları kendimize sormamız gerekiyor. Çünkü medya ve siyasetin iç içe geçtiği günümüz sisteminde bu işlerin perde arkasında dönen birtakım amaçlarla hâsıl olduğunu bilmek gerekir. Algıları yönetmek keyfekeder bir yöntemden ziyade amaçlı, sistematik bir bütünlük içerisinde gerçekleştirilir. Yakın tarihimizde çok acı örnekler var. Örneğin, ülkemin medyası Aziz Nesin linçlerken, süreç Sivas katliamı gibi bir neticeyle sonuçlanmıştır. Bugün gelinen noktada yediden yetmişe herkes Aziz Nesin okur ama o katliam toplumsal hafızada derin tahribatlar yaratmıştır. Zaten mesele keşke bireysel bir konu olsa. Birey yanlış yaptığını anlar, doğru yolu buldum der geçer. Ama toplumsal sonuçları yıllarca hatta yüzyıllarca geçmiyor. Kitleselleşen her reaksiyonun bedeli ağır olmuştur bu ülkeye… Özellikle dini ve milli hassasiyetler üzerinden… Yarın en tepkili insanlar bile son ses Sezen Aksu dinlemeye başlar. Ancak bu linçin sonu acı bir toplumsal zafiyetle sonuçlanırsa etkisi yıllar sürer. Dikkatli davranmak gerekir. Etkileri ise şarkı sözlerinde saklıdır:

Ne hükümran kalır ne zulüm ne de kin
Öz değil dostlar öz değil bu biçim
Kulların kullara ettiğini
Etmiyor en zalim harın ateşi

Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin

Ne para ne pul ne iktidar ne de güç
Bu değil gerçek bu değil gerçek
Bu kavga bir hayırsız düş
Uyanır neslim uyanır elbet

Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı insanı affetsin

Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle…

 

 

Toplam 2578 defa okunmuştur.

Levent Uğurlu diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.